Kontrolsüz diyabet gözden de vuruyor
Şeker hastalığının vücutta yaptığı en erken hasarlardan biri olan diyabete bağlı görme kaybı, tedavi edilirse körlüğe yol açmadan durdurulabiliyor.
Türkiye Gazetesi'nden Ziyneti Kocabıyık'ın haberine göre kontrol altında tutulamayan diyabetin en önemli sonuçlarından biri de körlük. 15 yıldır diyabet hastası olan kişilerin yaklaşık %75'ini etkileyen göz hasarı bulanık görme ile başlıyor ve zamanında teşhis edilmezse körlüğe kadar varan görme kayıplarına yol açıyor.
İstanbul'da düzenlenen 14. Retina Akademisi Kongresi'nde konuştuğumuz Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı ve Ankara Hacettepe Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bora Eldem diyabet hastalarının hiçbir şikayeti olmasa bile yılda en az bir defa göz dibi muayenesi yaptırması gerektiğini belirterek, “Erken tanı ve tedaviye yeni katılan anti-VEGF ilaçlarla, diyabetik retinopati adını verdiğimiz hastalığın ilerlemesi durdurulabiliyor ve görmede artış sağlanabiliyor” dedi.
ERKEN TEŞHİS EDİLEMİYOR
Retina hastalıklarının ülkemiz için önemli bir problem olduğunu söyleyen Eldem, şöyle devam etti: “Türk toplumunun yaşlanması ile giderek artan oranda gözüken sarı nokta hastalığı ve ülkemizde yaklaşık %14'lük bir görülme sıklığına sahip diyabetin yol açtığı görme kaybı, göz sağlığımızı tehdit ediyor. Ne yazık ki, körlüğe sebep olan bu hastalıkların belirtileri çok önemsenmediği için erken teşhis edilemiyor ve hastalar bize gözlerinde geri dönülmez hasarlar meydana geldiğinde ulaşıyorlar”
UÇUŞAN NOKTACIKLAR
Diyabetin henüz belirti vermediği dönemde de göze zarar verdiğini söyleyen Prof. Dr. Eldem, gözden gelen sinyallere karşı uyanık olunması gerektiğini belirterek, diyabetik retinopatinin belirtilerini şöyle sıraladı:
-Bulanık ve çift görme
-Gözde yanıp sönen ışıklar
-Koyu renkli ve uçuşan noktalar
-Gözlerde ağrı ve şişkinlik hissi
-Baktığınız alanın kenarlarında görme kaybı
DÜZ ÇİZGİLERİ KIRIK GÖRÜYORSANIZ
50 yaş üzerinde her 4–5 kişiden birisinde, 85 yaşında ise her iki kişiden birisinde sarı nokta hastalığı olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu belirtilerinin görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Eldem, “Bazen bir gözde ileri derecede görme kaybı olduğu halde öteki göz yıllarca sağlam kalabilmektedir. Ancak her iki göz birden etkilenirse okurken veya çalışırken zorluk hissedilmeye başlanır. Hastalığın ilk belirtilerinde kişi düz çizgileri yamuk görmeye başlar. Örneğin pencere camına ya da televizyona bir göz kapatılıp diğeriyle bakıldığı zaman, camın ya da televizyon camının kenarının eğri görülmesi, ilk belirti olarak anlaşılmalıdır. Hastalığın diğer belirtileri arasında merkezde siyah nokta görme ve görmede bulanıklık yer almaktadır” dedi.
KÖRLÜĞE KÖK HÜCRE
Daha önce tek tedavisi lazer olan retina hastalıklarında şu anda göz içine yapılan iğne tedavileri ile görme kaybının durdurulduğunu ve erken teşhis edilip tedaviye başlandığında, kaybedilen görmenin belirli oranda geri getirildiğini belirten Prof. Dr. Eldem, “Anti VEGF tedaviyi 1-2 ay aralıklarla tekrarlamak gerekiyor bu nedenle daha uzun etkili tedavi yöntemleri arayışları devam ediyor. Gen tedavileri ve kök hücre tedavileri de bunların içinde yer almaktadır. Öncelikle genç ve yaşlılarda görülen sarı nokta hastalığı ve tavuk karası hastalığında denenmektedir” dedi.
İstanbul'da düzenlenen 14. Retina Akademisi Kongresi'nde konuştuğumuz Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı ve Ankara Hacettepe Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bora Eldem diyabet hastalarının hiçbir şikayeti olmasa bile yılda en az bir defa göz dibi muayenesi yaptırması gerektiğini belirterek, “Erken tanı ve tedaviye yeni katılan anti-VEGF ilaçlarla, diyabetik retinopati adını verdiğimiz hastalığın ilerlemesi durdurulabiliyor ve görmede artış sağlanabiliyor” dedi.
ERKEN TEŞHİS EDİLEMİYOR
Retina hastalıklarının ülkemiz için önemli bir problem olduğunu söyleyen Eldem, şöyle devam etti: “Türk toplumunun yaşlanması ile giderek artan oranda gözüken sarı nokta hastalığı ve ülkemizde yaklaşık %14'lük bir görülme sıklığına sahip diyabetin yol açtığı görme kaybı, göz sağlığımızı tehdit ediyor. Ne yazık ki, körlüğe sebep olan bu hastalıkların belirtileri çok önemsenmediği için erken teşhis edilemiyor ve hastalar bize gözlerinde geri dönülmez hasarlar meydana geldiğinde ulaşıyorlar”
UÇUŞAN NOKTACIKLAR
Diyabetin henüz belirti vermediği dönemde de göze zarar verdiğini söyleyen Prof. Dr. Eldem, gözden gelen sinyallere karşı uyanık olunması gerektiğini belirterek, diyabetik retinopatinin belirtilerini şöyle sıraladı:
-Bulanık ve çift görme
-Gözde yanıp sönen ışıklar
-Koyu renkli ve uçuşan noktalar
-Gözlerde ağrı ve şişkinlik hissi
-Baktığınız alanın kenarlarında görme kaybı
DÜZ ÇİZGİLERİ KIRIK GÖRÜYORSANIZ
50 yaş üzerinde her 4–5 kişiden birisinde, 85 yaşında ise her iki kişiden birisinde sarı nokta hastalığı olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu belirtilerinin görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Eldem, “Bazen bir gözde ileri derecede görme kaybı olduğu halde öteki göz yıllarca sağlam kalabilmektedir. Ancak her iki göz birden etkilenirse okurken veya çalışırken zorluk hissedilmeye başlanır. Hastalığın ilk belirtilerinde kişi düz çizgileri yamuk görmeye başlar. Örneğin pencere camına ya da televizyona bir göz kapatılıp diğeriyle bakıldığı zaman, camın ya da televizyon camının kenarının eğri görülmesi, ilk belirti olarak anlaşılmalıdır. Hastalığın diğer belirtileri arasında merkezde siyah nokta görme ve görmede bulanıklık yer almaktadır” dedi.
KÖRLÜĞE KÖK HÜCRE
Daha önce tek tedavisi lazer olan retina hastalıklarında şu anda göz içine yapılan iğne tedavileri ile görme kaybının durdurulduğunu ve erken teşhis edilip tedaviye başlandığında, kaybedilen görmenin belirli oranda geri getirildiğini belirten Prof. Dr. Eldem, “Anti VEGF tedaviyi 1-2 ay aralıklarla tekrarlamak gerekiyor bu nedenle daha uzun etkili tedavi yöntemleri arayışları devam ediyor. Gen tedavileri ve kök hücre tedavileri de bunların içinde yer almaktadır. Öncelikle genç ve yaşlılarda görülen sarı nokta hastalığı ve tavuk karası hastalığında denenmektedir” dedi.