Cihat Tamer: "Bu evlat acısından sonra fazla yaşamam"

81 yaşındaki usta oyuncu Cihat Tamer, geçtiğimiz ay evlat acısıyla sarsıldı. Ünlü oyuncunun oğlu Atilla Tamer, 57 yaşında hayatını kaybetti.

Tiyatro ve sinemanın usta ismi Cihat Tamer, Posta Gazetesi'nden Alev Gürsoy Cimin ile bir araya geldi ve cenazede yaşanan fotoğraf krizi hakkında ilk kez konuştu.

İşte o röportaj:

BEN DE FAZLA YAŞAMAM

Evladını yeni kaybetmiş bir babaya ‘Nasılsınız?’ diye sormak çok zor. Başınız sağ olsun. Biraz olsun toparlanabildiniz mi?

Mümkün mü? Çok zormuş. Yaşamayan bilemez ama kimse de zaten yaşamasın ve Allah kimseyi bu acıyla sınamasın. İyi değilim elbette. Toparlamak da mümkün değil. Bu acı ömür boyu dinmez. Anne baba ölür, evlatlar bir türlü bunu yener ama bir anne babanın evladını kaybetmesi hiçbir tarife sığmaz. Evimizin çatısı başımıza yıkıldı. Ocağımız söndü, hayattaki bütün mutluluklarımız söndü.

Kızım ve eşimle beraber birbirimize iyi gelmeye çalışıyoruz. Bir hastalık değil ki iyileşsin. Ölenle ölünmüyor deniliyor ya hani. Hayır efendim, ölenle ölünüyor. Sadece siz hayattasınız, nefes alıyorsunuz ama hayatın eski anlamı kalmıyor. Allah düşmanımın bile başına vermesin.

ÇOK SİNSİ BİR HASTALIK

Atilla Bey bu hastalığa ne zaman yakalandı, nasıl bir süreçti?

Bu illet aşırı yaygınlaşmış, grip gibi her eve girmiş ne yazık ki. Biz hiç anlamadık. Elbette çok zorluk çektik iki sene boyunca. Uğraştık, didindik. En iyi hastanelere, doktorlara gittik ama geç kalmıştık kahretsin ki! Dördüncü evreye gelmişti. Böbrekten başlayıp, metastas yapmış ve her tarafı sarmış.

Nasıl anlamadınız?

Çünkü sinsi bir hastalık. O yüzden kendini aşırı sağlıklı bulan biri bile gitsin, her yıl tahlillerini yaptırsın.

Peki, sonra nasıl öğrendiniz?

Grip olduk. Ben de oğlum da hastaneye gittik. Çünkü çok ağır bir gripti bu. Serum taktırıp iyileşmeyi planlıyoruz sözde; röntgenler falan çekildi. Doktor oğlumun böbreğinde bir tümör olduğunu söyledi. Şaşırdık. Hemen bir onkoloğa gittik. Baktık durum ciddi. O an yıkıldım ama oğluma da belli etmemek adına metanetimi korudum, ona hiç üzüleceği bir şey belli etmedik. Biz güçlü durduk ki o da güçlü dursun. Maddi ve manevi anlamda aşırı yıprattı ama dimdik ayakta durmaya çalıştık.

DAHA DA BORÇLANSAYDIM AMA OĞLUM YAŞASAYDI

Sadece bir emekli maaşınız var, keşke bir yardım çağrısı yapsaydınız?

Asla! Olur mu öyle şey! Sadece bir ara kan lazım olmuştu, o da insani bir şey diye çağrıda bulunduk. Onun dışında bizler milletten para talep edecek insanlar asla değiliz, olmadık, olmayız da. Sesimizi duyurmak istemedik ki zaten. Bu işin reklamı olmaz ki! Oğlumun fotoğrafını hastanede çekip de Instagram’a koyayım da oradan nemalanayım. Hiç benlik değil ve çok korkunç bir şey bu. Allah’a şükür bugüne kadar çalıştım, onları da harcadım oğluma, helali hoş olsun, keşke kurtarsaydık da tüm varım yoğum gitseydi. 6.5 milyon para gitti tedaviye ama onun 10 katını daha verseydik de yavrum yaşasaydı.

Çok zor bir durum gerçekten. Sözün bittiği yer…

İnan öyle. Ve eminim ki artık ben de bu acıdan sonra çok fazla yaşamam. 81 yaşına geldim. Hayatımın son dönemlerinde keyif yapacağımı düşünürken evlat acısı ile tanıştım. Çok zor, çok!





TURHAN’I O ŞEKİLDE GÖRSEM CENAZEDEN KOVARDIM

TRT sanatçısı Turhan Öge’nin, oğlunuzun cenaze töreninde tiyatrocu Zihni Göktay ile selfie yapması çok tartışıldı. Siz ne hissettiniz?

İnsanlar çok tuhaf. Ne demişler, acı duyuyorsan canlısın, başkasının acısını da duyuyorsan insansın. Yaşamadan bilemezsin benim yaşadığım o acıyı. Ben o an onun ne yaptığının bile farkında değilim ki, benim dünyam kararmış, nereden bileyim ne çekiyor. Bizim Zihni ile çekilmiş ama onun da rızası yok; yani o da aslında çok rahatsız olmuş. Eğer ben o an fark etseydim onu oradan kovardım. Bu çok densizce bir hareket. Mesela Halit’in cenaze töreninde de bankta oturuyorduk birkaç ünlü arkadaşımızla. Biri geldi arkamıza geçti fotoğraf için, kovduk yani. Şener Şen çok iyi yapmıştı o tepkisiyle.

Ünlü olmanın bedellerinden bu da sanırım. Hayranlar cenazede bile bunu talep edebiliyor demek?

Yok yahu, bu hayranlıkla açıklanamaz. Bu densizlik ve saygısızlık. Ölüye de diriye de saygı yok. Ayrıca biz artık ünlü falan değiliz. Yaşımız başımızı aldık. Gençlere verdik sırayı. Fakat en güzeli ne biliyor musun? Halen bizi unutmuyorlar. Çok güzel iz bırakmışız. Sayıca da çok az kaldık. Bir Kemal Sunal’ın yerini bugün hangi genç isim alabilir?

Seda Bakan'dan film galasında Tuba Büyüküstün'e gönderme Duvara bantlanmış muz 6,2 milyon dolara satıldı İnşaat devinin veliahtının boşanma sınavı Pelin Akil 'Yalı Çapkını'nından apar topar gönderiliyor Zeynep Bastık'tan 'En çekici kadın' eleştirilerine cevap Bestemsu Özdemir - Burak Deniz aşkı evliliğe mi gidiyor?