Depresyon cinselliğin düşmanı!
Depresyon cinselliğin düşmanı!
Çağın hastalığı depresyonun, cinsel hayata olumsuz etkilerini anlatan Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, depresyona girmiş erkeklerde başta cinsel isteksizlik, erken boşalma ve sertleşme sorunları görülürken, kadınlarda ise cinsel isteksizlik görüldüğünü söyledi.
’’Cinselliğin; cinsel istek, uyarılma ve orgazm olmak üzere üç aşaması vardır. Depresyonda başta cinsel istek libido azalır. Buna bağlı olarak uyarılma ve orgazm sorunları da ortaya çıkabilir. Hatta birleşme olsa bile depresyondaki kişi bundan zevk almaz. Ancak tüm bu sorunlar depresyonun tedavi edilmesiyle birlikte kendiliğinden düzelir. Depresyon cinsel sorunlara yol açabilirken, cinsel sorunlar da mevcut depresyonu ağırlaştırabilir’’ diyen Dr. Yavuz, cinsel sorunların depresyona yol açtığını bilmeyen hastaların, genellikle bu sorunların kendi yetersizliklerinden kaynaklandığını düşündüğünü, bu durumun da mevcut tabloyu ağırlaştırarak, kişileri umutsuzluk ve karamsarlığa sürüklediğini ve daha önce var olmayan cinsel sorunlara da yol açabildiğini belirtti.
Yavuz, "Hasta cinsel hayatının tamamen sona erdiğini düşünerek, depresyonunu daha ağır yaşamaya başlar. Bu durumda ’’yine başarılı olamazsam’’ düşüncesiyle performans anksiyetesine kapılan hastada, depresyon tedavi edilse bile cinsel işlev bozukluğu kalıcı olabilir. Her fert ve her vaka birbirinden farklıdır, fakat eşlerden biri depresyonda ise, tüm aile bundan etkilenir. Bu durumda diğer eşin sabırlı ve anlayışlı olması, eşine yardım etmesi ve ona her konuda cesaret vermesi gerekir. Depresyonda olan kişinin duygusal olarak aileden kopması sebebiyle, bu bazen güç olabilir" dedi.
ERKEKLİĞİN BAĞLANMASI
Bazı evliliklerin ilk günlerinde, erkeklerde sertleşme sorunu nedeniyle ilişkinin gerçekleşemediğini açıklayan Dr. Yavuz, şunları söyledi:
"Evlilik sürecinde yaşanan yorgunluk, gerilim veya ilk gecede yaşanan heyecan nedeniyle ortaya çıkan bu durum karşısında bazen panik yaşanabilir. Böyle durumlarda erkeğin eşine karşı duyduğu mahcubiyet, olayı daha da ağırlaştırabilir. Bu geçici iktidarsızlık olayı, genellikle bir süre sonra düzelmektedir. Daha uzun süren vakalarda ilaç desteği gerekli olabilir. Böyle bir olay karşısında yeni evlenmiş bayanın sabırlı ve eşini destekleyici olması düzelmeyi hızlandırır. Kırsal kesimde daha sık karşılaşılan bu durumu büyü ile "erkekliğin bağlanması’’ gibi değerlendirenlere de rastlanmaktadır. Böyle yörelerde kişilerin, doktora götürülmeden geleneksel telkin yöntemleri ile iyileştirilmeye çalışıldığını üzüntüyle görmekteyiz.
ANTİDEPRESANLAR TERS ETKİ YARATIR MI?
Bugün depresyon tedavisinde kullandığımız ilaçların çoğu, cinsel sorunlara yol açmaktadır. Bu yan etkilerin başlıcaları; sertleşmede azalma, istekte azalma ve orgazm yoğunluğunda düşmedir. Bu durumda kişiler, depresyonun tedavisi ve cinsellik ikilemi arasında sıkışıp kalabilirler. Depresyon hastalarının birçoğu kullandığı ilaçların cinsel güçlerini bozduğunu görünce tedaviyi bırakmakta ve tedavi yarım kalmaktadır. Antidepresan ilaçlar nedeni ile cinsel sorun yaşayan kişilere yan etkisi olmayan ve en az ilaçlar kadar etkili olan TMS tedavisini uyguluyoruz."
’’Cinselliğin; cinsel istek, uyarılma ve orgazm olmak üzere üç aşaması vardır. Depresyonda başta cinsel istek libido azalır. Buna bağlı olarak uyarılma ve orgazm sorunları da ortaya çıkabilir. Hatta birleşme olsa bile depresyondaki kişi bundan zevk almaz. Ancak tüm bu sorunlar depresyonun tedavi edilmesiyle birlikte kendiliğinden düzelir. Depresyon cinsel sorunlara yol açabilirken, cinsel sorunlar da mevcut depresyonu ağırlaştırabilir’’ diyen Dr. Yavuz, cinsel sorunların depresyona yol açtığını bilmeyen hastaların, genellikle bu sorunların kendi yetersizliklerinden kaynaklandığını düşündüğünü, bu durumun da mevcut tabloyu ağırlaştırarak, kişileri umutsuzluk ve karamsarlığa sürüklediğini ve daha önce var olmayan cinsel sorunlara da yol açabildiğini belirtti.
Yavuz, "Hasta cinsel hayatının tamamen sona erdiğini düşünerek, depresyonunu daha ağır yaşamaya başlar. Bu durumda ’’yine başarılı olamazsam’’ düşüncesiyle performans anksiyetesine kapılan hastada, depresyon tedavi edilse bile cinsel işlev bozukluğu kalıcı olabilir. Her fert ve her vaka birbirinden farklıdır, fakat eşlerden biri depresyonda ise, tüm aile bundan etkilenir. Bu durumda diğer eşin sabırlı ve anlayışlı olması, eşine yardım etmesi ve ona her konuda cesaret vermesi gerekir. Depresyonda olan kişinin duygusal olarak aileden kopması sebebiyle, bu bazen güç olabilir" dedi.
ERKEKLİĞİN BAĞLANMASI
Bazı evliliklerin ilk günlerinde, erkeklerde sertleşme sorunu nedeniyle ilişkinin gerçekleşemediğini açıklayan Dr. Yavuz, şunları söyledi:
"Evlilik sürecinde yaşanan yorgunluk, gerilim veya ilk gecede yaşanan heyecan nedeniyle ortaya çıkan bu durum karşısında bazen panik yaşanabilir. Böyle durumlarda erkeğin eşine karşı duyduğu mahcubiyet, olayı daha da ağırlaştırabilir. Bu geçici iktidarsızlık olayı, genellikle bir süre sonra düzelmektedir. Daha uzun süren vakalarda ilaç desteği gerekli olabilir. Böyle bir olay karşısında yeni evlenmiş bayanın sabırlı ve eşini destekleyici olması düzelmeyi hızlandırır. Kırsal kesimde daha sık karşılaşılan bu durumu büyü ile "erkekliğin bağlanması’’ gibi değerlendirenlere de rastlanmaktadır. Böyle yörelerde kişilerin, doktora götürülmeden geleneksel telkin yöntemleri ile iyileştirilmeye çalışıldığını üzüntüyle görmekteyiz.
ANTİDEPRESANLAR TERS ETKİ YARATIR MI?
Bugün depresyon tedavisinde kullandığımız ilaçların çoğu, cinsel sorunlara yol açmaktadır. Bu yan etkilerin başlıcaları; sertleşmede azalma, istekte azalma ve orgazm yoğunluğunda düşmedir. Bu durumda kişiler, depresyonun tedavisi ve cinsellik ikilemi arasında sıkışıp kalabilirler. Depresyon hastalarının birçoğu kullandığı ilaçların cinsel güçlerini bozduğunu görünce tedaviyi bırakmakta ve tedavi yarım kalmaktadır. Antidepresan ilaçlar nedeni ile cinsel sorun yaşayan kişilere yan etkisi olmayan ve en az ilaçlar kadar etkili olan TMS tedavisini uyguluyoruz."