Eğer reflünüz varsa!..
Eğer reflünüz varsa!..
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Gürden Gür, uzun süreli açlık ve özellikle akşam yemeğinin bu nedenle çok güçlü olarak yapılması mide ve yemek borusu hastalıklarını tetikleyebileceğini ya da varolan şikayetlerde artışa yol açabileceğini söyledi. Gür, bu nedenle oruç tutan kişilerin midelerini yormayacak alışkanlıklarla hareket etmesinin bu dönemi rahat geçirmelerine katkıda bulunacağını kaydetti.
Mide ile yemek borusu arasında yer alan kapakçığın, mide içeriğinin yemek borusuna kaçışını engellediğine dikkat çeken Gür, "Bu kapakçığın değişik nedenlerle görevini tam yapamaması durumunda reflu hastalığı başlar. Reflü hastalığı ile ilgili şikayetler yalnızca yemek borusuyla sınırlı değildir. Hastalar kulak burun boğaz ve göğüs hastalıkları bölümleri yanısıra diş hekimliği bölümü ile ilgili rahatsızlıklarda yaşayabilmektedirler. Reflü hastalığı gelişmiş toplumlarda daha sık görülmektedir. Toplumda yüzde 25 kadar kişi haftada iki ya da daha fazla kez reflu şikayetlerini yaşamaktadır. Bu oran reflünün ne denli önemli bir sağlık sorunu olduğunu göstermektedir. Gelişmiş toplumlardaki beslenme sorunları ve artan şişmanlık reflüyü tetikleyici mekanizmalardandır. Reflü hastalığını kolaylaştıran nedenler arasında sigara alkol ve kahve kullanımı, kilo fazlalığı, beslenme alışkanlıklarındaki bozukluklar ön sıralarda yer almaktadır. Reflü hastalığının en tipik belirtileri göğüste orta hat boyunca yanma ve ağza acı sular gelmesidir. Şikayetler özellikle yemek sonrası ve yatar pozisyondayken daha fazladır. Göğüs bölgesindeki yanma , zaman zaman kalp rahatsızlıkları ile karıştırılabilmektedir. Özellikle eforla ilişkili göğüs yanmaları ve bu şikayetlerin sol kola doğru yayıldığı durumlarda kalp muayenesinden geçmek son derece önemlidir. Belirtilen şikayetlere ek olarak hastalarda midede şişkinlik hissi, ses kısıklığı, uzun süreli öksürük, boğazda gıcıklanma, yanma ve dolgunluk hissi ve diş sorunları da görülebilmektedir. Göğüs hastalıkları ve KBB bölümlerine başvuran bir grup hastada şikayetlerin reflü ile ilişkli olduğu daha sonra yapılan tetkiklerle anlaşılmaktadır.
Reflü hastalığı hastaların yaşam kalitesini olumsuz olarak büyük ölçüde etkileyebilmektedir. Tedavi edilmeyen hastalarda uzun vadede ortaya çıkabilecek komplikasyonlar da riskli olabilmektedir. Bunlar arasında yemek borusunda daralmalar ve yemek borusunun alt ucuna meydana gelebilecek hücresel değişikliklerdir.Yemek borusunda olabilecek daralmalar yutma güçlüğü olarak kendini gösterebilmektedir. Yemek borusunun alt ucunda meydana gelebilecek değişmeler uzun vadede kansere dönüşebilme potansiyeli taşır. Reflü hastalığı bu nedenle yalnızca şikayetleriyle değil uzun vadede kanser riski nedeniyle de dikkate alınması ve iyi takibi gereken bir hastalıktır. Yemek borusunda bu tip değişikliklerin saptandığı hastaların hekimin tespit edeceği aralıklarla endoskopik muayeneden geçirilmeleri önem taşır" dedi.
Gür, reflü hastalığının kontrol altına alınmasında hastanın yaşam tarzında yapılacak değişiklikleri şu şekilde sıraladı:
1- Sigara, alkol ve kahve kullanılmamalıdır.
2- Çikolata, baharatlı ve yağlı gıdalar, fast food tarzı gıdalar, mayalı gıdalar, narenciye suları, domates suyu, salça, nane hardal gibi gıdalar mümkün olduğunca az tüketilmelidir.
3- Reflüsü olan kişilerin mutlaka ideal kiloya sahip olmaları gerekir.
4- Özellikle Ramazan ayında çok güçlü, yağ içeriği yüksek yemekler akşam yemeğinde yenmemelidir.
5- Akşam yemeğinden sonra yatana kadar ki 3 saatlik süre içerisinde mümkün olduğunca gıda tüketilmemeli, uyurken baş yükseltilmelidir.
6- Sıkı kemer ve dar elbiseler kullanılmamalıdır.
7- Yemekden hemen sonra ağır egzersiz yapılmamalıdır.
8- Bol su içilmeli ve posalı gıda miktarı artırılmalıdır.
9- Yemekler yavaş ve iyi çiğneyerek yenmelidir.
10- Gece uykudan kalkıp atıştırma alışkanlığı varsa buna son verilmelidir.