Kızılcık Şerbeti'nin Ömer'i: "Sanatçı örnek olmak için doğmuş bir varlık değil"

Show TV'de ekrana gelen 'Kızılcık Şerbeti' dizisinde "Ömer" karakterine hayat veren Barış Kılıç, önceki gün Bebek’te görüntülendi.

Set arasında yemeğe geldiğini belirten Barış Kılıç, tekrardan sete döneceğini söyledi.

Yaşanan depremlerin ardından setlerin başladığı ifade eden Kılıç, "Zor zamanlar geçiriyoruz ama devam etmeye çalışıyoruz. Maalesef yine deprem oldu. İlk iki hafta ekip olarak direk sahadaydık. İnsanların oradaki yaralarını destek olmaya çalıştık. İnsanların normal hayata dönmeleri için biraz daha zamana ihtiyaç var. İnşallah bir an önce hayata dönmeleri adına şartlar sağlanır. Biz de büyük bir travma yaşıyoruz. Deprem bölgesinden uzağız ama inanın her gece yatarken ‘Ne olacağız’ diye düşünmüyor değiliz" diye konuştu.

"ÖNLEMLERİMİZİ ALIYORUZ"

Olası İstanbul depremi nedeniyle tedirgin olduğunu söyleyen Barış Kılıç, gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirtti. Kılıç, "Oturduğumuz evi kontrol ettirdik. Deprem çantasını hep konuşuyorduk ama fiilen bunu yaptık. O deprem bizleri de daha bilinçli bir hale getirdi. Kendi içimizde birtakım önlemler alıyoruz ama olduktan sonra bizim evimizin yıkılmaması sorun değil. Hayat ne olacak. İstanbul çok kalabalık ve en az hasarla nasıl atlatacağız. Yetkililer bu önlemleri inşallah en kısa zamanda alırlar. Bundan sonrası herkes için çok önemli. Otoritenin masaya yumruğunu vurma, önlemleri alma zamanı. Vatandaş olarak kişisel önlem alıyoruz ama elimizde olmayan bir sürü şeyler var. Onları da yetkililer alacak" dedi.



"YORUMLARI GÖRÜNCE MİDEM BULANIYOR"

Habertürk'ten Eren Gürel'in haberine göre Barış Kılıç, sosyal medyadan yapılan eleştirel yorumlara ve paylaşımlara çok sert tepki gösterdi.

İnsanların birbirini suçlar hale geldiğini ifade eden ünlü oyuncu şöyle konuştu:

"Bunun bir yarış haline gelmesi çok itici. İki tarafın düşüncesine de saygı duyulacak gibi değil. Hassasiyet göstermesi bir suç, göstermemesi ayrı bir suç. Nereye geldiğimiz konusunda inanın çok sinirliyim. Sosyal medyayı herkes kullanıyor, herkes bir şeylere yetişmeye çalışıyor, gerçekten çok samimi şekilde yardım etmeye çalışan insanlar var. ‘Yok koli taşıyor, şov yapıyor’ diye yorumlar var. İnsanlar yardım yapıyor en azından buna saygı duyun. Bunu yarış haline getirmek, sosyal medyada taraf haline getirmek ne kadar çirkin. Nefret ettim. Bu süreçte sosyal medyadan iğrendim. Reklam yapanı kendi vicdanıyla baş başa bırakacaksın. Kendi başına geldiği zaman oturur düşünür. Hiçbir şey cezasız kalmaz bu hayatta. Burayı yarış haline getirmek, insanların birbirine laf yetiştirdiği bir mecra haline döndürmek hoş bir şey değil. İnsanların yaraları var orada. Yakınlarını kaybetmiş, enkazdan kafasını kaldıramıyor. Öteki gitmiş ‘Sen bunu paylaştın samimi miydin değil miydin?’ Bu konuşulacak konu mu? İnsanlar birbirine laf yetiştiriyor. Oturup da yorum okumuyorum. Böyle yorumları gördükçe midem bulanıyor. Ya da ‘Niye bir şey paylaşmadın?’ diye de saldıranlar var. Hassasiyet noktasında sorulması gereken o kadar mecra var ki. Oraları kimsenin bir şey sormaya gücü yetmiyor ki kolay yoldan buradan yakaladığımızı ezelim Hadi gidin otoritelere soru sorun bakalım sorabiliyor musunuz. Kişisel olarak herkes elinden geleni yapıyor. En kolay gördüğün yeri ezmeye çalışmak kültür haline geldi ülkemizde."

"ÜNLÜLERE SALDIRILMASI HOŞ DEĞİL"

Kılıç, yaşanan afetlerde sürekli ünlü isimlerin hedef noktasına konulmasına da tepki gösterdi.

Yakışıklı oyuncu, "Sanatçı yönetici değil. Beklenti olabilir, elinden gelini de yapmalıdır. Sanatçı örnek olmak için doğmuş bir varlık da değil. O da en nihayetinde insan. Bugün deprem olsa ben sanatçıyım diye enkazın altından sağ çıkacağımın bir garantisi mi var. Ben de bir vatandaşım. Sürekli ‘meşhur’ diye bu insanlara saldırmak, onlardan medet ummak, öne koymak, linç yemesini sağlamak… Bunlar hiç hoş şeyler değil. Öyleyse devlet niye var? Mekanizmalar niye var? Bu konularla ilgili yetkili insanlar var. Onlar konuşacak. Onlar önlem alacak. Bu evleri yüzyıllar boyunca sanatçılar yapmadı. Bugünün de meselesi değil. Cumhuriyet tarihinden beri bu çarpık yapılaşma var. Her iktidar, her otorite bundan zaman içinde faydalandı ama kimse dürüst olmayı denemiyor. Hep kafayı kuma gömerek hayatımızı devam ettiriyoruz. Hoş bir şey değil. Ama söylüyorum bugünün meselesi değil bu. Geçmişten süregelen bir mesele bu. Deprem yüzyıllar önceden gelen bir olay. Bunun ciddi bir mesele olarak göz önüne alınması lazım” ifadelerini kullandı.

'Gizli Bahçe' dizisi neden erken final yaptı? Murat Yıldırım'dan bomba sözler İnşaat devinin veliahtının boşanma sınavı TRT 1’in "Kara Ağaç Destanı" dizisi final yapıyor Pelin Akil 'Yalı Çapkını'nından apar topar gönderiliyor Doğukan Manço'dan 'Barış Manço' filmi hakkında olay sözler Ebru Baki Sözcü TV’den ayrıldı mı?