İnsanın, eğitimli, görgülü, kürtürlü, bilgili ve insancıl olması kadar güzel bir şey yoktur..
Tabidir ki, bazı insanlar bütün bu saydığım unsurlardan yoksun olabilirler..
Bu meziyetlerin olmaması o insan için belki önemli bir eksiktir ama ayıp değildir..
Gerçekte en büyük ayıp, insanın şerefini kaybetmiş veya satmış olmasıdır ki, işte o zaman hem ayıp hemde acınacak durumdadır!..
Ancak şerefli ve delikanlı insanların hayata karşı bir duruşu vardır ve yaşamı boyunca yılmadan, usanmadan ve her türlü şartlar altında bu duruşunu sergilerler...
Ama, bir başka insan modeli daha vardır ki, onlar dünya’ya \"DEFOLU\" olarak gelmişlerdir...
Evet \"DEFOLU!..\"
Bu karektersiz, yalakalar yıllardır her türlü ahlaksızlığı, şerefsizliği son derece radikal bir biçimde yaşamlarında uygulamış olmalarına rağmen ne hikmettir bilinmez hala toplum içerisinde kendilerini itibarlı zannedip ortalardadırlar!.. Bu gibi hayasızlara, bir konu hakkında insan gibi konuşur, bilgi verirsiniz, anlatırsınız ama anlamaz! Daha doğrusu anlamak işine gelmez!...
Aşağılık kompleksleri had safhada seyrettiği için, yıllardır parasını ve şöhretini emeği ile hak ederek kazanmış kişilere karşı kin ve nefret duyguları ile beslenen bu \"KAN EMİCİ YARASALAR\" misali şerefsizleri, bazen döverler hem de ne dövmek!... Eşek sudan gelinceye kadar 10 vurup 1 sayarlar, anaları, karıları bile bunları tanıyamaz hale gelinceye kadar basarlar sopayı!.. Aylarca pamukla ağzına su veririler, beslenmeleri ise günlerce pipetle içtikleri sadece bir çorbadır...
Bu kadar acı çekmelerine rağmen, hayattan hala hiç ama hiç ders almazlar sanki bir şey olmamış gibi davranıp aynı şerefsizliklerine devam ederler!.. Hiç bir şekilde ıslah olmayan bu kahpeleri, Allah yola getirmek için ölümcül olmayan ama hatrı sayılır bir kaza yaşatır, yine ağız burun darmadağın olur, ağızında kırılmadık diş kalmaz, en güvendiği insan bile hastanenin kapısına bırakıp arkasına bakmadan çeker gider!..
Başka bir hayırsever, bu şerefsize acır ve tüm tedavisini üstlenir bu şerefsize sahip çıkar ama aylar sonra kendine gelen bu şerefsiz, kılıcını ilk olarak kendisine sahip çıkan bu insana saplar!.. Bunlar öyle ahlaksızlardır ki, ekmek yedikleri iş yelerindeki mesai arkadaşlarını şartlı tehditlerle utanmadan, sıkılmadan ırzına, namusuna tecavüz ederler hemde çalıştıkları iş yerlerindeki kendilerine tahsis edilen çalışma odalarında!...
Bu gibilerin, yaptığı ne şerefsizlikler bitmek tükenmek bilmez!..
Kırk yılda bir hasbelkader mülk sahibi olurlar, şantaj ve tehditlerle aldıkları evin borç senetlerini başkalarına ödetirler ve utanmadan o evde otururlar!.. İşgüzarlık yapıp, kendi isteği ile gidip mahkeme huzurunda birileri hakkında alehte ifade verirler ama mahkemeden çıktıktan sonra aleyhinde ifade verdiği kişinin yalakalığına başlarlar ve yine bulurlar yollarını!..
İşte, bazı olaylar zaman zaman film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor ve aklıma gelenleri sizinle paylaşıyorum..
Yıllardır şu bahçemde baktığım can dostlarıma verdiğim değerin binde birini bu ve bunun gibi \"hayasızlara\" hayatım boyunca vermedim, vermeyeceğimde...
Dolayısıyla, ben şerefini kaybetmiş, haysiyetini satmış, sahte dostlara itibar etmem!..
Çünkü benim, \"ŞEREFLİ OLAN DÜŞMANIMA BİLE SAYGIM VAR!...\"
Sacit Aslan