İnadına beyaz
İnadına beyaz
Hem güneşin zararlı etkilerinden koruyan hem de fark yaratan beyaz ten trendi, gölgede yaz keyfi yaşatıyor.
Bronz ten beyaz elbise uyumunu hiçbirimiz inkar edemeyiz, doğru! Ama sadece bir iki ay bronz ve daha hoş görünmek uğruna saatlerce güneşlenmek ne kadar doğru? Dermatologların, tüm yaz boyunca güneşin Zaralarından bahsetmeleri son yıllarda oldukça işe yaradı. Uzmanlar, bu bilincin özellikle kadınlarda her geçen yıl arttığını ifade ediyor. Güneşle ilişkimizi çok iyi ayarlamamız gerektiğini söyleyen Amerikan Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Dr. Ayfer Aydın, “Bizler aslında ‘hiç güneşlenmeyin’ demiyoruz, ‘yanacak kadar güneşlenmek ve bronzlaşmaya çalışmak zarar vericidir’ cümlesinin altını çizmek istiyoruz” diyor. Güneş ışınları, istenmeyen lekeler ve cildin erken yaşlanmasına sebep olmasının yanı sıra bugün için kesin olan bir gerçek var ki o da güneşin bilimsel olarak deri kanseri riskini artıran en önemli tetikleyici olduğu.
Güneşin sadece zararlarından bahsetmek elbette doğru değil. Dr. Ayfer Aydın, “Zararlı etkilerin yanı sıra güneş bizlere yaşam enerjisi veri. D vitamini sentezlenmesinde ve hatta bazı deri hastalıklarının tedavisinde biraz güneşlenmenin faydası vardır. Yanacak kadar değil ama biraz güneşlenmek sedef hastalığı, sivilce gibi bazı deri hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. Ancak bu, bronzlaşmak için saatlerce güneşin altında kalmak anlamına gelmemelidir. Bizim i,çin gerekli olan güneşi biz zaten gün içinde yeterince almaktayız. Dolayısıyla hiç güneşlenmemek değil, güneşin çok dik geldiği saat 11:00- 16:00 arası güneşten uzak kalmak ve en az SPF 30+ güneş koruyucu kullanmak çok faydalıdır” diyor.
“Bronzlaşmak, vücudun savunma mekanizmasıdır”
Vazgeçemediğimiz bronz ten, aslında vücudun yaptığı bir savunma mekanizması. Güneşin zararlı etkilerinden hücreleri korumak için; melanositler (derimize rengini veren pigment hücreleri) hücrelerin etrafında dizilerek ona adeta bir şemsiye görevi görerek çoğalıyor, biz de böylece bronzlaşıyoruz. Uzun yıllar güneşlenmek, kalıcı hasarlara sebep oluyor. “yılların hasarı ile bu bronzlaşma kalıcı hale gelir ve güneşi dik gören yüzde, sırtta, göğüs V bölgesinde, kol dış yüzeylerinde sık gördüğümüz lekeler oluşur. Hücreleri korumak için bu kalıcı lekeler bile yetmediğinde deri kendini kalınlaştırarak hücreleri koruma görevini üstlenir ki; ortaya çıkan kalın ve kahverengi lezyonlar kanser öncülüdür. Dolayısıyla özellikle biz hanımların bronz tenin çekiciliğinden vazgeçmesinde artık fayda var” diyor. Dr. Aydın.
Beyaz kal, genç kal
Güneşlenmenin uzun vadede size neler katacağını biliyor musunuz? Cevap oldukça etkileyici; deri kanseri riskiniz düşüyor, vücudunuzda istenmeyen leke sayısı yok denecek kadar az oluyor ve en önemlisi yaşıtlarınıza oranla çok daha genç ve diri kalıyorsunuz.
Bronz ten beyaz elbise uyumunu hiçbirimiz inkar edemeyiz, doğru! Ama sadece bir iki ay bronz ve daha hoş görünmek uğruna saatlerce güneşlenmek ne kadar doğru? Dermatologların, tüm yaz boyunca güneşin Zaralarından bahsetmeleri son yıllarda oldukça işe yaradı. Uzmanlar, bu bilincin özellikle kadınlarda her geçen yıl arttığını ifade ediyor. Güneşle ilişkimizi çok iyi ayarlamamız gerektiğini söyleyen Amerikan Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Dr. Ayfer Aydın, “Bizler aslında ‘hiç güneşlenmeyin’ demiyoruz, ‘yanacak kadar güneşlenmek ve bronzlaşmaya çalışmak zarar vericidir’ cümlesinin altını çizmek istiyoruz” diyor. Güneş ışınları, istenmeyen lekeler ve cildin erken yaşlanmasına sebep olmasının yanı sıra bugün için kesin olan bir gerçek var ki o da güneşin bilimsel olarak deri kanseri riskini artıran en önemli tetikleyici olduğu.
Güneşin sadece zararlarından bahsetmek elbette doğru değil. Dr. Ayfer Aydın, “Zararlı etkilerin yanı sıra güneş bizlere yaşam enerjisi veri. D vitamini sentezlenmesinde ve hatta bazı deri hastalıklarının tedavisinde biraz güneşlenmenin faydası vardır. Yanacak kadar değil ama biraz güneşlenmek sedef hastalığı, sivilce gibi bazı deri hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. Ancak bu, bronzlaşmak için saatlerce güneşin altında kalmak anlamına gelmemelidir. Bizim i,çin gerekli olan güneşi biz zaten gün içinde yeterince almaktayız. Dolayısıyla hiç güneşlenmemek değil, güneşin çok dik geldiği saat 11:00- 16:00 arası güneşten uzak kalmak ve en az SPF 30+ güneş koruyucu kullanmak çok faydalıdır” diyor.
“Bronzlaşmak, vücudun savunma mekanizmasıdır”
Vazgeçemediğimiz bronz ten, aslında vücudun yaptığı bir savunma mekanizması. Güneşin zararlı etkilerinden hücreleri korumak için; melanositler (derimize rengini veren pigment hücreleri) hücrelerin etrafında dizilerek ona adeta bir şemsiye görevi görerek çoğalıyor, biz de böylece bronzlaşıyoruz. Uzun yıllar güneşlenmek, kalıcı hasarlara sebep oluyor. “yılların hasarı ile bu bronzlaşma kalıcı hale gelir ve güneşi dik gören yüzde, sırtta, göğüs V bölgesinde, kol dış yüzeylerinde sık gördüğümüz lekeler oluşur. Hücreleri korumak için bu kalıcı lekeler bile yetmediğinde deri kendini kalınlaştırarak hücreleri koruma görevini üstlenir ki; ortaya çıkan kalın ve kahverengi lezyonlar kanser öncülüdür. Dolayısıyla özellikle biz hanımların bronz tenin çekiciliğinden vazgeçmesinde artık fayda var” diyor. Dr. Aydın.
Beyaz kal, genç kal
Güneşlenmenin uzun vadede size neler katacağını biliyor musunuz? Cevap oldukça etkileyici; deri kanseri riskiniz düşüyor, vücudunuzda istenmeyen leke sayısı yok denecek kadar az oluyor ve en önemlisi yaşıtlarınıza oranla çok daha genç ve diri kalıyorsunuz.