Burhan Öcal: 'Tekinsiz ifadem sorgulandı'

O dünyaca çapında tanınan ender sanatçılarımızdan bir perküsyon ustası. Onunla ilgili en temel algı karizmatikliği bütün bunların yanında herkes bu konuda hem fikir ama o kendisini karizmatik bulmuyor.

Akşam'dan Arzu Akyol'un röportajı..

Sizinle ilgili bütün yorumlarda, röportajlarda bir “karizmatiklik” mevzusudur gidiyor. Hemen herkesin üzerinde hem fikir olduğu bir konu bu. Ben de söze burada gireyim de adet yerini bulsun... Nereden geliyor bu karizma?

Karizmatik olduğumu düşünmüyorum ama bunu çok duyuyorum. İnsanlar böyle düşünüyor.  Belki yüz ifadelerimin standart dışı oluşu etkili oluyor. Belki de çok acımasız ve radikal bir müzikal yaşam ve mücadelelerle dolu bir hayat sonucu oluşan belirgin yüz hatlarım beni öyle gösteriyordur.

Bu karizma başınıza bela oldu mu hiç?
Karizma demeyelim de bu keskin hatlarımdan oluşan tedirgin edici, ürkütücü bakışlarım, çehrem, yüzümün ifadeleri sebebiyle özellikle yabancı ülkelerde özellikle de Avrupa’da havalimanlarında, tren istasyonlarında yani halka açık yerlerde güvenlik açısından polis tarafından çok sık sorgulandım. Bela değil tabii ama tehlike arz eden, tekinsiz ifadem yüzünden, sanki kriminal bir tipmişim gibi sıkıntılar yaşadım.

Hakkında en temel algı “Karizmatik” olan Burhan Öçal için karizma nedir peki? Siz kimleri karizmatik bulursunuz?
Karizma diyebileceğim; mesela Al Pacino ya da Anthony Hopkins. Kadın müzisyen olarak Müzeyyen Senar; şahsına münhasır, çok değişik bir kadındı. Yabancı müzisyen olarak Freddie Mercury ve Mick Jagger ilk aklıma gelenler.

“Dünyaca ünlü perküsyon virtüözü” olmak sizde nasıl tezahür ediyor. Bir ukalalık ya da burnu büyüklük söz konusu mu?
Yok, canım nerede... Hiç alakası yok. Tam aksine kendi kendime yarattığım bir deliliğin içinde kaybolmuş durumdayım. Yarattığım ritim ve perküsyon sanatının sonsuz, uçsuz bucaksız yolculuğunda kaybolmuş gidiyorum.

Yeteneğinizin şişirildiğini düşünenlere (ki ben asla öyle düşünmüyorum) bir cevap vermek ister misiniz?
Tabii ki insan tanınınca her türü eleştiriye maruz kalıyor. Evet, böyle düşünenler var ve ben de onların haklı olduğunu düşünüyorum. Çünkü popüler müzik dünyasındaki müzisyenlerle karşılaştırılıyorum. O algıyla baktıkları için onları anlayabiliyorum. Oysa o dünyadan olmadığımı görüp objektif baksalar öyle olmadığımı anlarlar.

Hakkınızda oluşmuş bütün algıları bir yana bırakırsak nasıl bir adamdır Burhan Öçal?
Valla biraz egoistim, yani hür yaşarım. Biraz yardımsever. Özetlersek çok çalışan, çok hümanist, çok hayvansever diyebilirim.

Mesleğiniz yüzünden (yani gürültü yüzünden) komşularınızla kavga ettiğiniz oldu mu hiç?
Çoook. Her yerde. Sadece komşularla değil, trende, uçakta, hastanelerde, otellerde, yollarda. Geceleri egzersiz yaparken birçok defa “shut up!” diye bağırdıklarını duydum.

Dünyaca ünlü bir sanatçı olma yolculuğunda Türk olmanın dezavantajını yaşadınız mı hiç?
Çok yaşadım tabii ki, detayıyla anlatsam saatler sürer ondan konuya hiç girmiyorum.

Yurtdışı macerası size ne öğretti?
Çalışmayı öğretti.

Peki, yaşadığınız hayat ne öğretti?
Geçen gün otobanda giderken bir kamyon gördüm arkasında şu yazıyordu: “Yediysem cebimden yedim, yaşadıysam hayatımdan yaşadım, sizin sıkıntınız ne?” Aynen bu felsefe.

Özgeçmişinde perküsyon sanatçısı ve oyuncu yazıyor. Hangisi sizi daha çok tarif eder?
Aslında ben bir müzisyenim. Ritim çalan bir enstrümantalist. Müzik yapan, besteleyen, aranje eden...
Almanlar buna “kultur brückenbauer” yani kültürel köprü inşa eden mimar der. Benim özelliğim bu.

Bir sürü kucaklaşmalar (etno-funk-caz...) var müzik kariyerinizde. Ne ifade ediyor bu kucaklaşmalar?
Valla işte döneme göre kucaklaşıyoruz farklı tarzlarla. Şimdi yeni kucaklaşmalarımız var. World music var. Yeni soundlar yeni tarzlar arayışındayız. Ben sürekli kendimi yenilemeye çalışan bir müzisyenim. Kendi müziğim hakkında özel bir tarif söyleyemem. Benim hayatım tamamıyla üretim ve prodüksiyon üzerine kurulmuş. Geçenlerde bir marka konferansında konuşmacıydım, orada vurguladığım nokta üretemeyen değil üretmeyen yok olacaktır felsefesiydi.

Türkiye’de çok popüler olmayan bir müzik türünün popüler ismi olmayı nasıl başardınız peki?
Herhalde sanırım çok yönlülüğümün rolü oldu. Birçok enstrüman çalabiliyorum. Hepsini iyi çaldığımı düşünüyorum ama ancak zaman zaman virtüöz olabiliyorum. O yüzden yapılmamış olanı yapmaya çalışıyorum ve tekniğim çok farklı. Dünya standartlarının dışında bir teknikle, müzikal birikimimle, kültürümle harmanlayıp yorumlayıp sunuyorum ve tabii bu insanlara çok egzotik geliyor. Özellikle yurtdışında anlamadıkları halde dinliyorlar.

Bir gün perküsyon çalamasanız ne yaparsınız? Hayat eskisi gibi devam eder mi?
Maalesef ediyor zaten. Şu an evimin basit onarımıyla meşgulüm. Dolaysıyla 5 gündür bir fiske bile vurmadım. Çalışamadım. Vicdanım sızlıyor, 3 günden beri egzersiz yapmadım. Arkadaşlarım “Sen çalarsın, senin için sorun değil” diyor ama o öyle değil. Rahman Ünal’a “Ya üstat çok sıkıyorsun, çok prova yapıyorsun niye bu kadar çalışmak zorundasın?” diye sormuşlar. O da “Ben 3 gün prova yapmazsam seyircim, dinleyicim fark eder. İki gün egzersiz yapmazsam karım, çoluk çocuğum fark eder. Bir gün prova yapmazsam ben fark ederim” demiş.

Ellerinizi nasıl anlatırsınız bir perküsyon virtüözü olarak? Nasıl bakarsınız onlara?
Önce ellerimi korumak zorundayım. Kendileri her gece kremleniyor. Pek özel bir şey yaptığım yok ama en önemlisi parmaklarım için her gün egzersiz yapmak. 10 parmak egzersiz yaptığımı düşünürseniz ortalama her parmakla 10 bin vuruş yapması lazım. Yani 100 bin vuruş.

Bundan sonraki en çılgın hayaliniz ne?
Yeni sinema filmleri hazırlıyorum. Biri kadına şiddet ve çocuk istismarına karşı bir film olacak.

Bir müzisyen olarak çok iyi bir noktadasınız. Peki, bir insan olarak varmak istediğiniz bir nokta var mı?
Aslında varmak istediğim yere daha varmadım o çıtayı durmadan yüklettiğim için amacım durmadan gelişmek ve üretmek.

Evinizde vazgeçemeyeceğiniz bir teknolojik alet söyler misiniz?
Cep telefonu.

Cep telefonsuz bir gün geçirebilir misiniz?
Geçiririm hatta birkaç gün.
Rahimcan Kapkap ödülünü annesine armağan etti Sevtap Parman, Alzheimer'la mücadele ediyor Ercan Deniz kardeşi Özcan Deniz hakkında sessizliğini bozdu Ayşecan Tatari'den 20 yıl sonra gelen itiraf Dansöz Tanyeli'den üzücü haber Aras Bulut İynemli baba acısıyla sarsıldı