Bebek sahibi olmak isteyenler dikkat!..

Polikistik over sendromu, oluşumunda genetik faktörler ve bunun yanında beslenme ve egzersiz gibi çevresel faktörlerin rol oynadığı bir hastalıktır.

Hürriyet'te yer alan habere göre doğurganlık döneminin herhangi bir bölümünde ortaya çıkabilen ve hastaların genellikle adet düzensizliği, aşırı tüylenme, sivilcelenme ve kısırlık gibi şikayetlerle doktora başvurduğu bir hastalık olan polikistik over sendromu, oluşumunda genetik faktörler ve bunun yanında beslenme ve egzersiz gibi çevresel faktörlerin rol oynadığı bir hastalıktır.

Çocuk sahibi olmayı zorlaştırıyor

Polikistik Over Sendromu tanısı alan kişilerde adet düzensizliği ve buna bağlı yumurtlama bozuklukları, aşırı tüylenme ve sivilcelenme gibi kozmetik sorunlar, kısırlık problemi ile artmış rahim ve meme kanseri, diyabet ve kalp- damar hastalıkları risklerinin bulunduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Recai Pabuçcu, hastalıkla ve çeşitleriyle ilgili önemli bilgilendirmelerde bulundu.

Polikistik Over Sendromu (PCOS); merkezi sinir sistemi, hipofiz bezi, yumurtalıklar, böbreküstü bezleri ve diğer dokular arasındaki etkileşimlerin bozulmasına bağlı olarak üretkenlik döneminin herhangi bir bölümünde ortaya çıkabilen karmaşık bir hastalıktır. Polikistik over sendromunun kadının hayatının hangi döneminde başladığı bilinmemektedir. Bazı araştırmalarda anne karnında bazı araştırmalarda ergenlik döneminde başladığı savunulmuştur. Normalde adet döngüsünün ilk gününden itibaren olgunlaşmaya başlayan yumurta hücresinin gelişiminin yarıda kalması, yeterli büyüklüğe erişip çatlayamayarak her defasında yumurtalıklardan birinde milimetrik boyutlarda bir kistin oluşmasıyla sonuçlanmaktadır. Yumurtanın çatlayamaması adet görmek için gerekli hormon seviyesinin tamamlanamayarak adetin gecikmesine ve bir dizi hormonal bozukluğun oluşmasına neden olmaktadır. Hastalığın belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olan esas olay kadınlarda hakim olması gereken östrojen hormonu yerine erkeklere özgü karakterlerin gelişmesini sağlayan androjen hormonunun fazla salgılanmasıdır.

Polikistik Over Sendromlu hastaların %90'ında aşırı kilo, adet düzensizliği(adet gecikmesi, az adet görme veya hiç adet görememe), aşırı tüylenme, sivilcelenme gibi problemler vardır. %10 hasta ise zayıf olup yumurtalıkları ilaçla tedavi edildiğinde aşırı uyarılmaya bağlı ‘aşırı uyarılmış yumurtalık sendromu ‘ çoğul gebelik veya düşük riski ile karşılaşmaktadır.

POLİKİSTİK OVER SENDROMLU HASTALAR 4 GRUBA AYRILIYOR

1. ADOLESAN (ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ) HASTALAR:
Bu gruptaki hastalar çocukluktan veya ergenlik döneminden itibaren kilo almaya başlayan, adet düzensizliği, aşırı tüylenme, sivilcelenme gibi problemleri olan hastalardır. Bu hastalara tanı konulduktan sonra uygun bir egzersiz ve diyet programına alınırlar. Tüylenme, saç dökülmesi, ciltte aşırı yağlanma ve sivilcelenme gibi kozmetik problemler gerekli tıbbi tedavinin yanında lazer gibi kozmetik yöntemlerle desteklenir. Ayrıca hormon bozukluğu ve adet düzensizliği varsa uygun hormon tedavileri başlanabilir.

2. CİNSEL OLGUNLUK DÖNEMİNDE OLUP BEKAR VEYA ÇOCUK PROBLEMİ OLMAYAN HASTALAR: Bu hastalardan aşırı kilolu olanların uygun Beden Kitle İndexi değerine ulaşılması hedeflenmeli, uygun bir egzersiz ve diyet programı uygulanmalıdır. Tüylenme, saç dökülmesi, ciltte aşırı yağlanma ve sivilcelenme gibi kozmetik problemler için gerekli tıbbı tedavinin yanında lazer gibi kozmetik yöntemlerle destek sağlanmalıdır. Bu gruptaki zayıf hastalarda ise tanı aşamasında belirtilerin karışması riski olduğu için erkeklik hormonu (androjen) salgılayan tümörler, Cushing Sendromu, Konjenital adrenal hiperplazi gibi diğer hastalık ihtimalleri araştırılmalıdır.

3 .ÇOCUK SAHİBİ OLAMAYAN HASTALAR: Bu gruptaki hastalar hekimleri tedavi konusunda en çok zorlayan hastalardır. 1yıllık korunmasız ilişkiye rağmen gebelik elde edilemeyen hastalarda öncelikle erkek faktörü değerlendirilip gerekli tedaviler yapılır. Daha sonra tüplerin açık olup olmadığını anlamak için rahim filmi çektirilir. Soruna yönelik tedavi planlanır. Eğer çiftlerde sperm testi normal, rahim filminde de tüpler açıksa birinci basamak tedavi hastanın mevcut kilosunun en az %5'inin verdirilmesidir. Bu şekilde hastaların %30-40'ı gebe kalmaktadır. Bu gruptaki zayıf ya da kilo verip de gebe kalamayan aşırı kilolu hastalarda ikinci basamak tedaviye geçilir, ilaçlarla yumurtlama tedavisi yapılır. Bu yöntemlerle hastaların %60-70'inde yumurtlama oluşurken %20-30’unda tedaviye direnç gelişmektedir. Yumurtlama olmuşsa %40-50 gebelik gerçekleşmektedir. Tedaviye dirençli hastalara ya iğne ile yumurtlama tedavisi yapılmakta (çoğunlukla aşılama tedavisi ile desteklenerel) ya da laparaskopik (kapalı) yöntemle yumurtalara 4-5 adet pencere açılmasıyla yapılan Laparaskopik Ovaryan Drilling yöntemi uygulanmaktadır. 3 defa aşılama tedavisine yanıt vermeyen çocuksuz hastalarda bundan sonraki basamak tüp bebek tedavisi olmalıdır. Tüp bebek tedavisinde yumurtalar uyarılırken çok dikkatli bir tedavi rejimi uygulanmalı, tedavi sonucu yumurtalıkların aşırı uyarılması sendromundan kaçınılmalıdır. Polikistik over sendromlu hastalarda bu durumlarda tüp bebek tedavisi

• Gebelik elde edilemeyen ilaç veya iğne tedavileri,
• Tüplerin yapışık veya tıkalı olduğu durumlar,
• Evre 3-4 endometriosis(Çikolata kisti)
• Genetik tanı yapmayı gerektiren hastalık geçirme öyküsü
• Erkek kaynaklı kısırlık
• İleri anne yaşı

4. İLERİ YAŞTAKİ ÇOCUK SAHİBİ OLMUŞ VEYA ÇOCUK PROBLEMİ OLMAYAN HASTALAR:
Bu Şeker hastalığına yatkınlık (İnsülin direnci): Polikistik Over Sendromlu kadınlar şeker hastalığı(diyabet) gelişimi yönünden artmış risk altındadır çünkü polikistik over sendromunda insülin direnci temel rol oynamaktadır. İnsülin direnci yumurtlama fonksiyonunun bozulmasına neden olarak polikistik over sendromlu hastaların çocuk sahibi olmalarını zorlaştırmaktadır.

• Yüksek tansiyon ve kalp krizi riski: Polikistik over sendromlu kadınlarda görülen obezite, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve yüksek kan yağlarının olması kalp krizi riskini arttırmaktadır.

• Rahim kanseri riski: Polikistik over sendromlu kadınlar rahim kanseri riski taşımaktadırlar. Obezite, düzenli olarak rahim iç tabakasının adet kanaması ile dökülememesi ve çocuk doğurmamak kanser riskini arttırmaktadır.


Sonuç olarak, PCOS hastaları asla hastalıklı bir insan psikolojisine kapılarak hayatı kendilerine yaşanmaz hale getirmemelidirler. Görme sorunu olan bir insan gözlük takarak yaşama nasıl uyum sağlıyor ise PCOS hastaları da diyet ve egzersizle kilo kontrolü yaparak, zamanında doktora başvurup problemine çözüm üreterek istediği sayıda çocuk sahibi olup tamamen normal bir yaşam standardı yakalayabilmektedir.
Ahmet Rıfat Şungar'dan sosyal medya isyanı Ahu Yağtu yeni aşkını ilan etti Ediz Hun 84 yaşına bastı "Gizli Bahçe" dizisi final yapan Murat Yıldırım'dan özür paylaşımı Makyajcı fenomenlerin tehdit davası Ege Karabenli, Mr. World 2024'ü kazanamadı