Sonra ben size ağır yazdığım zaman üzülüyorsunuz, Ben kızdığım zaman kalkıp beni kınıyorsunuz..
Neden kızmayayım Allah aşkına?..
Artık her şey avanta olmuş. Her şeyin başını para almış. Ne haysiyet, ne şeref.
Yazıklar olsun bu işi pohpohlayanlara.
Bu siteyi kurarken, şantaj için kurmadım, kimsenin eğrisi, doğru, doğrusu eğri yapmadım.
Hakkı olanı aldım baş tacı ettim. Haksız olanı da gerektiği şekilde, eleştirdim.
Benimde mahkemelik olduğum birileri var, ancak haberlerini yoruma kapatıyor ne meth ediyorum nede eleştiriyorum sadece yayınlanan görüntüler doğrultusunda haberini yazıyorum..
Sen nasıl gazetecilik yaptın bu memlekette hemşerim?... Nasıl!..
Bir sitenin, sözde genel yayın yönetmenisin!.. Ve yazarına yazı yazmaya izin veriyorsun.
Yazarın kendi görüşüdür. Kendi düşüncesini yazar ve o sitenin başındaki karışmaz. Doğrusu da budur.
Ama o yazı yazıldıktan sonra, reklam avantası söz konusu olunca siteden, tüm yazılar içinden çıkarılıp alınırsa işte orada bir bit yeniği vardır.
Bu sadece reklam kokmaktadır.
Seyhan Erdağ, yıllardır tanıdığım ve sevdiğim bir gazetecidir.. Seda Sayanın güvenirliliği ile ilgili bir yazı yazmıştı zamanında.
Bu yazı günlerce durdu sitenin baş köşesinde.
Şu sıralar bütün eski yazıları var arkadaşın.
Ne hikmetse o \"Seda Sayanın güvenirliliği\" ile ilgili yazı bir anda uçtu, gitti.
Nereye gitti. Arşivden neden kalktı?
Neden kalktı biliyor musunuz?
Bu arkadaşlara Seda Sayanın vereceği önemli konserinin reklamı verilince onlarda o yazıyı kaldırdılar.
İşte iki yüzlülük burada.
Senin yazarını ne hallere düşüyor!.... Sen ne hallere düşüyorsun?... Haberin varmı acaba?...
O yazar eğri yazar, doğru yazar sen o yazıyı kullanıyorsan kalkıp, çıkarların yüzünden yazıyı yok etmeyeceksin.
Yada o yazıyı hiç yayınlamayacaksın!..
Bu yürekli duruş değildir. Bu duruşun ne tarafta kaldığının resmidir.
Yazık, çok yazık.
Çıkarlar sadece yeşil, yeşil baktığı zaman mı onurlu oluyor insan?....
Ayakta durmak için para karşılığı bazı şeyleri yapmak insan duruşunun neresinde yer bulur?
Hadi bakalım daha nereye kadar uzayıp, nereye varacaksınız?
Şimdi...
Maddi menfaatler uğruna değer yargılarını kaybetmiş şahsiyetlerin sitesi ile aynı tanıtım bannerını kendi siteme koymayı hayasızlık kabul ettiğim için...
Seda Sayan’ın 1 şubat’ta Bostancı gösteri merkezinde ki konser bilgilerini kendi şartlarım doğrultusunda sitemde yayınlayacağım, hiç bir maddi talebim yok, olamazda sadece Seda Sayan için yayınlanıyor olacak...
Sacit Aslan
*********
Yazarınız SEYHAN ERDAĞ’IN yaklaşık 4 ay önce SEDA SAYAN HAKKINDA YAZDIĞI YAZI
TÜRK HALKI GERÇEKTE KİME GÜVENİYOR
Bir sene ya doldu ya da dolacak şu Türkiye’deki sanatçılar arasındaki güven araştırması tartışmasında…
Tartışmayı ve iddiayı malum tek konuşan kişi Seda Sayan. Listede adı geçen diğer isimlerde tabir-i caizse \"çıt\" yok, Seda Sayan kendini kaptırdı gidiyor \"Ben en güvenilirim ben en güvenilirim\" diye.
İlk ondaki diğer isimlere göz attım, sırasıyla yazıyorum; İbrahim Tatlıses, Hülya Avşar, Uğur Dündar, Beyazıt Öztürk, Recep Tayyip Erdoğan, Cem Yılmaz, Mehmet Ali Erbil, Orhan Gencebay, Gülben Ergen ve Hülya Koçyiğit. İkinci sırada yer alan İbrahim Tatlıses’de de, Türk Halkının istisnasız kalbinin fetheden onuncu sıradaki Hülya Koçyiğit’in hiçbir iddiaları yok, adım gibi eminim ki, Seda Sayan’ın yerinde birinci sırada olsalardı da, Seda Sayan’ın yaptığını yapmazlar; mütevaziliklerinden taviz vermezlerdi…
Hala bilmeyenler için küçük bir de not eklemek istiyorum. Bu araştırmayı dünyanın birçok yerinde 47 ülkede ofisi bulunan ve 1975 yılında kurulan araştırma şirketi İpsos KMG yapmış ve araştırmanın ismi Celebrity Güven Endeksi imiş.
Aylar geçip de Seda Sayan’ın ağzında sakız gibi uzayan bu araştırmanın Türk halkının gözüne gözüne Seda Sayan tarafından bu kadar sokulacağını bilseydi bu uluslararası araştırma şirketi, acaba bu araştırmayı yapar mıydı diye kendi kendime soruyorum… Seda Hanım bu araştırmayı daha ne kadar önümüze temcit pilavı gibi getirecek acaba diye de merak ediyorum. Çünkü artık ben iğreti olmaya başladım.
Kuş gribi virüsü nedeniyle bırakın tavuğu, yumurta bile yemediğimiz bir dönem vardı, hatırlar mısınız demek istemiyorum, zira unutmamız mümkün değil. Binlerce virüslü ya da virüssüz kanatlı hayvan telef olup gitmişti… Tavuk üreticileri kan ağlıyordu, zira trilyonluk yatırım yaptıkları fabrikalarındaki ürünlerini bile korkusundan kimse satın almıyordu…
Çok iyi hatırlayacaksınız, o üreticiler; büyük gazeteci, duayyen Uğur Dündar’dan ricacı olmuşlar, Uğur Dündar’da onların haklı ricalarını yerine getirmiş ve o hijyenik fabrikalarda çekilen reklam filmiyle Türk Halkı’na bizlere seslenmiş, Türk Halkı’da onun seslenişiyle tekrar tavuk ve tavuk ürünleri kullanmaya başlamıştık… İşte güven budur. Niye mi yazdım şimdi bunu; içimden geldi… Keşke o reklam filminde Seda Sayan oynasaydı, yazık olmuş…
Türk Halkı en çok ona güveniyormuş ya!
Güven, bana göre bir araştırma şirketinin sayılı insan arasında yaptığı araştırmanın sonucunda belli olmaz.
İnsanların kime güvenip kime güvenmeyecekleri yüreklerindedir. Uluslararası bir araştırma şirketi yapmış olmuş. Bana gelip sordular mı? Hayır! Binlerce kişiyi tanıyorum işim dolayisiyla,
çevremden tek bir kişiye sordular mı hayır! Eeee kime, kimlere sordular, kaç bin kişiye, kaç milyon kişiye sordular da bu kanıya vardılar?
Kendi kendine \"Sultan\" lakabını takan; (bildiğim kadariyla lakapları halk kendisi verir) türkücülerin biriyle ekran karşısında nişanlanıp, onun helali olup ardından da başka bir türkücüyle evlenen, yeni kocasına oğlu yaşında dendiği zaman sinirden küplere binip bu yazıyı yazanlara demediğini bırakmayan, aşklarını ve de evliliklerini eleştiren sanatçıları kendi programını bırakın, çalıştığı kanalın kapısından içeri sokturmayan, rakip programlara sanatçı arkadaşları gitmesin diye ufak yollu ricalarda bulunan; kendi ayağıyla estetikçilerin kapısını aşındırıp bir de yapılan işlemi yüzü kabul etmeyince doktora demediğini bırakmayan bir sanatçı, nasıl olur da en güvenilir isim olabilir ki?
Şimdi diyeceksiniz ki, \"bunları yazdın ama, en güvenilir isim sıralamasına tekrar bir göz at istersen\"
Ben bu sıralamaya göz atayım, ama bence o büyük araştırma şirketide benim ve diğer gazetecilerin yazdıklarına bir göz atsın.
Seyhan Erdağ/Magazinkolik