Bu zor günler, yaşanan can kayıpları, ekonomik kayıplar, işsizlik ve her türlü olumsuzluklara rağmen elbette bitecek.
Ancak şunu iyi bilin ki bu olay bittikten sonra dünyada mevcut fakat eskimiş müesses nizamlar değişecektir.
Ve bu değişim, Amerika Birleşik Devletleri'nden başlayıp tüm Avrupa ülkelerini etkisi altına alacak.
Uzakdoğu'da Japonya, Singapur, Çin ve Avustralya gibi bazı ülkeler bu değişiklikleri aynen uygulayacak.
Gerçek demokrasi ile yönetilen toplumlar bu yaşananlardan geçmişte olduğu gibi ders alıp "kötü alışkanlıklarından" bir an önce sıyrılarak aldıkları rasyonel kararlar sonucu özledikleri yaşamlarına tekrar döneceklerdir.
Sözde "demokrasi" aslında "otoriter, teokratik veya şeriat" düzeni ile yönetilen ülkeler, geçmişten bugüne uyguladıkları yönetim şekillerine ve ısrarla "doğrusunu ben bilirim, benim dediğim olacak" tarzına devam ederlerse ki bazılarında öyle gözüküyor, işte onlar, yeni kurulacak siyasi, ekonomik ve toplumsal düzenlerin dişlileri arasında yok olup gideceklerdir.
Bu ülke 1938'den bugüne kadar yaptığı birçok yanlış ile vedalaşmak mecburiyetindedir.
Evvelemirde ve derhal evrensel hukuk kurallarına dönmek ve toplumsal adab-ı muaşeret kurallarını öğrenmek ve eksiksiz uygulamak zorundadır.
Hamaset tacirliği ile kötüye sahip çıkmakla, sermayesi riyakarlık olanları liyakat sahibine tercih etmekle, hırsızı, uğursuzu, caniyi, tecavüzcüyü, orospuyu, pezevengi itibar sahibi yapmakla değişim olmaz, olamaz.
Değişim; evrensel insani değerleri benimsemek ve o değerlerden asla taviz vermeden uygulamakla olur.
Sacit Aslan