İpek Özbey'den Eski MASAK Başkan Yardımcısı Dr. Ramazan Başak ile özel röportaj
Sözcü Gazetesi'nden İpek Özbey, sazan sarmalından yasa dışı bahise birçok iddia var. Sistemi Eski MASAK Başkan Yardımcısı Dr. Ramazan Başak ile konuştu.
Eski Masak Başkan Yardımcısı Ramazan Başak: "Yasa dışı bahisçiler işsizi, emekliyi, öğrenciyi kullanır"
-Fenomenler birer piyon mu? Kara para varsa, o paranın bir de sahibi olması gerekmiyor mu?
Son dönem gündeme gelen kişilerin yakın geçmişine baktığınızda, hemen hemen hepsinin normal bir yaşam sürerken kısa sürede büyük servetlere sahip oldukları ve bu servetlerini de aşırı gösterişle kamuoyunda paylaştıklarını gördük. Bu kadar yoksulluğun ve hayat pahalılığının olduğu bir dönemde bunlar elbette ki hiçbirimizin hoş görebileceği davranışlar değildir. Zaten kısa sürelerde bu kadar yüksek servetlerin elde edilmesi de hayatın olağan akışına uygun değildir. En azından kamuoyunda Polat ailesi ile ilgili ortaya çıkan bilgi ve belgelere dayanılarak bunu söyleyebiliriz. Gerek MASAK Analiz Raporu gerekse de bu rapora istinaden Cumhuriyet Savcılığının tutuklamaya sevk yazısında; bu çok gösterişli yaşam tarzının gerisinde paravan şirketlerin ve sahte faturaların varlığı ortaya çıktı. Ayrıca anılan rapor ve sevk yazısında 500 milyon TL'nin üzerinde şaibeli bir para trafiğinden de söz ediliyor. Mal satmış gibi görünen ve ailenin hem avukatı hem de mali müşaviri olan şahıs ile yakından ilişkili olan paravan şirketler ile mal alımı yapmış gibi gösterilen Polat ailesine ait şirketlerin geçmişine ve mali yapılarına bakıldığında, bu kadar yüksek bir ticaretin gerçekleştirilebilmesinin mümkün olmadığı görülüyor.
– 500 milyon TL.‘nin üzerindeki para trafiğinin kaynağı ne olabilir?
En önemli soru budur. Her ne kadar henüz iddianame düzenlenmemiş olsa da, savcılığın sevk yazısında, Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunlarının Düzenlenmesi hakkında 7258 Kanun'a da atıfta bulunulması bahsi geçen paraların kaynağının yasadışı bahis olabileceği şüphesini akla getiriyor. İşte bu konu şu anda MASAK tarafından incelenmekte. Yakında savcılığa sunulması beklenen bu raporla birlikte karanlıkta kalan bütün detaylar aydınlığa kavuşacaktır. Polat ailesi ile birlikte birçok kişinin de benzer süreçler izleyerek oldukça lüks yaşam tarzlarına sahip oldukları ortaya çıktı. Aslında Polat ailesi, suç gelirleri ve bu gelirlerin toplumda yaratmış olduğu tahribatlar konusunda oldukça bilgisiz ve bilinçsiz olan insanlarımızda bir farkındalık yaratmıştır. Tüm bu gelişmeleri dikkate aldığımızda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın fenomenlerle ilgili incelemesini yerinde buluyor ve destekliyorum. MASAK da bu kişileri takibe almıştır diye tahmin ediyorum.
– Ortada bir ya da birden çok para aklama yöntemi var öyle değil mi? En çok kullanılan yöntemler hangileri? Yasa dışı bahise biraz daha fazla yer ayıralım isterim. Orada sistem nasıl işliyor?
Her aklama faaliyetinin öncesinde mutlaka bir yasadışı faaliyet söz konusudur. Bu bazen uyuşturucu ticareti, bazen silah kaçakçılığı, bazen fuhuş ticareti ve bazen de yasadışı bahis olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ve buna benzer yasadışı faaliyetlerden elde edilen para, mal ve değerler olarak tanımlanan suç gelirlerinin, aklama faaliyetleri ile doğrudan bir ilişkisi vardır. Bir ülkede suç gelirleri ne kadar büyükse aklama faaliyetleri de o kadar yoğundur. Dolayısıyla suç gelirleri ile mücadelede sergilenebilecek zafiyetler aklama faaliyetlerinin yoğun olarak gerçekleşmesine neden olacak ve çeşitli aklama yöntemleri ile aklanan paralar suç şebekelerine daha fazla suç için güç ve nüfus kazandıracaktır. Polat ailesinin Cumhuriyet savcılığı tarafından tutuklanma talebi ile mahkemeye sevk yazısında temel olarak 3 iddia vardır.
– Evet; Suç Gelirlerinin Aklanması, Vergi Usul Kanunu'na muhalefet ve Yasadışı Bahis…
Doğru, yabancısı olmadığımız yöntemler. Paravan ve/veya mali gücü yeterli olmayan şirketler arasında gerçek bir ticari işlem varmış gibi düzenlenen fatura ve belgeler karşılığında sisteme sokulan suç gelirleri, ticari kazanç gibi gösterilip, aklanmakta. Daha sonra da gayrimenkul, otomobil veya başka alanlara yatırım yapılarak süreç devam ettirilmekte. Polatlar olayında da böyle olmuş, yukarıda da bahsedildiği gibi sahte faturalar kanalı ile gerçek bir mal alışı olmayan, be yanname vermeyen, haklarında sahte belge düzenleme iddiaları bulunan ve tasfiye halindeki 3 şirketten, Polat ailesinin sahip olduğu çeşitli şirketlere yaklaşık 323 milyon TL. sahte olduğu ortaya çıkan faturalar kesilmiş ve bir ticaret yapılmış gibi görüntü verilmeye çalışılmış.
Sazan sarmalı nedir?
“Son günlerde tutuklanan fenomen kardeşlerle birlikte gündeme gelen bir dolandırıcılık yöntemi. Şöyle gerçekleşir: İnternet üzerinden araç satışını ilanını gören dolandırıcı, genelde kendisini kamuda muteber birisi olarak tanıtmakta güven sağlar. Aracı bir yakınına alacağını söyleyerek bahsettiği yakını üzerinden küçük bir kaparo bedeli göndererek satıcının daha da güvenini kazanır, daha sonra ise hemen bu aracı değerinden daha aşağıda bir fiyatla ilana koyar. Uygun fiyat nedeniyle alıcı bulmak zor olmadığı için bulunan alıcı ve satıcının aracın bulunduğu yerde buluşması sağlanır. İki tarafa aracın fiyatı hakkında konuşmamaları konusunda uyarılar yapılır. Aracın devri için ilgili noter aşamasında önceden belirlenen İBAN numarasına paranın gönderilmesi istenir, gelen para kısa sürede kripto veya elektronik paraya dönüştürülerek ortadan kaybolur.”