Soldan sağa: Necati Karakaya, Orhan Ayhan ve Halit Kıvanç. Üç mükemmel adam. Merhum Necati Karakaya’yı rahmetle yad eder diğer iki abime sağlıkla ve mutlulukla uzun ömürler dilerim.
Sabah sabah Sacit Efendi bu üç önemli spor adamını niye paylaştı diye merak edenleriniz olmuştur hemen açıklayayım: İlk futbol maçını 1962 yılında radyodan Necati Karakaya’nın sesinden (G.Saray-Beşiktaş) dinlemiş ve daha sonraki yıllarda bu üç mükemmel kişiyi tanıma şerefine nail olmuş ve birebir sohbet etmenin mutluluğunu yaşamış biriyim.
Son bir hafta içinde görsel medyada veya yazılı basında mesleğiniz nedir diye sorduklarında “gazeteci ve spor yorumcusuyum” diye cevap veren 4-5 tane sokak adamı, hatta Beyoğlu Küçük Parmak Kapı sokağındaki Koltuk meyhane sahibi veya Türkçe'yi unutmuş Sıraselviler’in arka sokaklarında “fıldır fış” otel sahibi dümbüklerin konuştuğu lisanı kendine şiar edinmiş güya “spor yorumcuları"nın birbirleri hakkındaki görüşlerini okudum ve kendi kendime sordum: Bir ülkede A’dan Z’ye her şey nasıl böyle tepetaklak hale gelebilir diye?
Ama hemen buldum cevabını… Tüpçüden, müteahhitten Federasyon Başkanı, otobüsçüden kulüp başkanı, güreşçiden bankacı, hayvanat bahçesi müdüründen bilim adamı, Tahtakale tacirinden ekonomist olursa yukarıda tarif ettiklerimden de böyle “yorumcu” olur!
EEEE… Orhan Şeref Apaklardan, Hakkı Yetenlerden, Gündüz Kılıçlardan, Ulvi Yenallardan, Can Bartulardan, Turgan Ecelerden, Bülent-Reha Ekenlerden, Lefter’den, Metin’den, Turgay’dan, Suat’tan, Güven’den, Necati Karakaya’dan, Orhan Ayhan’dan, Halit Kıvanç’tan bugünlere… Ve mesleğini yalakalık, yavşaklık, yalancılık ve küstahlık üzerine inşa etmiş soytarılara gelmek gerçekten kolay değildi ama böylesi rezil ve acınası duruma el birliği ile muvaffak olduk şimdi herkes kendini tebrik etsin.
Sacit ASLAN