Facebook’tan 'aldatma ispatı' suç sayılmıyor!..
Uğradığını iddia ettiği ihaneti kanıtlamak için kocasının facebook sayfasına giren kadına açılan davada beraat kararını Yargıtay da onadı. Kararda aile içi geçimsizliği ispata çalışan kadının eylemi suç sayılamaz denildi.
Milliyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre aldatıldığını ispatlamak için kocasının e-mail ve Facebook sayfasına girip paylaşımlarda bulunan kadına verilen beraat kararı, Yargıtay tarafından onandı. Yargıtay kararında haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan ceza verilmesi için kişinin, “hukuka aykırı davrandığını bilmesi” gerektiği savunularak sanık kadının, “aile içi geçimsizliğin nedenini ispat etmek için” yaptığı eylemin suç oluşturmayacağı ileri sürüldü.
BERAAT KARARI TEMYİZE GİTTİ
Yargıtay kararına konu olayda sanık kadının, resmi nikâhlı eşinin sadakatinden kuşkulandığı için aralarında henüz boşanma davası açılmadığı dönemde, daha önceden bildiği elektronik posta adresinin ve facebook hesabının internet şifrelerini kullanmak suretiyle kocasına ait özel kısımlara girdiği ve kocasının başka bir kadına gönderdiği elektronik iletileri ele geçirdiği belirtildi.
İddianamade, eşi tarafından aldatıldığının eşinin yakınları tarafından öğrenilmesini sağlamak amacıyla, kadının, kocasıyla diğer kadın arasındaki e-mailleri kocasının amcasının kızına e-maille gönderdiği iddia edildi. Açılan davada mahkeme, “sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu” gerekçesiyle beraat kararı verdi. Kararın davaya müdahil olan eski koca tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a geldi. Yargtıay 12. Ceza Dairesi de mahkemenin beraat kararını yerinde bularak onama kararı verdi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin kararında, “Taraflar arasında uzun süredir devam eden geçimsizlik olup, kocasının, amcasına, herhangi bir bayanla gayrimeşru bir ilişkisinin bulunmadığını beyan ettiğini öğrenen sanığın, kocasının kendisini zan altında bırakan sözlerinin doğru olmadığını, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiği kabul edilemez” denildi.
‘EYLEMDE KAST SÖZ KONUSU DEĞİL’
Kararda şöyle denildi:
“Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 132. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, genel kast ile işlenebilen suçlardandır. Sanığın, ‘kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal etme’ neticesini bilmesi ve istemesiyle maddenin ilk fıkrasındaki; taksirle ya da tamamen hukuka uygun elde edilmiş olsa dahi, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini bilerek ve isteyerek ifşa etmesi halinde maddenin ikinci fıkrasındaki suç oluşur. Ancak her iki halde de kastın varlığından söz edebilmek için, sanığın hukuka aykırı hareket ettiğini bilmesi ve bu biçimde hareket etmeye devam etmesi gerekir.”
Daire bu gerekçeyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan mahkûm olan kadına ceza verilmemesi gerektiğine karar verdi.
BERAAT KARARI TEMYİZE GİTTİ
Yargıtay kararına konu olayda sanık kadının, resmi nikâhlı eşinin sadakatinden kuşkulandığı için aralarında henüz boşanma davası açılmadığı dönemde, daha önceden bildiği elektronik posta adresinin ve facebook hesabının internet şifrelerini kullanmak suretiyle kocasına ait özel kısımlara girdiği ve kocasının başka bir kadına gönderdiği elektronik iletileri ele geçirdiği belirtildi.
İddianamade, eşi tarafından aldatıldığının eşinin yakınları tarafından öğrenilmesini sağlamak amacıyla, kadının, kocasıyla diğer kadın arasındaki e-mailleri kocasının amcasının kızına e-maille gönderdiği iddia edildi. Açılan davada mahkeme, “sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu” gerekçesiyle beraat kararı verdi. Kararın davaya müdahil olan eski koca tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a geldi. Yargtıay 12. Ceza Dairesi de mahkemenin beraat kararını yerinde bularak onama kararı verdi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin kararında, “Taraflar arasında uzun süredir devam eden geçimsizlik olup, kocasının, amcasına, herhangi bir bayanla gayrimeşru bir ilişkisinin bulunmadığını beyan ettiğini öğrenen sanığın, kocasının kendisini zan altında bırakan sözlerinin doğru olmadığını, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiği kabul edilemez” denildi.
‘EYLEMDE KAST SÖZ KONUSU DEĞİL’
Kararda şöyle denildi:
“Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 132. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, genel kast ile işlenebilen suçlardandır. Sanığın, ‘kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal etme’ neticesini bilmesi ve istemesiyle maddenin ilk fıkrasındaki; taksirle ya da tamamen hukuka uygun elde edilmiş olsa dahi, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini bilerek ve isteyerek ifşa etmesi halinde maddenin ikinci fıkrasındaki suç oluşur. Ancak her iki halde de kastın varlığından söz edebilmek için, sanığın hukuka aykırı hareket ettiğini bilmesi ve bu biçimde hareket etmeye devam etmesi gerekir.”
Daire bu gerekçeyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan mahkûm olan kadına ceza verilmemesi gerektiğine karar verdi.