Elif Güvendik: 'Şöhretin elbette bedeli var'
"Elifnağme" programıyla 17 senedir kalplerde taht kuran Elif Güvendik, son dönemde sıkça tartışılan 'Magazin yasaklansın' haberleri hakkında açıklamalarda bulundu.
- Elifnağme bir klasik oldu artık... Kaç yıl oldu sektörde?
17’nci senem bu benim. İlk atv’de başlamıştım, o günden bugüne 17 yıl olmuş.
- Şu an tvem’de yaptığınız nasıl bir program?
tvem’de yaptığım programın adı yine ’Elifnağme’ ama bu kez içeriği daha farklı. 14.00 ile 16.00 arası 2 saatlik program yapıyoruz. 3,5 saate çıkarmayı düşünüyoruz. Önce mutfağımızda başlayıp yemekler yapıyoruz. Daha sonra konuklarımız geliyor ama her türlü konuğu ağırlıyoruz. Sanatçı, doktor, yazar, oyuncu herkes geliyor. 5 aydır devam ediyor 100’üncü programı geçtik.
- Günde 3 buçuk saat canlı yayın zor olmaz mı?
Ben çalışmayı çok seviyorum. Bunun bana bir zorluğu olacağını düşünmüyorum. Mehmet Ali Yılmaz teklif etti. İçeriğine magazin de ekleyeceğiz. Elifnağme’de yok yok, her şey var!
MAGAZİNİ SEVİYORUM
- Eskiden programınız magazin ağırlıklıydı zaten.
Evet, magazincilik benim peşimi bırakmıyor. Yıllardır magazinin içinde olduğum için bunu benim yapmamı istiyorlar. Hep bir laf vardır yıllardır söylüyorum; ’Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.’ Herkes magazin yapıyor ama bu alanda bilginiz ve geçmişiniz olması gerekir. Çünkü gelen konuğun yaşantısına hakim olmanız gerekir.
- Magazini verirken en çok neye dikkat edersiniz?
Ben her zaman magazinin pembesi taraftarıyım. İnsanların canını acıtmayı sevmiyorum! Magazin beni seviyor, ben de magazini seviyorum.
- Oktay Kaynarca balayında eşiyle teknede görüntülenince Başbakan’a mektup yazıp magazincileri şikayet etmiş. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Magazin gerçeğini hiç kimse yadsıyamaz. Türkiye magazini seviyor. Magazin demek onlar için pembe bir dünya demek. Faturalar, krediler, borçlar herkesin yaşadığı bir nokta. Magazin insanların kendisini kötü hissettikleri anda, başkasının hayatını izleyerek ve görerek, kafasında rahatlama ve psikolojik olarak kendilerini iyi hissetme yöntemi. O yüzden her sene magazin biter diye haberler çıksa da hiçbir zaman magazin bitmez. Kamu alanına gelirsek, evet evinin içindeyken bir paparazzi fotoğraf çekiyorsa, bu kamu alanı ama onun haricinde bir tatil beldesinde, teknede, halka açık yerlerde çekilebilirsiniz. Ne yazık ki bu dünyada da böyle, Türkiye’de de böyle. Oktay’ı ben gerçekten çok seviyorum, ona mutluluklar da diliyorum. Kendi açısından istemeyebilir, bunu da yargıya taşımış ve Başbakanımıza söylemiş olabilir ama gerçekler bu. Oktay şikayet etse de bu gerçeklerle yaşaması gerek.
HERŞEYİN BEDELİ VAR
- Yani şöhretin bedeli var diyorsunuz.
Aynen. Geçenlerde bir arkadaşım evini Cem Yılmaz’ın evinin hemen yanında olduğu için değiştirdi. Çünkü paparazilerden rahatsız oluyordu. ’Her an her yerden çıkıyorlar rahatsız oluyorum, Cem Yılmaz’ı düşünemiyorum’ demişti ve taşındı... Şöhret ve ünlüyseniz, her güzelliğin olduğu gibi bunun da bir bedeli var..
- Evlilik nasıl gidiyor?
Süper gidiyor. 11 Mayıs’ta evlendik Levent’le. Evlenmeden önce 2 senedir beraberdik, birbirimizi iyice tanıdıktan sonra evlenmeye karar verdik. Bir sürpriz değil bize evlilik. Evliliğe karar verdiğimiz andan beri her şey çok güzel gidiyor.
- Evliliği öneriyor musunuz herkese?
Ben herkese öneriyorum. Eğer tanıyorsanız karşınızda ki kişiyi evlilik gerçekten çok güzel bir kurum. Ben çok saygı duyuyorum evliliğe. Geleneklere göreneklere bağlı birisiyim. Mutluysanız eğer evlilikte kendinizi güvende hissedip sırtınızı dayayabilirsiniz birbirinize. Doğrusuyla, yanlışıyla birlikte yürüyebileceğiniz bir yol arkadaşı bence. O yüzden çok keyifli, ben çok mutluyum.
- Nasıl bir çocukluk dönemi geçirdiniz?
Ben çok mutlu bir ailede büyüdüm. Babam, annem ve bir tane de ablamla dört kişilik bir aileydik. Babam astsubay olduğu için çok şehir değiştirdik. Çocukluğum Ankara ve İzmir’de geçti. 9 senede 4 yer değiştik. Güzel bir çocukluğum oldu, onun için aile hayatını çok seviyorum. Bu da bana geçmişimin kazandırdığı şeyler. Allaha şükür Levent’le çok mutluyum.
’EŞİMLE ÇOK MUTLUYUZ’
- Eşiniz de genç bir iş adamı, nasıl zaman ayırabiliyor mu yeterince... Yoğun olmalı çünkü?
Bunu rayına oturtturduk. Sabah kalkınca işine giden akşam da evinde yemekte buluşan normal bir çiftiz. Sabah geliyorum, canlı yayının yanı sıra bir sonraki program için de uğraşıyorum. Akşam 7, 8 gibi evde oluyorum, onun da normalde şehir dışı işi yoksa o saatte evde oluyor. Beraber çok güzel zaman geçiriyoruz.
- Paparaziler rahat bırakıyor mu?
Evet, bizi gayet rahat bırakıyorlar. Bir şeyleri gizlediğiniz zaman çekici... Bir şeyler ortada olduğu zaman o çekiciliğini kaybediyor. Birlikte gördükleri zaman bizi çekiyorlar ama ben hayatımın hiçbir döneminde rahatsız edici bir durum yaşamadım paparazilerden. Benim muhabirim olarak başlayanlar şu anda bir yerlerin başındalar. Çok keyifli bir şey bu.
- Çocuk düşünüyor musunuz?
Sürekli bunu soruyorlar. (gülüyor) Evlenene kadar ne zaman evleneceksiniz diye soruyorlardı, şimdi evlendik, ’ne zaman çocuk?’ diye soruyorlar. Bu iş böyle... Çocuk olsa, 2’inci çocuk ne zaman diye sormaya başlayacaklar. Ben çocukları çok seviyorum, kendimizi hazır hissettiğimiz zaman sanırım. Şu anda çok faal çalışıyorum. Eşim hazır, ben biraz işlerimi oturtmak istiyorum. Belli de olmaz, birçok sunucu arkadaşım hamile olarak programlarını sundular, belki bende hamile olarak devam edebilirim programlarıma. Eşimle fikir olarak bu konuda karar verdik ama inanın bunun zamanını bende bilmiyorum.
’SINGLE ÇIKARACAĞIM’
- Sanatçılar değişkendir, programınızda zorlandığınız anlar oluyor mu?
Ben hiç zorlanmadım. Çok eskiden beri tanıştığımız için genelde iyi, negatif bir şey oluşmadı.
- Başka neler yapıyorsunuz?
Albüm çalışmalarım var. 2, 3 senelik bir ara oldu yoğunluktan dolayı ama bundan sonra da tek şarkılık single çıkararak şarkıcılığa devam edeceğim. Pop tarzında olacak. Ben şarkıcıyım, öyleyim böyleyim, iddialıyım diye albüm yapmıyorum. Sadece şarkı söylemeyi sevdiğim için albüm yapıyorum.
-Kimlerden şarkı aldınız?
Doğuş bir şarkı verdi çok beğendim. İnşallah tek şarkıyla çıkacağım. Sunuculuğun yanı sıra kendi programımda da şarkı söylüyorum. Bunların hepsi benim kolumda altın bileziklerim. Yeri geldiğinde de hepsini kullanıyorum.
- Hiç kimsenin yapmadığı yeni bir format üzerinde çalışıyor muşsunuz.. Doğru mu?
Bu 3,5 saat üzerinde olacak onlar. Mehmet Ali Yılmaz, bu projede her şeyin çok içerisine dahil. Bizi dinleyip yönlendiriyor.
ACUN’U BAŞARILI BULUYORUM
- Acun’un kadın formatı olabilir mi?
Yok (gülüyor) Acun gibi parasal anlamda gücüm olsa belki ben de çok şeyler yapabilirim ama onu çok başarılı buluyorum. Televizyonculuğa güzel bir renk getirdiği ve yaptığı işlerden dolayı tebrik ediyorum.
ELİF GÜVENDİK’İN GÖZÜNDEN ÜNLÜLER
- Ünlüleri sormak istiyorum size. İlk akla gelen kısa cevapları verirseniz sevinirim.
- Türkan Şoray?
Gözleri çok anlamlı ve derin bakıyor. Hiç konuşmasa da gözleri çok şey anlatır.
- Yıldız Tilbe?
Muhteşem bir kadın. Deli .. Deli o anlamda değil tabi ki. Onun deliliğini, hayata bakış açısını çok seviyorum. Hayata biraz öyle bakmak lazım. Beste fabrikatörü. İlk albümümde onun ’Hoşça kal’ şarkısını okudum.
- Bülent Ersoy?
Titrersin yanına gelirken ama sana sıcacık davranır ve dokunur. Çok büyük bir sanatçı yeri dolmaz.
- Sibel Can ?
Sesine bayılırım. Hem hanımefendiliği, hem de ailesine düşkünlüğü, çocuklarını kollayıp kollaması. Kadın olarak duruşu çok cilveli.
- Gülben Ergen ?
Yorumsuz. (gülüyor) Çok hırslı bir kadın. Hırsını beğeniyorum ama özel hayatı hakkında yorum yapmak istemiyorum.
- Demet Akalın?
O, tüm yorumsuz... Tümler tümü yorumsuz, ismini dahi duymak istemediğim yorumsuzlardan.
- Alişan?
Çok fazla samimiyetim yok.
- Ajda Pekkan?
Adı üstünde Süperstar. Gerçekten onun yeri dolmaz. Hala şarkıları bütün kulüplerde çalıyor. Kendini Ajda Pekkan’a adamış bir kadın o!
- Hande Yener?
Güzel sesi var. Şimdi o elektronik kafalardan çıktı daha güzel okuyor. Ben eski Hande Yener’i daha çok severim.
- Sinan Akçıl?
Dinlemekten zevk almadığım birisi ama çok güzel şarkı yapıyor. Keşke şarkı söylemese...
Olcay Ünal SERT