Evlilikte mutlu edecek liste!..
Evlilikte mutlu edecek liste!..
Beceriler, örneğin insanları güldürebilmek, karakter özelliği değildir. Evliliğe bir aile oluşturmak için girilir ve en az 50 yıllık, son derece ciddi bir projedir.
Gerek ülkemizde, gerekse dünyada boşanma oranlarındaki artış, çift ve evlilik terapisi alanında çalışan profesyonelleri önleyici ve koruyucu çalışmalar üzerinde daha çok düşünmeye sevk etmiştir. Nitekim, yapılan araştırmalar ve pratik deneyimler, çift ve aile terapilerinin , özellikle de çift terapilerinin evlilik sürecinde yaşanan sorunlar üzerinde onarıcı bir etkisinin olduğunu göstermekte ve söz konusu problemlerin ortaya çıkmadan önce önlenebileceği düşüncesini de beraberinde getirmekte, ancak ülkemizde ise bu gibi çalışmaların oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Bu boşluğu doldurmaya yönelik, DBE tarafından geliştirilen “Evliliğe Hazırlık Projesiî iyi ve kötü gidecek evliliklerin önceden tahmin edilmesi ve evlilik öncesi danışmanlık hizmetinin yaygınlaştırılmasını amaçlamaktadır.
'Artık dayanamıyorum' noktası
Evlilik ve çift terapisiyle uğraşanlar bilir; terapiye gelen çiftlerin dile getirdikleri sorunlar genelde çiftlerin çok uzun zamanlardan beri yaşadıkları sorunlardır ve 'artık dayanamadıkları için' bugün bir profesyonele başvurmaktadırlar. Bunun dışında kalanlar; aldatma, kişisel bir sorunun ilişkiye yansıması, ani ortaya çıkan travmatik süreçlerdir.
Danışanla tipik bir konuşma:
Terapist: Eşinizle yaşadığınız bu şikayetler ne kadar geriye gider?
Danışan: Vallahi bildim bileli böyledir.
T: Yani 10 yıl önce de eşiniz böyle miydi?
D: Tabii zamanla daha yoğunlaştı yarattığı sorunlar ama hep aynı sorunlar işte.
T: Peki niye evlendiniz?
D: Evlenince geçer sandım
Ona yardımcı olabilirim sandım vs.
İmbikten geçmiş gözlemler
35 yıldır kesintisiz her gün terapiyle uğraşırım. İşte size imbikten geçmiş gözlemler:
· Bir ilişkinin doğru gidebilmesi için doğru başlaması gerekir.
· Evlenmeden önce var olan sorunlar, genellikle evlendikten sonra artarak devam eder.
· Daha ilişkinin başında çiftler birbirlerinden köklü değişiklik talep ediyorlarsa o işin sonu hayretmez
· Taraflardan biri terapist ya da anne ya da baba, yani hami rolünü benimserse o ilişkiden de hayır gelmez
· Başlangıçta yaşanılan aşkın büyüklüğü, yoğunluğu; uzun süreli, doyumu yüksek, istikrarlı bir ilişkiyi kesinlikle garanti etmez. Zamanında ne büyük aşklar yaşayan çiftlerin, bir zaman sonra birbirlerinin gırtlağını nasıl sıkar
hale geldiklerini o kadar çok gördüm ki.
· Bir beraberliğin ana motoru cinsellik ise ve uzun süreli bir ilişki-evlilik düşünülüyorsa, bu ateşin bir ara düşeceğini bilmek gerekir.
Bir başka danışanla, bir başka konuşma:
Terapist: Figen sen şimdi Kemal'le niye evleniyorsun, bir şeyler söyleyebilir misin?
Danışan: Beni çok seviyor.
T: Başka?
D: Ben de onu çok seviyorum.
T: Başka?
D: (Bayağı bir düşündükten sonra): Beni çok güldürüyor. Birlikte çok eğleniyoruz.
T: Başka?
D: Çok arkadaşı var, sosyal. Herkesi güldürür vs.
Bu kısa konuşmadan da birkaç ders çıkaralım:
· Eğlenmek ve gülmek için lunaparka, diskoteğe, sinemaya gidilir. Bunun için evlenilmez.
· Uzun süre birlikte olmayı planladığınız ya da evlenmeyi düşündüğünüz kişinin, en az bir kaç değer verdiğiniz
karakter özelliğinin olmasına dikkat etmek gerekir. Beceriler, örneğin insanları güldürebilmek, karakter özelliği değildir.
· Evliliğe bir aile oluşturmak için girilir ve en az 50 yıllık, son derece ciddi bir projedir.
· Evlilik yalnızca iki kişiyi değil, her iki tarafın ailelerini de birinci derecede ilgilendirir. Yani yalnızca karı- koca değil, aynı zamanda gelin ve damattırlar. Bizim ülkemizde bu iki kişi bir sürü karmaşık ilişkiyi yönetmek durumundadır.
· İşin şakaya gelir tarafı yoktur: Ceza kanunu, medeni kanun, ticaret ve borçlar kanunu, miras hukuku ve daha bir sürü yasal düzenlemeyle el- kol daha başında bağlanır. İşin ciddiyetini, belediye başkanını temsilen birinin 'nezaretinde' ve şahitler huzurunda evlenebilmemizden anlamamız gerekir.
· 'Sorumluluk alma' geleneği olmayan kişilerle evlenmeden önce 36 defa düşünmek gerekir.
· Bir kişinin gelecekteki performansını en iyi tahmin edebileceğimiz kriter; o kişinin geçmiş performansıdır.
Yöneticiler birini işe alırken en başta buna bakarlar. 'Kocayı' ya da 'karıyı' alırken aynı yöntemi uygulamak riski azaltır. Yaşadığımız aşkın yoğunluğu, bu araştırmayı yapmamıza engel olmamalıdır. Biraz şirket kurar gibi konuştuğumun farkındayım ama işin ciddiyetini de belirtmek zorunda hissediyorum.
Evlenmeden Önce: Kontrol listesi
Peki, bir 'check-list' oluşturabilir miyiz?
Gayret edelim. Belki şöyle bir yol izleyebiliriz: Danışanların terapiye getirdikleri sorunları sınıflandırmak işe yarayabilir. Yaşam birkaç ayak üstüne oturur. Bunlardan birinin sarsılması bile ciddi sıkıntı yaratır genelde. Bu ayaklar daha işin başında ilişkinin sağlam zeminde gelişmesini garantiye alır.
Nedir bunlar?
Ailem: Eşim ve çocuklarım
Geldiğim ailem: Annem-babam, kardeşlerim, akrabalarım
Eşimin ailesi: Özellikle kayınvalide ve diğerleriyle ilişkiler
İşim, kariyerim: İşim istikrarlı mı, geleceğimi görebiliyor muyum, doyum sağlıyor mu?
Sosyal yaşamım: Eğlence ve arkadaşlıklar
Aile bütçesi: Kim, nasıl yönetiyor?
Sağlığım: Kendime bakıyor muyum, sağlığımı korumak için olanaklarım var mı?
Geçmişim: Geçmişte yaşadığım, bugün ilişkilerime yansıyan olumsuz yaşam deneyimlerim var mı?
Yukarıdaki liste, yaşamımda bir sıkıntım varsa nerelere bakmam gerektiğini söylüyor. Aslında bu, danışanla ilk seansta üzerinden geçtiğimiz 'tarama listesi'. Şimdi daha yolun başındayım, yakında evlilik kulvarına giriyorum ve bu listeyi kullanarak 'müstakbel eşimle' ilgili ileriye dönük bir değerlendirme yapıyorum. Bunları müstakbel eşinizle paylaşmanız gerekecek:
· Eşimin kendi ailesi ile ilişkisi ne alemde? Bağlılık, bağımlılık, mesafe, yakınlık, iniş-çıkışlar? Evlendikten sonra eşimin ailesiyle ilişkimizi nasıl düzenleyeceğiz? Ne sıklıkta onları göreceğiz? Çocuk olduğunda onun mu, benim annem mi yardımcı olacak? Sınırları koymakta eşimle anlaşabiliyor muyuz? Bunları paylaşabiliyor muyuz?
· Aynı konuları kendi ailemle ilgili olarak eşimle paylaşabiliyor muyum?
· Çocuk ne zaman yapacağız? Çocuk doğunca ne süre bakacağım, ne zaman bakıcı veya annelerden biri devralacak? Çocuğun bakımına baba ne ölçüde katılacak? Ana okuluna gidecek mi?
· Çocuk doğduktan sonra işime ne zaman döneceğim?
· Tayinlerde veya yeni iş teklifleri alındığında, başka bir şehre veya ülkeye gitmek söz konusu olduğunda kim kimi izleyecek?
· Ev dışındaki yaşam nasıl yönetilecek? Herkes kendi arkadaşlarıyla ayrı görüşüp eğlenebilecek mi? Tatiller ailelerle geçirilecek mi? Yalnız mı? Arkadaşlarla mı?
· Tatillere ne kadar bütçe ayrılacak? Eski kız veya erkek arkadaşlarla görüşülecek mi?
· İş seyahatlerine çıkılabilecek mi?
· İnternette chat, facebook vs. iletişimde eşler birbirine şifreleri verecek mi? Telefon? E-mail?
· Bütçe nasıl yönetilecek? Hangi harcamaları kim yapacak? Bürokratik işleri kim üstlenecek? Banka hesapları ortak mı olacak? Paranın nerelere harcandığı düzgün yazılacak mı? Yazılacaksa bunu kim yapacak? Onay almadan kişisel harcama limiti ne kadar olacak? Kendi ailemize yardım yapacaksak, sınırı ne olacak?
· Müstakbel eşim sağlığına bakıyor mu? İçki, sigara, uyuşturucu, gece hayatı? Kaygınız varsa, konuşmanız ve karara bağlamanız gerekecek.
Dağlara değil taşlara...
Aslında listeyi daha ayrıntılandırmak mümkün. Sanırım bir fikir vermiştir bu kadarı. Daha önce de söyledik: Beraberliğinizi keyifli kılmak da zehir etmek de sizin elinizde. Neredeyse ihtiyaç duyduğunuz tüm ipuçlarını bu dizide aldınız. Unutmayın; evlilikle ilgili sorunlar, derin felsefi görüş ayrılıklarından kaynaklanmıyor. İnsanların ayakları dağlara değil taşlara takılıyor.
SERDA KIVILCIM