Cemal Hünal 'evlendi' dedikodularından bıktı usandı

Lale Cangal’la gizlice evlendiği konuşulan Cemal Hünal, işin aslını Hafta Sonu dergisine anlattı...

Şu sıralar Mimar Sinan’ın hayatını anlatan “8 Ülke, 8 Yönetmen ve Sinan” adlı belgeselde rol alıyorsunuz. Mimar Sinan’ı oynamak nasıl bir duygu?   

- Tuhaf... Bilmiyorum. Herhangi bir karakteri oynarken, mutlaka bir şeyler hissediyorsunuz. Karakterin nasıl düşündüğünü, nasıl yaşadığını, nasıl davrandığını, nasıl tepkiler verdiğini anlamaya çalışıyorsunuz. Ama sonuçta bu bir doküdrama. Dolayısıyla karakterin tepkilerini çok fazla analiz edecek ya da psikolojik halini anlatacak sahneler yok. Her doküdramada olduğu gibi enstantaneler var. Tek düşündüğüm şey; çok fazla çalışan, sürekli yapacağı işlerle meşgul olan, kafasında sürekli taş üzerine taş koyan bir insanı anlatmaktı. Onu canlandırmak, benim için çok keyifli.

Çekim temposundan yorulduğunuz ya da sıkıldığınız oldu mu? 

- Makyaj içerisindeyken evet... Lateks makyaj ve takma sakallar içerisinde sıcakta beklemek büyük azap. Ben de bu azabı net bir şekilde çalıştığım arkadaşlarıma yansıttım.

Bir tartışma mı yaşandı?

- Yok, öyle düşündüğünüz gibi bir şey olmadı. Sadece yoğunluktan kaynaklanan bir sıkıntı diyelim. Set çok zevkli ve eğlenceli geçiyor. Çok da rahat olduğum bir set.

TELEVİZYONDA KÖTÜ ADAMI  OYNAMAYI TERCİH EDERİM

“Ulak”ta başrol oynadınız ama sizin daha çok tanınmanızı sağlayan yine Çağan Irmak’ın filmi “Issız Adam” oldu. Geçtiğimiz yıl rol aldığınız “Romantik Komedi” de “Issız Adam”ın önüne geçemedi. Hakkınızda çıkan haberlerde hâlâ ‘Issız Adam’ olarak anılmaktan rahatsız mısınız?


- “Romantik Komedi”den sonra yapmak istemediğim dizi ve filmler oldu. Çünkü teklif edilen roller, daha çok “Romantik Komedi” paralelinde ya da benzer karakterli işler çevresinde gelmişti. Çapkın playboy gibi... Onun için bu sene, yukarıda Allah var, bana istediğim gibi bir rol gönderdi. “Adanalı” dizisinde kötü adamı oynuyorum. Bu sene herhalde birilerinin elini çok fazla öpmeme gerek kalmayacak! (Gülüyor)

Dizide ‘Jokervari’ bir kötü adamı canlandıracağınız yazıldı. Nasıl bir karakter izleyeceğiz?

- Tayfun Güneyer, “Bu sene ‘Adanalı’ dizisinin tonunu biraz değiştirmek ve daha çizgi film havasında bir şeyler çekmek istiyoruz. Biraz daha fazla aksiyon, biraz daha deli bir şeyler ekleyeceğiz. Bu yüzden bize yarı deli, kötü bir adam lazım” dedi. Basit bir garezden ve şımarıklığından dolayı dünyanın baş aşağı olup yandığını görmek isteyen bir insan profili peşindeydiler. Oynadığım karakter, şımarık bir sosyopat. Hayatta eksiği olan bir sosyopat da değil, sadece kurulu düzeni tahrip etmek istiyor. Öyle keyfi bir durumu var. Onun için ‘Joker’ herhalde karakterime en yakın örnek gibi görünüyor. Ama suratımı boyamayacağız, oyun kartları saçmayacağım. (Gülüyor) Sanırım bir şeyler patlatabilirim. Galiba diziye girdiğim ilk bölümde 150 kişi filan öldürüyorum.

Sizce jön oynamak mı, kötü adamı oynamak mı daha çekici?

- Projeye, karşımdaki oyunculara, senaryoya ve daha başka pek çok şeye bağlı. Jön oynamak isteyeceğim projeler de olabilir ama televizyonda kötü adam oynamayı tercih ederim. Daha eğlenceli, daha özgür, daha az mesai...

DÜĞÜN BU KIŞ YA DA İLKBAHARA

Geçtiğimiz aylarda at sevdanız, ciddi bir yaralanmaya, yüzünüzdeki kemiklerin kırılmasına yol açmıştı. Bu kaza tutkularınızı yeniden gözden geçirmenize neden oldu mu?


- Gözümün altındaki elmacık kemiği 2,5 santim içeriye göçtü. Üç köprü yerinden koptu, alttaki sinüsler falan paramparça oldu. Ama üç ay sonra gördüğün gibi... Ben “Herhalde kafatasım yerine dönmeyecek” diye düşünüyordum ama Acıbadem Hastanesi’nde, Rekonstrüktif Cerrah Doçent Dr. Şükrü Yazar var. Beni ilk gördüğünde “Ölmüş olman gerekirdi” dedi. “Ben yaşıyorum” dedim. Altı saatlik bir ameliyatla her şeyi yerine oturttu. Bir ay sonra normal hayatıma devam etmeye başladım. Yüzümde biraz şişler ve ödemler oluştu, onun geçmesi beş-altı ay sürecek. Ama ameliyattan 28 gün sonra Kâğıthane’de düzenlenen Cirit Festivali’nde at üzerinde festivalin açılış atışını yaptım. Bu yüzden benim için “Bir daha at binmeyecekmiş” diyen arkadaşlara buradan duyurulur. (Gülüyor)

Lale Cangal’la olan evliliğiniz nasıl gidiyor?

- Nişanlılık iyi gidiyor, daha evlenmedik. Evlenince nasıl gittiğini göreceğiz.

Ama gizlice evlendiğinizin haberleri yapılmıştı.

- Ta taa!!! Magazinde böyle bir şey var. Hepiniz birbirlerinizin yalanlarına kanıyorsunuz.

Peki, öyleyse nişanlılık nasıl gidiyor? Düğün ne zaman?

- Çok iyi gidiyor. Güzel bir düğün yapmak istiyoruz. Geçen sene işler çok iyi değildi. Aileyi bir araya toplamak istiyoruz, o yüzden biraz daha sabredeceğiz. Ama inşallah bu kış veya ilkbahar... Bahar istiyorduk zaten, olursa şahane olur.

AT, AVRAT, SİLAH

“Benim için hayatımda olmazsa olmaz” dediğiniz bir şey var mı?


- At, avrat, silah! (Gülüyor)

Sizin için aşk ne anlam ifade ediyor?

- Motive edici, ilham verici... Aşk her zaman var oluşun en yoğun olduğu ve mantığın en az geçerli olduğu yerdir. O yüzden güzel şeydir aşk.

İSTİSNA DEĞİLİM

“Issız Adam” filminde herkesi ağlatmıştınız. Peki siz, sizi ağlatan bir aşk acısı yaşadınız mı?


- Genel bir yanılgı var; herkesi ben ağlatmadım, Çağan Irmak ağlattı. Bir kadınla beraber olup da aşk acısı çekmeyen ya da tahrip olmayan bir tane insanoğlu örneği olduğunu zannetmiyorum. Ben de istisna değilim.

Erdinç Yapan / Hafta Sonu dergisi

Neslihan Atagül - Kadir Doğulu çiftini üzen ölüm Leonardo DiCaprio'dan Los Angeles yangınlarına 1 milyon dolarlık bağış Celine Dion'dan eşinin vefat yıldönümünde duygusal paylaşım Burak Deniz, Bestemsu Özdemir ile ayrılığının ardından ilk kez konuştu Kaza geçiren Azra Akın ve yönetmeni arasında gerilim Aslı Bekiroğlu'nun yeni aşkı şaşırttı