Çocuğunuz söz dinlemiyorsa!..
Çocuğunuz söz dinlemiyorsa!..
Çocuklara söz geçirememe anne-babaların en sık şikâyet ettikleri konuların başında gelir. Söz geçirme adına bağıran, emir veren, boş tehditlerde bulunan ebeveynler istediklerine de ulaşamaz. Pedagog Ali Çankırılı, 3- 4 yaşa mola, 5-12 yaş çocuklara ise seçenek sunma sistemini öneriyor.
Birçok evde çocuklar hükümdarlığını ilan etmiş durumda. Anne-babayı parmağında oynatıyor, her şey onların istediği gibi oluyor. Anne-baba ise çocuklarına söz geçiremediklerinden yakınıyor. Oysaki çocuklar üzerinde otorite kurmak o kadar da zor değil. Birkaç yöntemle sözünüzü dinletebilirsiniz. 3- 4 yaş arası çocuklara 'mola', 5- 12 yaşındakilere ise 'seçenek sunma' sistemini uygulayın.
Pedagog Ali Çankırılı, ebeveynlerin söz dinletebilmek adına yaptığı en büyük yanlışın çocuğun her istediğini yerine getirme ve davranışlarına sınır koymama olduğunu söylüyor. "Biz fakirlik ve baskı altında büyüdük, çocuklarımız maddî sıkıntı çekmesin, baskı altında büyümesin." diyen ebeveynlerin çocuklarının her isteğini yerine getirdiğini ifade ediyor. Bu şekilde çocuğun mutlu olacağına ve bağımsız bir kişilik kazanacağına inanıldığını belirten Çankırılı, aksine çocuğun doyumsuz, şımarık, saygısız, sabırsız, şükürsüz, tembel, kural ve sınır tanımayan bir kişiye dönüşeceğini aktarıyor. Sınırların yol gösterici trafik levhaları gibi olduğunu söyleyen Çankırılı, "Arabanızla kalabalık bir şehrin sokaklarında seyahat ettiğinizi, daha önce hiç gitmediğiniz bir adresi bulmaya çalıştığınızı, ancak kavşaklarda ve dönemeçlerde hiç levha bulunmadığını düşünün. Aradığınız adresi bulmak için kim bilir kaç kez yanlış yola girer, kaç kez kaza atlatırsınız. Doğru ve kabul edilebilir davranışları öğrenmeye çalışan çocuklar için de durum aynıdır. Koyduğunuz sınırlar yol gösteren levhalar gibidir." diyor. Çankırılı, sınırların sanıldığı gibi, çocukların haklarını kısıtlamak, onlara baskı uygulamak olmadığını aktararak, "Sınırlar, çocuklara korundukları, güvende oldukları ve değer verildikleri duygusu kazandırır. Aile içi kurallara uymalarını, işbirliği yapmalarını, otoriteye saygı duymalarını sağlar, sorumluluk kazandırır." şeklinde konuşuyor.
Çocuk oyuna daldığında iş buyurmayın
Anne- baba, çocuğa sözünü geçirebilmek için oyun anına çok dikkat etmeli. Oyunun, çocuğun en ciddi işi olduğunu belirten Çankırılı, "Çocuk oyuna dalmışken ona iş buyurmak, söz dinletmenin çok zor olduğu bir andır." diye konuşuyor. Çankırılı bu durumu şöyle örneklendiriyor: Anne sokakta arkadaşlarıyla maç yapan 10 yaşındaki oğluna evin balkonundan bağırıyor: "Hasan, çabuk bakkaldan iki ekmek al da gel!" Hasan'ın çok önemli bir işi var, senin iki ekmeğin kaç para eder? Hasan annesini duymamış gibi yapar, oyununa devam eder. Anne kızar, sesini yükselterek tekrar bağırır: "Hasan, sana söylüyorum, bakkaldan iki ekmek al da gel!" Hasan yine sağır dinleme yapar. Sözünü dinletemeyen anne tehdit yoluna başvurur: "Hasan, çabuk bakkaldan iki ekmek al da gel! Yoksa aşağı inersem gebertirim!" Hasan, bunların boş tehditler olduğunu bilir.
3- 4 yaşa mola yöntemi
Mola yöntemini uygulamaya geçmeden önce çocuğa açıklama yapın: "Hatalı bir davranışta bulunduğunu fark ettiğimiz zaman sana durmanı söyleyeceğiz ve odana gitmeni ve bir süre odanda kalmanı isteyeceğiz. Süre dolunca sana haber vereceğiz."
Onaylamadığınız davranışların bir listesini yapın. Listeyi çocuğa okuyun ve göreceği bir yere asın. Onaylanmayan davranışlar listesi: Vurmak yok, ısırmak yok, tekme atmak yok, saç çekmek yok, tükürmek yok.
Çocuğa ceza alıyormuş kanaati verecek kızgın bir ses tonu ve yüz ifadesi kullanmayın. Moladan sonra hiçbir şey olmamış gibi çocukla aranızda temiz bir sayfa açın. Bekleme süresi dolduğunda, "Sanırım bir daha böyle davranmazsın" şeklinde uyarmayın, nasihat etmeyin.
5- 12 yaşa alternatif sunun
5- 12 yaş çocuklara seçenekler sunarak söz dinletilebilir. Örneğin: Anne gazete okurken iki çocuğu oyuncak kavgası yapmaya başladı. Anne onları uyardı. Çocuklar kavgaya devam etti. Anne sesini yükseltti: "Size kavgayı kesin dedim!" Çocuklar anneyi duymamış gibi kavgaya devam ettiler. Çocuklar, annelerini duydukları halde kavgayı kesmiyor, evin içinde koşuşturuyor, oyuncağı birbirinin elinden almaya çalışıyorlardı. Annenin uyarmaları, kızmaları, boş tehditleri bir işe yaramadı; çocuklara sözünü dinletemedi. Anne bu gibi durumlarda yerinden kalkıp kızmadan, bağırmadan, oyuncağı çocukların elinden alarak, "Çocuklar, ya kavga etmeden oynarsınız, ya da oyuncağı kaldırırım, iki gün onunla oynayamazsınız. Seçiminizi yapın, hangisini istiyorsunuz?" demeli.
ZEYNEP KAÇMAZ