Çocuklarda İştahsızlık
Çocuklarda İştahsızlık
Yapılan araştırmalar aslında pekçok çocuğun iştah sorunu olmadığını göstermiştir.Genelde annelerin çocuklarından bekledikleri yeme davranışını göstermeyen çocuklar, aileleri tarafından iştahsız olarak nitelendirilir. Bebekler en hızlı büyümeyi hayatlarının ilk altı ayında gösterir, devam eden zamanda bu büyümeyi göremeyen pekçok ebeveyn çocuğunun iştahsızlığından yakınır. Temel olarak, iki aylık süreçte yeterli ağırlık kazanımını sağlamayan ve altı aylık süreçte boy persentili değişmeyen çocukların iştahsızlık açısından izlenmesi önerilir.
İştahsız çocuğu belirleyen ilk sinyal yetersiz kilo alımıdır. Yeterli enerji ve besin öğeleri alınamadığı için vücut ağırlığındaki artış az ve yetersiz olur. Bu durum devam edecek olursa boy uzamasını da engeller. Yetersiz beslenen çocuklarda bağışıklık sistemi zayıflar, çocuk hastalıklara karşı savunmasız hale gelir. Vitamin ve mineral yetersizlikleri görülebilir.
İştahsızlığın altında bir hastalık sebebinin olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Çocukluk çağında geçirilen pekçok hastalık iştahsızlığa neden olur. Anemiler, iltihaplı- ateşli hastalıklar, çölyak gibi metabolik hastalıklar iştahsızlığa yol açabilir. Emme ve yutma reflekslerinin zayıf olması iştahsızlık için başka bir nedendir.Besini çiğnemede zorluk, kusma refleksi ve reflü gibi sorunlarda iştahın azalmasına bağlı yetersiz besin alımı görülür. Mide boşalmasının gecikmesi, çevresel uyaranlar, ruhsal olarak çocuğun etkilendiği bazı olaylar yemek yemeyi reddetme davranışı doğurabilir. Öncelikle bunlar araştırılmalıdır.
Çocuklar bir şeyleri içmeyi genelde yemeye tercih ederler, daha kolaydır. Sık sık meyve suyu veya süt içmek, şekerli besinlerin tüketimi çocukta iştahsızlığa neden olur. Günlük süt tüketimi arttıkça, iştahın azaldığını bildiren çalışmalar vardır. Öğünler arasında yüksek enerjili yiyeceklerin ve içeceklerin verilmemesi gerekir. Uygun besin seçilerek çocuğun ana öğün zamanına kadar acıkması sağlanmalıdır. Yemek saatleri düzenli olmalı, aile aynı anda sofraya oturmalıdır. Yemekten bir saat öncesinde içecekler kesilmeli, yemekten sonra içecek alınması sağlanmalıdır.
Televizyon karşısında besin yedirme 1-2 yaş grubu çocuğunun dikkati aynı anda birkaç yere odaklanmadığından, genel olarak besin alımını azalttığı tespit edilmiştir. Bu durumda çocuk yemekten sıkılır ve yemeyi reddeder. çocuğun sakin, mutlu olduğu ortamlarda diyalog içinde yemek yemesi önemlidir.
Besin reddi durumunda çocuğa aynı besin farklı şekillerde pişirilerek sunulmalı, besini yeme konusunda ısrarcı davranılıp, besine karşı red tavrını geliştirmesi engellenmelidir. Bir kere yemediğinde benim çocuğum bu besini yemiyor, sevmiyor denilip, besinin aile tarafından reddi de yapılmamalıdır.
Büyük porsiyonlar, karışık yemekler çocukları korkutabilir. Yemesi gereken miktar ebeveynlerin istediği miktar değil, çocuğun ihtiyacı olan kadardır. Besinler büyük porsiyonlar halimde değil, küçük porsiyonlar halinde sunulmalı, yeme işlemi devam ediyorsa ilave edilmelidir.
Çocuğum seviyor diye aynı besinin sık sık verilmesi, besine karşı isteksizliği ve iştahsızlığı getirebilir. Besinler hem yeterli ve dengeli beslenmesi için hem de bıkkınlık yaratmaması için çeşitlendirilmelidir.
Her çocuğun yeme içgüdüsü vardır, ardında yemekle koşulan, sürekli ağızlarına bir şeyler verilen çocukların öğünlere tok geldikleri için yemek yememeleri enteresan bir durum değildir. Tepkisel olarak da besini reddetmeyi başlatabilir.Annenin, aile büyüklerinin, bakıcıların çocuğa peşinde peşinde koşturarakyemek yedirmenin yanlış olduğu konusunda hem fikir olması ve hepsinin aynı davranış tarzını benimsemesi gerekir.
Az miktarda yiyen çocuklar için besin içeriğini zenginleştirmeye, kaliteli besinlere yönelmeye çalışmak gerekir. Böylece küçük porsiyonlarla da beslenme gereksinimi sağlanabilir.
1 yaşından sonra çocuklar yemek sofralarına oturtulmalı, yemek zamanının aileyle geçirilen eğlenceli bir vakit olduğu öğretilmelidir. Öğün saatlerinin belirgin olması, televizyon veya başka uyaranlar yardımıyla yemek yedirmenin önüne geçilmesini de sağlayacaktır.
Hepimiz hastayken besini redderiz. Besini veya yemeği reddediyor diye her zaman endişelenmek gerekmez. Çocuğunuzun büyüme ve gelişmesi normalse, yeme alışkanlıkları herhangi bir sağlık sorunu yaratmıyorsa, çocuğunuz gereksinimi kadar alıyordur. Büyüme ve gelişmesi beklenen aralıkta değilse, son iki ayda kilo alımı yoksa en kısa zamanda doktora başvurulmalı, gereken takipler yapılmalıdır.
İştahsız çocuğu belirleyen ilk sinyal yetersiz kilo alımıdır. Yeterli enerji ve besin öğeleri alınamadığı için vücut ağırlığındaki artış az ve yetersiz olur. Bu durum devam edecek olursa boy uzamasını da engeller. Yetersiz beslenen çocuklarda bağışıklık sistemi zayıflar, çocuk hastalıklara karşı savunmasız hale gelir. Vitamin ve mineral yetersizlikleri görülebilir.
İştahsızlığın altında bir hastalık sebebinin olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Çocukluk çağında geçirilen pekçok hastalık iştahsızlığa neden olur. Anemiler, iltihaplı- ateşli hastalıklar, çölyak gibi metabolik hastalıklar iştahsızlığa yol açabilir. Emme ve yutma reflekslerinin zayıf olması iştahsızlık için başka bir nedendir.Besini çiğnemede zorluk, kusma refleksi ve reflü gibi sorunlarda iştahın azalmasına bağlı yetersiz besin alımı görülür. Mide boşalmasının gecikmesi, çevresel uyaranlar, ruhsal olarak çocuğun etkilendiği bazı olaylar yemek yemeyi reddetme davranışı doğurabilir. Öncelikle bunlar araştırılmalıdır.
Çocuklar bir şeyleri içmeyi genelde yemeye tercih ederler, daha kolaydır. Sık sık meyve suyu veya süt içmek, şekerli besinlerin tüketimi çocukta iştahsızlığa neden olur. Günlük süt tüketimi arttıkça, iştahın azaldığını bildiren çalışmalar vardır. Öğünler arasında yüksek enerjili yiyeceklerin ve içeceklerin verilmemesi gerekir. Uygun besin seçilerek çocuğun ana öğün zamanına kadar acıkması sağlanmalıdır. Yemek saatleri düzenli olmalı, aile aynı anda sofraya oturmalıdır. Yemekten bir saat öncesinde içecekler kesilmeli, yemekten sonra içecek alınması sağlanmalıdır.
Televizyon karşısında besin yedirme 1-2 yaş grubu çocuğunun dikkati aynı anda birkaç yere odaklanmadığından, genel olarak besin alımını azalttığı tespit edilmiştir. Bu durumda çocuk yemekten sıkılır ve yemeyi reddeder. çocuğun sakin, mutlu olduğu ortamlarda diyalog içinde yemek yemesi önemlidir.
Besin reddi durumunda çocuğa aynı besin farklı şekillerde pişirilerek sunulmalı, besini yeme konusunda ısrarcı davranılıp, besine karşı red tavrını geliştirmesi engellenmelidir. Bir kere yemediğinde benim çocuğum bu besini yemiyor, sevmiyor denilip, besinin aile tarafından reddi de yapılmamalıdır.
Büyük porsiyonlar, karışık yemekler çocukları korkutabilir. Yemesi gereken miktar ebeveynlerin istediği miktar değil, çocuğun ihtiyacı olan kadardır. Besinler büyük porsiyonlar halimde değil, küçük porsiyonlar halinde sunulmalı, yeme işlemi devam ediyorsa ilave edilmelidir.
Çocuğum seviyor diye aynı besinin sık sık verilmesi, besine karşı isteksizliği ve iştahsızlığı getirebilir. Besinler hem yeterli ve dengeli beslenmesi için hem de bıkkınlık yaratmaması için çeşitlendirilmelidir.
Her çocuğun yeme içgüdüsü vardır, ardında yemekle koşulan, sürekli ağızlarına bir şeyler verilen çocukların öğünlere tok geldikleri için yemek yememeleri enteresan bir durum değildir. Tepkisel olarak da besini reddetmeyi başlatabilir.Annenin, aile büyüklerinin, bakıcıların çocuğa peşinde peşinde koşturarakyemek yedirmenin yanlış olduğu konusunda hem fikir olması ve hepsinin aynı davranış tarzını benimsemesi gerekir.
Az miktarda yiyen çocuklar için besin içeriğini zenginleştirmeye, kaliteli besinlere yönelmeye çalışmak gerekir. Böylece küçük porsiyonlarla da beslenme gereksinimi sağlanabilir.
1 yaşından sonra çocuklar yemek sofralarına oturtulmalı, yemek zamanının aileyle geçirilen eğlenceli bir vakit olduğu öğretilmelidir. Öğün saatlerinin belirgin olması, televizyon veya başka uyaranlar yardımıyla yemek yedirmenin önüne geçilmesini de sağlayacaktır.
Hepimiz hastayken besini redderiz. Besini veya yemeği reddediyor diye her zaman endişelenmek gerekmez. Çocuğunuzun büyüme ve gelişmesi normalse, yeme alışkanlıkları herhangi bir sağlık sorunu yaratmıyorsa, çocuğunuz gereksinimi kadar alıyordur. Büyüme ve gelişmesi beklenen aralıkta değilse, son iki ayda kilo alımı yoksa en kısa zamanda doktora başvurulmalı, gereken takipler yapılmalıdır.