HAYDAR DÜMEN'DEN BASIN AÇIKLAMASI
Bir nedenden dolayı yazmak zorunda kaldım, hoşgörünüze sığınıyorum. İnsan hayatı kutsaldır. Bunun karşılığı bir evrendir, tek gelir ve gider.
İnsan hayatı kutsaldır. Bunun karşılığı bir evrendir, tek gelir ve gider. Öylesine büyüktür ve büyüklüğünden dolayı da saygıdeğerdir. Doktor ise; “Tanrı’nın yer yüzündeki elidir. İyi çalışırsa hayat kurtarır, kötü çalışırsa anaları ağlatır.” Bu söz de benimdir. Bu nedenle kendini hastalarıma karşı öyle görürüm.
Hekimle hasta arasındaki gizlere (mahremiyete) dışarıdan hiç kimsenin sözetme hakkı yoktur. Eğer hasta ve de onunla ilgili kişiler izin vermezse, bir hekimin asla istenilmeyen bir şeyi yapma hakkı yoktur. Üstelik o hastayı, müdahale edilmezse ölüm bekliyor bile olsa, kişi bedeninin tam yetkili sahibidir. Bir hekim bu kuralı çiğnerse yaptığı suçtur.
Mesleğin kutsallığı, hasta hekim ilişkileri, hiç bir zaman televizyonlarda, şurada burada, kimi örtülü amaçlarla, speküle edilemez. Bu da suçtur. Bir de bu dedikodulara hekimler de katılıyorsa, hem Hipokrat ilkelerine ters düşer, hem de tarih onu zamanı geldiğinde bir yerlerde değerlendirir.
Eğer hasta ve yetkili kişiler de onaylanmış, bir tedavi yapılmış, hastalar da hayata dönmüş ise, kervana taş atmak da sözün öteki özüne tam yakışır.
Alın teri kutsaldır. Bir damlasıyla bir tonu fark etmez. Çok zengin bir insan için, bir ton alın teri sorun yaratmayabilir ama, ekmeğini taştan çıkaran bir emekçi için, bir damla alın teri o akşam yiyeceği ekmeğin, yani somunun bedelidir. Ve onu yerken bir Oh…! der. Temiz hayat işte bu Oh’larla güçlenir. Ben bütün bunları hastalar odama girdiklerinde tümüne söylüyorum.
Bir hekim, bir psikiyatır resmi çizelim: Bakarken bile göz kapaklarını yeterince açamadığı için, ne dünüdüğü de kolay anlaşılamayan biri, birlikte çıktığımız bir televizyon programında ve canlı yayında “………o kadar uyuşturup kayganlaştırdıktan sonra, patlıcan bile soksan girer” demişse, buna kimsenin diyeceği bir sözü yoktur. Beden de, karar da onundur. Kim engel olabilir ki!... Ama bunu bir tedavi yöntemi için söylüyor ve iftira atıyor, yorumu bayağılaştırıyorsa, işte orada hen hekimlik etiğini, hem hastaların erdemini, hem de meslek sorumluluğunu kirlettiğinden ben ona DUR derim. Bu tür yozluklara ailelerin ve çocukların dinlediği bir yayında, eğer Türkiye’nin sesi çıkmıyorsa, yakında çıkacak olan VAGINISMUS adlı kitabımda, söylenecek sözlerim olduğunu şimdiden duyururum. Ak koyun, kara koyunlar ortaya çıkacak. Bilim adına hodri meydan. Hiç kimse temiz ve ak vicdanları kirletemez. Bu bir.
İkincisi benim kervanım yürüyor. Sizler ve sizin gibileri taş atmaya devam.
Ardında sayısını duyduğunuz, fıttıracağınız kadar kurtulmuş aileler var. En azından onların incinen vicdanlarının, etkilerini mutlaka göreceksiniz.
Beş yıldır üstesinden gelip başaramadığım tek bir hastam bile varsa, ben buradayım. Sizler aynı şeyi söyleyebiliyor musunuz? Bu da İki.
Peki ben böylesine açık ve radikal iken, neden bu hastalar hak aramak için bana gelmiyorlar da, gazetelerin birinden ya da bir TV kanalında boy göstermeye çalışıyorlar?
Tekrar ediyorum: VAGINISMUS OLGULARINI TEK SEANSTA YÜZDE YÜZ KESİN OLMAK KOŞULUYLA TEDAVİ EDİYORUM.
Selam ve sevgilerimin de kabulünü rica ediyorum. Muhbirinden iftiracısına kadar herkese. Sakin olun, yakında bazı belgelerle karşılacaksınız.
Değerli okurlarım, sizlere son bir kez daha sesleniyorum. Bir hasta, yani bir kadın, hekiminin kendisine dokunmasını istemezse, hekim ona dokunamaz.
Bir jinekolojik hastalıkta, kadın muayene olmak istemezse, jinekolog muayene edemez ve bakamaz bile. Eğer hayat söz konusu, sorunların çözümü için, eşler bunu birlikte isterler ve rica ederlerse, hekim de hayır diyemez.
Hekimliğin bir başka kuralı daha vardır. Heyecandan yüreği 150 atan bir çiftin yanında bulunmayı, meslek kuralları şart koşar bir tıbsal bir müdehale gereği olabilir diye…
Kusura bakmayın ama, ben buna uymuyor ve böyle bir kalkanın da altına hiç sığınmıyorum.
Hoşça Kalın
Haydar Dümen
Noroloji ve Psikiyatri Uzmanı
İŞTE İFTİRACILARA VE SORUMSUZLARA TOKAT GİBİ BİR BELGELER:
1) Bilimsel değerlendirme için 3000 tek seansta, tedavi için yeterli bir sayı mı?
Takdir sizlerin.
2) Mucize sözcüğünü ben söylemiyorum. Tüm hastalarım söylüyor. El yazılı belgeleri Vaginismus kitabımda belgeleri ile birlikte bulacaksınız.
3) Kusur oluşturmuyor.
(Bu iyi bir şamar) Etik sınırların zorlanmasıyla hayat kurtulmuşsa iyi yapmışım. Ancak bilimin her dalında zorlama yapılmadan aşama kaydedilemez. Ne var ki ben zorlamıyorum da…
VE SON OLARAK:
Benim hastalarımın tümünün reçetesi bulunmaktadır ve hepsinin şifresi bulunmaktadır. Şifresi ve reçetesi olmayan benim hastam değildir. Bundan dolayı tüm hastalarım belgelidir. Ve tüm hastaların belge kayıtları da mevcuttur.