Heykel Kavgaları

Sacit Aslan sacitaslan@gmail.com
Bitmeyen 'Heykel Kavgaları' yaşanıyor yıllardır.

'Böyle Sanatın içine tüküren' belediye başkanlarına emanet edilen, plastik dinazor, kol saati heykelleri dikenler mi istersiniz, heykelleri parçalayanlar mı.

Ve ne tuhaftır baştan sona değişik uygarlıkların heykelleri süsler Anadolu'yu. Değişik zaman dilimlerinden ve 'kültür varlıkları' olarak anılırlar.

Tarihi turistik alanlarda her yerdedirler her ne kadar erkek heykellerin çoğu hadım edilmiş olsa bile.

Afrodisyas şehri bizimkisi yahu...

İstanbul'umuzun heykel müzesi meşhurdur.

Güzel Sanatlar Akademisi'nde heykeltraşlar yetişir, her halde ileride  yüzlerine tükürmek için!

Din ile şeriatı birbirine karıştıran Akademisyenlerin olduğu bir ülkede buna şaşmamak lazım. 7. Yüzyıl Hicaz Aşiretleri şartlarına doğru geri sürüklenme arzusu ve isteği, çiftleşmeye hazır kızgın dağ keçisi kıvamında...

İslam bilginleri tarafından muameleta dair hükümlerin mensuh olduğu, 'zaman ile ahkam' değişiklikleri eskiden beri bilinir bilinmesine de, mesele ilericilerle, gericilerin dünyaya egemen olma savaşıdır ve bu iki fil dövüşürken hayatı yaşanası kılan güzellikler heba oluyor.

Rize'de Mustafa Kemal Atatürk'ün heykeli meydandan kaldırıldı da ne oldu? Halkın onayı ile yeni bir meydan düzenleniyor da daha iyisi, daha artistik olanı mı dikilecek? Yoo... Yerine başkasının heykeli mi dikilecek, yooo...

Bir bardak suda işgüzar fırtınası.

Yeni bir Kuvvayi Milliye Anadolu'su mu yapılmaya çalışılıyor, bir zamanlar Tanzimat İstanbul'undan elli sene geride olan ve şimdi Mars'a giden dünyadan asırlarca uzak.

Zahmet etmeyin O zamanda, bu zamanda Mustafa Kemal fikriyatı 'Sabır Heykeli' gibi dikilecektir karşınızda. İşte bu heykeli asla devirip kamyonun arkasına yatıramazsınız.

Sacit ASLAN
Tüm yazılarını göster