Loğusalığa dikkat!..
Loğusalığa dikkat!..
Loğusaların yüzde 70 -80’inde loğusalık üzüntüsü, yüzde 10-13’ünde ise loğusalık depresyonu görüldüğünü söyleyen Dr. İlknur Çitil, loğusalık üzüntüsünü aşmak için aileden ve arkadaşlardan destek almanın büyük önem taşıdığını belirtti.
Bir annenin, doğum sonrasında hem fiziksel hem de ruhsal açıdan ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşadığı 6 haftalık dönemi loğusalık olarak tanımlayan International Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. İlknur Çitil, bebeğin kırkının çıkması olarak da anılan bu dönemi annelerin rahat geçirmelerinin yollarını anlattı. Çitil, annelere akıntı ve kanamalarını iyi gözlemlemelerini, dikişlerine özen göstermelerini ve ilaç kullanımını yeniden düzenlemeyi önerdi. Çitil, loğusa annelere şu tavsiyelerde bulundu:
KANAMAYI İYİ GÖZLEMLEYİN
Doğumu takip eden ilk günlerde loğusalık dönemine özgü, parlak kırmızı renkli, adet kanamasına yakın miktarda ve ‘loşi’ denilen akıntı oluyor. Günler içinde bu akıntının miktarı azalıyor ve rengi açılıyor, sonunda da beyaz bir akıntıya dönüşüyor. Bu dönemde günlük hijyenik ped kullanmaya, bunları sık sık değiştirmek, akıntının kötü kokulu, aşırı miktarda olmamasına ve iltihabi özellikler taşımamasına dikkat etmek gerekiyor.
Aşırı kanama, rahimiçinde plasenta dokusu kaldığına ya da nadir olarak görülen ve rahimiç zarı tabakasından başlayarak rahmi tutan bir enfeksiyona işaret edebiliyor. Bazı kadınlarda ateş, şiddetli kanama ve karın bölgesinde aşırı hassasiyet belirtileri ile de kendini gösterebiliyor. Bu bulguların varlığında doktor ile görüşmek gerekiyor.
DİKİŞLERE ÖZEN GÖSTERİN
Normal doğum yapmış kadınların vajina bölgesinde cerrahi kesi yapılmışsa ya da yırtılmalar olmuşsa genital bölgeye dikiş atılması gerekiyor.
Bu dikişlerin neden olduğu hassasiyeti gidermek için taburcu olurken önerilen lokal anestezik kremlerin kullanılması, ılık oturma banyoları yapılması ve yumuşak yastıklar kullanılması tavsiye ediliyor. Hem dikişlerin varlığı hemde rahim ağzının açık olması nedeniyle bu dönemde akıntılar için tampon kullanmamak, günlük hijyenik pedleri tercih etmek gerekiyor. Bu hassasiyet, 1 -2 hafta içinde kayboluyor.
MUAYENELERİ ATLAMAYIN
Annenin doğumdan 10 -15 gün sonra ve loğusalığın bittiği 6 haftanın sonunda rutin muayeneden geçirilmesi gerekiyor. Bu muayenelerde bikini bölgesindeki kesinin ya da genital bölgenin kontrolü yapılıyor, rahmin eski boyutuna gerileyip gerilemediği inceleniyor.
Öte yandan ateş, üşüme, titreme, memelerde süt birikmesi, bacaklarda kızarıklık veya şişme, hareketlerde zorlanma, şiddetli ya da kötü kokulu kanama, iltihap özellikli akıntı ve genital bölgede kızarıklık gibi durumlarda rutin muayeneyi beklemeden mutlaka doktora bilgi vermek gerekiyor.
SÜT YETMEYECEĞİ ENDİŞESİNDEN KURTULUN
Loğusalık dönemindeki bir annenin en büyük endişelerinden biri de bebeğini nasıl besleyeceğidir. Hastaneden çıkmadan önce hemşireler ile emzirme tekniği üzerine çalışmak fayda sağlıyor. Bebeğin emmeyi, annenin ise emzirmeyi öğrendiği ilk günlerde süt az miktarda geliyor. Ancak annenin ruh hali pozitifse ve bebek aktifse süt günler içinde çoğalıyor. Emzirme döneminde meme başının temizliğine dikkat etmek ve memelerde fazla süt birikmesine izin vermemek önem taşıyor.
SÜT KANALLARININ TIKANMASINA İZİN VERMEYİN
Bebeğin emmesinin ardından memede halen sertlikler ve hassasiyet varsa, memenin pompa ya da elle boşaltılarak sütün ileride kullanmak üzere süt poşetlerine alınması, ılık havlu ya da ılık duş ile memeye masaj yapılması gerekiyor. Bu önlemler alınmadığı takdirde memede enfeksiyon başlayabiliyor, annede üşüme ve titreme görülebiliyor. Önlem alınmadığı takdirde memede apse oluşuyor ve bunun cerrahi yoldan boşaltılması gerekiyor.