'Kanayan çocuklar' da oynayabilecek
'Kanayan çocuklar' da oynayabilecek
Türkiye’de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde uygulanan "Radyoaktif sinovektomi" yöntemi, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde sadece Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılabiliyor.
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli hematoloji uzmanı Doç. Dr. Bülent Alioğlu, ortopedi ve travmatoloji uzmanı Doç. Dr. M. Hakan Özsoy ve nükleer tıp uzmanı Gökhan Koca tarafından bugüne kadar 50’den fazla kez uygulanan yöntem, önde gelen tıp dergilerinden Haemophilia’da "Ankara Deneyimi" olarak yayımlandı.
Hemofililerin yaklaşık yüzde 85’inde eklem içi kanamaların az veya çok şikayete neden olduğunu, bu kanamaların zaman içinde el, ayak, parmak gibi uzuvlarda şekil bozukluklarına yol açtığını anlatan Doç. Dr. Bülent Alioğlu, şu bilgileri aktardı:"Eklem içinde tekrarlayan kanamalar nedeniyle burada sıvı üreten ve kayganlığı sağlayan sinovyum dokusunun büyümesi, kalınlaşıp kırılganlaşması sonucu, eklemlerde şekil bozukluğuna bağlı hareket kısıtlılığı meydana geliyor. Bu durum hastada bir kısır döngü yaratıyor. Yani doku büyüdükçe kanama oluyor, kanama oldukça doku büyüyor ve böylece hastanın durumu gitgide daha da kötüye gidiyor."
Gelişmiş ülkelerde kanın pıhtılaşmasını sağlayan faktör maddesi hastalara daha erken evrede verildiği için tekrarlayan eklem kanamaları görülmediğini, böylece buna bağlı eklem hasarları oluşmadığını anlatan Alioğlu, ancak Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu madde daha ileri evrede verildiği için eklem içi kanamalar ortaya çıkabildiğini söyledi.
BETA IŞINIYLA KATMAN HARAP EDİLİYOR
Hemofili hastalarının eklemlerinde oluşan bu tür sorunların özel fizyoterapi seansları ya da cerrahi müdahalelerle çözülmeye çalışıldığını, ancak bu tür cerrahi işlemlerin hastalarda kalıcı sorunlara neden olabildiğini ifade eden Alioğlu, uyguladıkları "Radyoaktif sinovektomi" yönteminde ise bu tür risklerin olmadığını bildirdi.
Bu işlemin hematoloji, nükler tıp ve ortopedi uzmanlarının yer aldığı bir ekip tarafından uygulanmasının şart olduğunu vurgulayan Alioğlu, "Radyoaktif sinovektomi" yöntemiyle ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Hastanın eklemlerinde tekrarlayan kanamalar nedeniyle oluşan ve şekil bozukluğuna yol açan sinovyum denilen tabaka, yaygın tedavide ya cerrahi işlemle kazanıyor ya da deride küçük delikler açılarak bu madde dışarıya çıkarılıyor. Radyoaktif sinovektomi da ise cerrahi müdahaleye gerek kalmadan lokal anestezi yapılarak eklem içine enjeksiyonla radyoaktif madde veriyoruz. Çocuklarda ise hafif bir anestezi yapılması gerekiyor. Bu radyoaktif madde beta ışınları salarak eklem içinde biriken sinovyum tabakasını harap ediyor. Harabiyet oluşan bu madde daha sonra eklem sıvısına karışarak kendi kendini yok ediyor. Ameliyathane şartlarında görüntüleme cihazlarıyla gerçekleştirilen işlemin uygulandığı eklem alçıya alınıyor ve 3 gün boyunca dinlendiriliyor. Böylece hastada tekrarlayan eklem içi kanamalar ve buna bağlı şekil bozuklukların önüne geçilebiliyor."
Bu işlemin özellikle çocuk hastalarda büyük yararlar sağladığına işaret eden Alioğlu, bu yaştaki hastalarda hem faktör ihtiyacının azaldığını, hem de okula devamsızlıkların büyük oranda azaldığını söyledi.
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli hematoloji uzmanı Doç. Dr. Bülent Alioğlu, ortopedi ve travmatoloji uzmanı Doç. Dr. M. Hakan Özsoy ve nükleer tıp uzmanı Gökhan Koca tarafından bugüne kadar 50’den fazla kez uygulanan yöntem, önde gelen tıp dergilerinden Haemophilia’da "Ankara Deneyimi" olarak yayımlandı.
Hemofililerin yaklaşık yüzde 85’inde eklem içi kanamaların az veya çok şikayete neden olduğunu, bu kanamaların zaman içinde el, ayak, parmak gibi uzuvlarda şekil bozukluklarına yol açtığını anlatan Doç. Dr. Bülent Alioğlu, şu bilgileri aktardı:"Eklem içinde tekrarlayan kanamalar nedeniyle burada sıvı üreten ve kayganlığı sağlayan sinovyum dokusunun büyümesi, kalınlaşıp kırılganlaşması sonucu, eklemlerde şekil bozukluğuna bağlı hareket kısıtlılığı meydana geliyor. Bu durum hastada bir kısır döngü yaratıyor. Yani doku büyüdükçe kanama oluyor, kanama oldukça doku büyüyor ve böylece hastanın durumu gitgide daha da kötüye gidiyor."
Gelişmiş ülkelerde kanın pıhtılaşmasını sağlayan faktör maddesi hastalara daha erken evrede verildiği için tekrarlayan eklem kanamaları görülmediğini, böylece buna bağlı eklem hasarları oluşmadığını anlatan Alioğlu, ancak Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu madde daha ileri evrede verildiği için eklem içi kanamalar ortaya çıkabildiğini söyledi.
BETA IŞINIYLA KATMAN HARAP EDİLİYOR
Hemofili hastalarının eklemlerinde oluşan bu tür sorunların özel fizyoterapi seansları ya da cerrahi müdahalelerle çözülmeye çalışıldığını, ancak bu tür cerrahi işlemlerin hastalarda kalıcı sorunlara neden olabildiğini ifade eden Alioğlu, uyguladıkları "Radyoaktif sinovektomi" yönteminde ise bu tür risklerin olmadığını bildirdi.
Bu işlemin hematoloji, nükler tıp ve ortopedi uzmanlarının yer aldığı bir ekip tarafından uygulanmasının şart olduğunu vurgulayan Alioğlu, "Radyoaktif sinovektomi" yöntemiyle ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Hastanın eklemlerinde tekrarlayan kanamalar nedeniyle oluşan ve şekil bozukluğuna yol açan sinovyum denilen tabaka, yaygın tedavide ya cerrahi işlemle kazanıyor ya da deride küçük delikler açılarak bu madde dışarıya çıkarılıyor. Radyoaktif sinovektomi da ise cerrahi müdahaleye gerek kalmadan lokal anestezi yapılarak eklem içine enjeksiyonla radyoaktif madde veriyoruz. Çocuklarda ise hafif bir anestezi yapılması gerekiyor. Bu radyoaktif madde beta ışınları salarak eklem içinde biriken sinovyum tabakasını harap ediyor. Harabiyet oluşan bu madde daha sonra eklem sıvısına karışarak kendi kendini yok ediyor. Ameliyathane şartlarında görüntüleme cihazlarıyla gerçekleştirilen işlemin uygulandığı eklem alçıya alınıyor ve 3 gün boyunca dinlendiriliyor. Böylece hastada tekrarlayan eklem içi kanamalar ve buna bağlı şekil bozuklukların önüne geçilebiliyor."
Bu işlemin özellikle çocuk hastalarda büyük yararlar sağladığına işaret eden Alioğlu, bu yaştaki hastalarda hem faktör ihtiyacının azaldığını, hem de okula devamsızlıkların büyük oranda azaldığını söyledi.