Konuştukları zaman dillerine pelesenk ettikleri \"ETİK\" değerler galiba yine tatile çıkmış!...
MGD’nin köşe yazarları! Dilinizi mi yuttunuz!
Neden Korktunuz? niçin tırsmış durumdasınız?
Medyada, işini layıkıyla yapan bir gazeteci sorgusuz, sualsiz, tazminatsız kovuldu!
Tek suçu, şovmen Mehmet Ali Erbil’i 19 yaşında bir kızla görüntülemekti!
Görevini yaptıktan sonra başına gelmeyen kalmadı..
Bu kişi Mustafa Deryahan’dı..
Bu çok vahim bir durumdu, ancak bundan sonra yaşananlar daha da vahim!
İşini yapan bir magazin emekçisi sorgusuz sualsiz kovulursa ilk ayağa kalkması gereken kurum kimdir?
\"Hooop bir dakika müdüre hanım! Bu arkadaşımız görevini yaptı, hem emeğine saygısızlık yaptınız, resmen onu satıp Mehmet Ali’nin yanında yer aldınız bir de onu tazminatsız kovuyorsunuz! Burasa muz cumhuriyeti mi! Patagonya mı! Onu sahipsiz mi sandınız\" diyecek olan kurum kimdir?
MGD
ME GE DE!!!
Meeee.. meee.. değil MGD!
Ne yaptı MGD? Kuzuların sessizliğine büründü!!! Meeeee..
Şimdi, MGD’nin Başkanına ve dehası ile etrafına \"IŞIK\" saçan! 2.Başkanına soruyorum..
sizin asli göreviniz, bir başkasına ait olan ve dosya münderacatından bihaber olduğunuz, mahkemesi devam eden davaya ahkam kesmek mi yoksa başkalarına ait internet sitelerinin muhasebesini tutmak mı?..
Sizin asli göreviniz nedir arkadaş?
Bostan korkuluğu musunuz?
Sağır sultanı oynamak yakışıyor mu size?
Dilsiz misiniz yoksa dilinizi mi yuttunuz?
Kimin dümen suyundasınız?
Mustafa Deryahan ekonomi muhabiri mi? Yoksa Yenikapı balıkçı halinde balık mı satıyor?..
Siz magazin emekçilerinin yayında değil misiniz?
Siz ne iş yaparsınız o dernekte?
Ortada skandal bir durum var.. MGD’de bir tane bile mangal yürekli insan yok mu \"Hoooop noluyoruz\" diyecek!
Ya magazin yazarlarınız nerde????
Anlı şanlı gazetelerin köşelerini tutmuş köşe yazarları nerde?..
Magazin siteleri sahipleri, yazarları... Siz nerdesiniz?
Mustafa Deryahan’ı savunmak bir tek Sacit Aslan’a mı kaldı? Sacit Aslan’dan başka bir Allah’ın kulu kalmadı mı magazin camiasında! Niye körü, sağırı, dilsizi oynuyorsunuz!
Bu olaydan daha vahim, daha çirkin, daha adaletsiz, daha vicdansız bir vaka gördünüz mü?..
Yahu adam, rüşvet almamış, hırsızlık yapmamış, şantaj yapmamış..
Ne yapmış?
İşini yapmış işini!!!!
Heeeey.. MGD, Magazin Yazarları, Magazin siteleri!
Allahtan korkun be!... Bir gün olsun doğrunun yanın da durun..
Ali Eyüpoğlu, sen bari bu işe seyirci kalma!..
\"Ben Konuştuğum zaman ne olursa olsun doğruları konuşurum diyen Ali Eyüpoğlu\", bu olaya sesiz kalamazsın!!
Niye susuyorsunuz eyy anlı şanlı magazin yazarları!..
Bu haberi görmezden gelen, gözüne perde inmiş magazin siteleri!
Mfaresi yazıyor, Medyaradar yazıyor ama ne gariptir ki magazin siteleri yazmıyor, yazamıyor!
Vay anasına sayın seyirciler!!!!!
İnsanın resmen kusacağı geliyor!
SKANDAL Kİ NE SKANDAL!!!
Bir de madalyonun öteki yüzü var!
Başak Bilginer denilen kızımız, Mehmet Ali Erbil ile görüntülendikten sonra SABAH hariç diğer gazetelere haber olunca, \"Ben Mehmet Ali Erbil’in basın danışmanı Perim Hanım’ın akrabasıyım. 8 ay önce Mehmet Ali Bey ile tanışmıştık. O gün sahilde Erbil ile karşılaştım. Ne yapacaktım, selam vermeyecek miydim\" diyor. Ağlıyor, sızlıyor \"Haber çıktığından beri gözümden ki yaşlar bitmedi, babam Mehmet Ali Erbil’den küçük. Ben daha öğrenciyim\" diyor.
Sonra bir internet sitesi \"Başak bizde çalışıyor, haberi okuyunca Başak ve hepimiz çok güldük. Başak televizyonda sunucu olmak istiyor.. O gün Mehmet Ali Erbil ile görüşmesi vardı\" diyor..
Allah! Allah!
Başak bir gün önce \"Mehmet Ali bey ile tesadüfen karşılaştık, ne yani selam vermeseydim\" diyor. Bir gün sonra çalıştığı internet sitesi \"iş görüşmesi vardı\" diyor.. Hangisi doğru?
Hem bu kız ne iş yapar? Öğrenci midir, internet sitesinde editör müdür? Manken midir, sunucu mudur?
Tutarsızlık diz boyu!
SAVCILARA İHBARIMDIR BU OLAYDA MANEVİ BASKI VAR MANEVİ BASKI!!!!
Deryahan’ın çığlıklarına ilk önce \"2. Sayfa\" yer verdi.
Aynen şunları söyledi Mustafa Deryahan:
\"Mehmet Ali Erbil’i sabah 08.00 sıralarında Yeniköy’de genç bir kızla el ele gezerken gördüm. Makineme davrandığımda beni gördüler ve birbirlerinden uzaklaşmaya başladılar. Fotoğrafları çekmeye başladım. Mehmet Ali Erbil, beni görünce başta annem olmak üzere en ağır küfürleri savurdu. Karşılık vermedim. Durumu magazin müdürüm Şengül Balıksırtı’na bildirdi. Müdürüm hemen beni gazeteye çağırdı. ’Bu fotoğrafları unut’ dedi. Müdürümün kendi tasarufudur diye sesimi çıkarmadım. Bir kaç kez neden yayınlanmadığını sordum, ’Ben burada olduğum sürece bu fotoğraflaryayınlanmayacak’ dedi. O günden sonra her şey değişmeye başladı. Müdürüm Şengül Balıksırtı, üzerimde baskı oluşturmaya başladı. İstifaya zorladı. Magazin Servisi’ndeki arkadaşlarıma ’Bununla kimse konuşmayacak’ diye manevi baskı yaptı. Serviste arkadaşlarım korkudan benim yanıma bile yaklaşmadı. Psikolojim bozuldu. Ben o travmayı yaşarken Akmerkez’de Mehmet Ali Erbil ile karşılaştım. Benim de içinde bulunduğum gazeteci grubuna bacağını gösterip ’Gelip bunu çekin’ diye bağırdı. Aşağı inip yayına gittim. ’siz ne yapıyorsunuz, Yenköy’de sizi çektiğimde kanser tedavisi gören anneme küfür ettiniz, ne hakkınız’ var dedim. Bir itiş-kakış oldu ve müdürüm Şengül Balıksırtı bu olayı bahane edip tazminatsız işimden kovdurdu.\"
Okuduğunuz gibi bu olayda bir de mobbing (İşyerinde psikolojik yıldırma) var. Eh bundan sonra savcıların işi!!!
Anlı şanlı magazinciler duymadı ama savcılar Mustafa Deryahan’ın çığlığını duyacaktır!
Sacit Aslan