Güzellik satar!
Güzellik satar!
Evinizin rahatlığında, kanepenin üzerinde pijama altı ve az önce yediğiniz pizzanın sosunu damlattığınız tişört ile oturuyorsunuz. Çayınız ya da kahveniz önünüzde, elinizde kumanda kanallardaki canlı ödül törenlerinden birine takılıyor gözünüz.
Film ödülleri mi müzik ödülleri mi? Peki hangi dalda kim aday bu sene? O değil de Halle ne giydi acaba? Nicole’un ince bileğine kaç pırlanta sığacak? İşte hiç değişmeyen esas sorular..
Ve işte bu nedenle favori oyuncularla moda tasarımcıları arasında ilişkiler kuruluyor. Moda tasarımcıları estetik olarak güdülenir – fikir ve vizyonlarından ilham almış fiziksel güzelliği yaratmak için kaynak ararlar. Bu fiziksel güzellik bizim için giysiler diye adlandırılıyor. Ve gerçekten ne kadar da güzeller!
Özenle tasarlanmış ve dikilmiş yerlere kadar uzanan bir Vera Wang abiyesinden daha iyi ne olabilir? Özenle tasarlanmış ve dikilmiş Vera Wang elbisesinin içinde Julia Roberts! Kimi muhteşem moda tasarımları bazı en güzel yüzler, vücut ve insanlarla özdeşleşir ve sonuçların sınırları görkemlidir- bizi havaya sokan algısal bir haz ve öykünme…
Kendi mezuniyet kıyafetinizi ya da gelinliğinizi düşünün, o dönem öne çıkan benzer bir sunumdan hiç etkilenmediniz mi gerçekten? Kişisel zevklerimiz ve moda bakışımız olduğu halde, her birimizin en azından bir parçası (o parçanın ne büyüklükte olduğu önemli değil), gözlemlediği güzelliğe öykünür. Ve bu gayet doğaldır.
Bir ünlünün bir modacının tasarımını kırmızı halılı bir organizasyonda giymesi, milyon dolarlık reklamlardan çok daha etkili bir tanıtımdır. Hatta bu organizasyonda ödül alan ünlülerden biri giyiyor ise giysiyi bu onlarca milyon dolardan daha güçlü bir reklamdır. Normal karşılamamak elde değil. Güzellik satar – moda ve ünlüler arasındaki ilişki işte bu işe yarar!
Film ödülleri mi müzik ödülleri mi? Peki hangi dalda kim aday bu sene? O değil de Halle ne giydi acaba? Nicole’un ince bileğine kaç pırlanta sığacak? İşte hiç değişmeyen esas sorular..
Ve işte bu nedenle favori oyuncularla moda tasarımcıları arasında ilişkiler kuruluyor. Moda tasarımcıları estetik olarak güdülenir – fikir ve vizyonlarından ilham almış fiziksel güzelliği yaratmak için kaynak ararlar. Bu fiziksel güzellik bizim için giysiler diye adlandırılıyor. Ve gerçekten ne kadar da güzeller!
Özenle tasarlanmış ve dikilmiş yerlere kadar uzanan bir Vera Wang abiyesinden daha iyi ne olabilir? Özenle tasarlanmış ve dikilmiş Vera Wang elbisesinin içinde Julia Roberts! Kimi muhteşem moda tasarımları bazı en güzel yüzler, vücut ve insanlarla özdeşleşir ve sonuçların sınırları görkemlidir- bizi havaya sokan algısal bir haz ve öykünme…
Kendi mezuniyet kıyafetinizi ya da gelinliğinizi düşünün, o dönem öne çıkan benzer bir sunumdan hiç etkilenmediniz mi gerçekten? Kişisel zevklerimiz ve moda bakışımız olduğu halde, her birimizin en azından bir parçası (o parçanın ne büyüklükte olduğu önemli değil), gözlemlediği güzelliğe öykünür. Ve bu gayet doğaldır.
Bir ünlünün bir modacının tasarımını kırmızı halılı bir organizasyonda giymesi, milyon dolarlık reklamlardan çok daha etkili bir tanıtımdır. Hatta bu organizasyonda ödül alan ünlülerden biri giyiyor ise giysiyi bu onlarca milyon dolardan daha güçlü bir reklamdır. Normal karşılamamak elde değil. Güzellik satar – moda ve ünlüler arasındaki ilişki işte bu işe yarar!