Evliliğinizde Duygusal uzaklaşma hissediyorsanız…
Evliliğinizde Duygusal uzaklaşma hissediyorsanız…
* İlişkinizde sevginiz dışındaki öğeler daha ön plana çıkmış ve bundan bir sıkıntı duyuyorsanız,
* Cinselliğinizde belirgin bir azalma varsa,
* Tartışmalarınızda boşanma sözcükleri de havada uçuşmaya başlamışsa,
* Artık evliliğiniz neşe ve canlılık vermiyor bunun hatta tam aksini getiriyorsa,
* Kendinizi daha güvensiz hissediyorsanız,
*Kıskançlık ve şüphelerinizde artış varsa,
*Artık tartışmalarda karşılıklı taviz vermiyorsanız ve tartışmaları kontrol etmeniz güçleşiyorsa,
*Eşiniz artık size hediye almıyor ya da sizi hatırladığını hissettirmiyorsa,
*Artık eşiniz dışında bazı erkeklerin çok daha iyi koca olabileceği duygusu yoğunlaşmaya başlamışsa…
Bu on paslı maddenin bir tekinin olması demek evliliğinizin tehlike çanları çaldığı anlamına gelmez.
Her bir maddeyi 1 risk puanı olarak kabul edin ve çıkan puanı 10'la çarpın, çıkan sonuç yüzde cinsinden risk puanınızı verecektir. %50’nin üzerine çıkan durumlar artık belirgin anlamda ilişkide sorun olduğunun göstergesidir. Bu on riskli başlığı düzeltmek ve değiştirmek mümkündür. Değişim yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır. Burada önemli olan değişimin istediğiniz yönde olmasıdır.
Dünyanın en eski ve kalıcı kurumlarından bir tanesidir evlilik. Yüzyıllar boyu değişen dünyamızda, eski Roma’dan beri kalan en sağlam kurum demek de doğru olur. Eski Roma’dan beri diyoruz, çünkü bugün ki anlamda evliliğin kurumsal yapısı o günlerde belirlenmiştir. Tabii evlilik sorunlardan uzak değil.
Son yıllarda belki de en çok zorlanan kurumlardan bir tanesi olmuştur. Rakamlar çok yanıltıcı olabilir. Örneğin İngiltere’de evlenen her iki kişiden biri on yıl içinde boşanmaktadır. Ülkemizde ise boşanma oranları yıllık %1 in çok altındadır. Bu rakamsal olarak bizde boşanmanın az olması, Türkiye’de evlilikler daha mutlu anlamına gelmemektedir. Bizde mutsuz ama evli çiftlerin sayısı azımsanmayacak derecededir.
Evlilik aslında birbirinden farklı iki insanın paylaşmaya başladığı yeni bir hayat dönemi olarak değerlendirilir. İnsan hayatındaki her değişim strese sebep olur ancak evlilik gibi köklü değişimlerin yeri daha bir farklı olmaktadır. Şöyle düşünün kültürel olarak aile yaşantısı olarak birbirinden farklı iki kişinin aynı evi aynı zaman ve mekanı paylaşmaya başlamaları hayatınızda ne kadar radikal bir değişimdir.
Hele birde eşinizle öncesinde tam tanışmadığınızı düşünün. Belki de hep güzel saatleri paylaştınız ve birbirinize göstermek istediğiniz yüzünüzü gösterdiniz. Gülünecek neşeli anları paylaştınız. Ancak artık evlisiniz ve iki kişilik düşünmek zorundasınız.
Bu durumda kendinizi kısıtlanmış gibi hissetmeniz gayet doğaldır. Karşı tarafın da aynı duyguları paylaştığını unutmayın. Bunu böyle düşündüğünüzde karşılıklı anlayışla bazı sorunların üstesinden gelebilirsiniz.
* Cinselliğinizde belirgin bir azalma varsa,
* Tartışmalarınızda boşanma sözcükleri de havada uçuşmaya başlamışsa,
* Artık evliliğiniz neşe ve canlılık vermiyor bunun hatta tam aksini getiriyorsa,
* Kendinizi daha güvensiz hissediyorsanız,
*Kıskançlık ve şüphelerinizde artış varsa,
*Artık tartışmalarda karşılıklı taviz vermiyorsanız ve tartışmaları kontrol etmeniz güçleşiyorsa,
*Eşiniz artık size hediye almıyor ya da sizi hatırladığını hissettirmiyorsa,
*Artık eşiniz dışında bazı erkeklerin çok daha iyi koca olabileceği duygusu yoğunlaşmaya başlamışsa…
Bu on paslı maddenin bir tekinin olması demek evliliğinizin tehlike çanları çaldığı anlamına gelmez.
Her bir maddeyi 1 risk puanı olarak kabul edin ve çıkan puanı 10'la çarpın, çıkan sonuç yüzde cinsinden risk puanınızı verecektir. %50’nin üzerine çıkan durumlar artık belirgin anlamda ilişkide sorun olduğunun göstergesidir. Bu on riskli başlığı düzeltmek ve değiştirmek mümkündür. Değişim yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır. Burada önemli olan değişimin istediğiniz yönde olmasıdır.
Dünyanın en eski ve kalıcı kurumlarından bir tanesidir evlilik. Yüzyıllar boyu değişen dünyamızda, eski Roma’dan beri kalan en sağlam kurum demek de doğru olur. Eski Roma’dan beri diyoruz, çünkü bugün ki anlamda evliliğin kurumsal yapısı o günlerde belirlenmiştir. Tabii evlilik sorunlardan uzak değil.
Son yıllarda belki de en çok zorlanan kurumlardan bir tanesi olmuştur. Rakamlar çok yanıltıcı olabilir. Örneğin İngiltere’de evlenen her iki kişiden biri on yıl içinde boşanmaktadır. Ülkemizde ise boşanma oranları yıllık %1 in çok altındadır. Bu rakamsal olarak bizde boşanmanın az olması, Türkiye’de evlilikler daha mutlu anlamına gelmemektedir. Bizde mutsuz ama evli çiftlerin sayısı azımsanmayacak derecededir.
Evlilik aslında birbirinden farklı iki insanın paylaşmaya başladığı yeni bir hayat dönemi olarak değerlendirilir. İnsan hayatındaki her değişim strese sebep olur ancak evlilik gibi köklü değişimlerin yeri daha bir farklı olmaktadır. Şöyle düşünün kültürel olarak aile yaşantısı olarak birbirinden farklı iki kişinin aynı evi aynı zaman ve mekanı paylaşmaya başlamaları hayatınızda ne kadar radikal bir değişimdir.
Hele birde eşinizle öncesinde tam tanışmadığınızı düşünün. Belki de hep güzel saatleri paylaştınız ve birbirinize göstermek istediğiniz yüzünüzü gösterdiniz. Gülünecek neşeli anları paylaştınız. Ancak artık evlisiniz ve iki kişilik düşünmek zorundasınız.
Bu durumda kendinizi kısıtlanmış gibi hissetmeniz gayet doğaldır. Karşı tarafın da aynı duyguları paylaştığını unutmayın. Bunu böyle düşündüğünüzde karşılıklı anlayışla bazı sorunların üstesinden gelebilirsiniz.