Narin Güran davasında şok eden anlar! Birbirine girdiler
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti davasının ikinci duruşması devam ediyor. Duruşmada savunma yapan Narin'in ağabeyi Enes Güran, diğer sanık Nevzat Bahtiyar ile ilgili sözler sarf etti.
‘GEREKİRSE KAFAMI KOPARIN, BENİ BACIMLA SUÇLAMAYIN’
Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın 2’nci duruşması, 2’nci gününde de devam etti.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatları Ali Eryılmaz ve Adnan Ataş’ın savunmalarının ardından, Narin’in ağabeyi Enes Güran savunma yaptı. Olay gününü anlatan Enes Güran, “Suçum yokken bana ceza veremezsiniz. Evdeyim diye, bir şey biliyorum diye bir şey yok. HTS’ye göre kimileri yalan kimileri doğru. İlk ifademde ‘16.30’da evdeyim’ dedim. İkincide de öyle dedim. ‘Ne hatırlarsan gel, söyle’ dediler. Gözümdeki morluğa geleyim. Olay günü benim gözüm mor değildi. Eğer ki benim gözüm morsa, ben niye hastane görüntüsünü söyleyeyim? Mor olsa niye kendimi ortaya atayım? Kolumdaki ısırığı ben ısırdım. Birçok ifademde ben yaptığımı söyledim. Bugün ağırlaştırılmış müebbetle, bacımla suçlanıyorum. Gerekirse kafamı koparın, beni bacımla suçlamayın. Kanalda olmadığı zaman biz çingeneleri düşündük. Beni kimin suçladığı önemli değil. Hayvan pazarının içine girdik. Arıyoruz. ‘Çingene kaçırmıştır’ diye düşünüyoruz. Oralarda da bulamadık. Tekrar köye geldik. ‘Kardeşin geri gelecek ama kendi kafana sık’ deseler, sıkarım” dedi.
‘NEVZAT KÖPEĞİMİZ BİLE OLAMAZ, AMA KATİL OLDU’
Suçlamaları kabul etmeyen Enes Güran, “Nevzat Bahtiyar, bizim köpeğimiz bile olamaz, doğrudur Ali Bey. Ama katil oldu. Hiçbir delil yok diyorsunuz. Sizin elinizde bir kanıt var mı benle ilgili? Böyle Adli Tıp mı olur? ‘Bir şey tespit edilemedi’ diyor. Kolumdaki ısırık bile tamdır. Tespit edememişler. Bu da benim suçum değil. Kolumu ben söyledim. ‘Komutanım, kolumu da ısırdım’ dedim. İl jandarmaya götürdüler. ‘Pantolonunda kan var’ diyorlar. Kepçe operatörüyüm. Gres yağı var pantolonumda. O da şu an burada. ‘Ne hatırlarsanız söyleyin’ diyorlar. Gidince de almıyorlar. 9’uncu gün bıraktılar. Ben hep doğruyu konuştum. Herkes ‘Bakkal kapalıdır’ diyor. Sizin somut delil dediğinizi ya ben yanlış biliyorum ya da siz. Eren kardeşim diyor ki ‘Kimse eve gelmedi.’ O çocuk, keleşin orada olduğunu söylüyor. Çocuğa çikolata versen gerçeği söylemez mi? Biz onu nasıl yönlendirelim? Baro Başkanı dedi ki, ‘İnsan kendini ısırınca, kendini itiyor.’ Siz insanın acısını içine koymadığınız doğrudur. Benim kardeşim kayboldu, ben deli oldum. Ne yemek yedim ne su içtim. Asker geldi. ‘Siz aramaya girmeyin’ dedi. ‘Köpek sizin kokunuzu aldığı zaman, bulamıyor’ dedi. Kanala da baktık, orada da yoktu. Herkes çingeneleri konuşuyordu. Dediler ‘Tamam, biz kameralara bakarız.’ Oradan da bir şey çıkmadı. JASAT işkenceden başka bir şey yapmadı. Babanızın karşınıza geliyor, ‘Sen yapmışsın’ diyor. Allah hakkımızı bırakmasın. Allah onların çocuğundan çıkarsın” diye konuştu.
‘NEVZAT TAHLİYE OLMAYACAK’
Kolunu üzüntü nedeniyle ısırdığını ifade eden Enes Güran, “Bugün Nevzat Bahtiyar’ın avukatını dinlediğimiz zaman anneme elini uzatıyor. ‘Nevzat Bahtiyar serbest bırakılsın, tahliye olsun’ diyor. Nevzat Bahtiyar tahliye olmayacak. 3 tane büyük taşı kardeşimin üzerine bırakan, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eden bu adamdır. Gelip bize ‘İnşallah bulursunuz’ diyen bu adamdır. Nevzat’ın oğlu her gece bizimleydi. Zorla bize yemek veriyordu. Nevzat Bahtiyar’ı bir kere camide gördüm. Bu adam bana böyle diyor, sizlere ne demez? Ben 16.30 demişim, Türkiye bunu konuşuyor. Nevzat Bahtiyar, istediğini söylüyor. İnsanlar ‘Güran ailesi, Güran ailesi, Güran ailesi’ diyor. Eğer ben müebbet yiyeceksem, ben kralının da yüzüne konuşurum. Şu an dışarı çıksam insanların yüzünü görmek istemem ben. Bugün basın benim üzerime milyonlarca yalan çıkardı. Haksızlık, dedikleri zaman onlara çok hoş geliyor. Keşke kolumu ısırmayaydım da ölseydim. Ne hakkınız var benim namusumu şerefimi konuşmaya? Benim namusum, şerefim hakkında konuşanlara bu dünyayı hakla hukukla zehir edeceğiz. Nevzat Bahtiyar’ın ailesi araştırılsaydı” dedi.
ENES GÜRAN İLE NEVZAT BAHTİYAR ARASINDA GERGİNLİK
Enes Güran, Nevzat’a dönerek “FA diyeyim sen anlarsın. Kızından anlarsın” dedi. Nevzat Bahtiyar da ‘Şerefsizlik yapma” dedi. Birbirlerinin üzerine yürümeye kalkışınca, jandarma ekipleri engel oldu. Enes Güran, daha sonra konuşmaya şöyle devam etti:
“Ailesi nasıl bir aile olduğunu biliyor. Köyde ne olup bildiğini yaşlılar bilmez. Biz biliriz. O köye baktığınız zaman güzel bir yer zannetmeyin. Ben burada her şeyi konuşuyorum. İl Jandarmada bana karı diyordunuz ya, insan doğruyu konuştuğu zaman suç mudur? ‘Enes biliyor, konuşmuş’ diyorlar. Enes bir şey bilseydi de hepsini öldürseydi, öyle olsaydı, hepsinin kafasına sıkardım. Namusum, şerefim magazinlerde konuşulmaya başladı. Lanet olası tarla sizin olsun. Gidin sizin olsun. ‘400 dönüm satsanız zaten diğer mahkemeye kadar seni atar’ diyorsun Ali Bey. İnsanlar sırf beğeni, takip için namusumu, şerefimi konuşuyor. Ben Narin’in cenaze namazını cezaevinde kıldım. Benim bu konuda suçum yoktur. Suçsuzum. Hiçbir suçu kabul etmiyorum. Herkes görüyor ama anlamak istemiyorlar. Keşke ben görseydim, hepsini öldürseydim. Hakkım hiç kimseye helal değil. Her şey ortaya çıktığı zaman insanların nasıl yalancı olduğunu göreceksiniz. Biz kameraları istiyorduk, ‘Kapalıdır’ diyorlardı. Buraya geldik, siz dediniz sayın hakimim, ‘Kamera var’ dediler. Benim kardeşim kesinlikle eve gelmedi. Çünkü ben evdeydim. Elinizde somut delil olmadığı sürece beni yargılayamazsınız.”
‘ESAS HAKKINDA MÜTALAAYA İŞTİRAK ETMİYORUZ’
Narin’in ağabeyi Enes Güran’ın savunmasının ardından söz alan avukatı Mahir Akbilek, “Esas hakkında mütalaaya iştirak etmiyoruz. (Dar alan baz çalışması hakkında), atanan bilirkişi yeminle başlamak zorundadır. 3 Eylül tarihli tutanakta adı geçen bilirkişilerin imzaları görünmüyor metinde. 29 Ağustos’ta hangi yetkiyle gidiyorsun? Biz senin var olduğunu bilmiyoruz. Bizim açımızdan müvekkilim hakkında yalan iddiada bulunan sizsiniz. Sizi sorgulayamıyoruz. Sizi göremiyoruz. Günler sonra yemin ediyorsunuz. Aynı yemin tutanağının altında yazıyı ve ekindeki soruşturma dosyasını teslim aldım. Bizim açımızdan bunlar tanık. Bilirkişi görünümlü tanıkların kendi ek raporlarındaki ilgili kısmı koyacağım. Salim Güran’ın ilk ifadesi dışından herhangi bir delile temas edilmemiş, sadece sahada yapmış olduğumuz çalışmalar baz alınmıştır. Bir hukukçu bunu savunur mu? Bunu savunan neyi savunduğuna bir baksın önce. Özetle bu yasak delildir” dedi.
‘TELEFONU HAREKETSİZ VE ŞAHİTLERLE UYUDUĞU BELLİ’
Akbilek, Enes Güran’ın telefonunun hareketsiz olduğunu belirterek, “Ek raporunda bize kızmış. ‘Ben öyle bir çalışma yaptım ki, içinde yorum bulamazsın’ diyor. Teknolojik böyle imkanımız var ve bu davayı bekledi, öyle mi? Kıymetli çalışmalar var. Bizi üzen, buna tartışmasız iman etmemizin beklenmesi. Bu rapor dayanak olarak kendini gösteriyor. Böyle bir teknoloji yok. Dar alan baz çalışması, bizim müvekkilin işine gelir. Telefonu hareketsiz ve şahitlerle uyuduğu belli. GSM şirketleri 8 saatte bir kayıt yapıyor. Bu teoriler doğru olsaydı robotik yargılamalar yapılırdı. Salim Güran’ın kimliği belirlenemeyen bir araçla Narin’in gömüldüğü yere gittiğine dair iddialar, çürütüldü. O aracın hareketini tespit etseydiler, etrafında insanlar da görülecekti. Arama- tarama faaliyeti yapılıyor. Dikkat edilirse araç yönünü değiştirip ışık veriyor” diye konuştu.
‘İDDİANAME, İADE SEBEBİDİR’
Narin’in, görüntülere göre kendisine seslenen bir kişiye yönlendiğini değerlendirdiklerini belirten Akbilek, “Sanık Enes’in nasıl gerçekleştiği iddianamede ve mütalaada anlaşılmayan cinayet, o karara nasıl iştirak ettiğine dair tespit bulunmaksızın, iddianame iade sebebidir. Daran-2 kamerası açıyı doğru tespit edemiyor. Mahallenin çok uzak olması. Çözünürlüğünün düşük olması sonucunda, Narin olduğu değerlendirilen karaltının durduğu yeri ahırın önü olarak belirlemişse de Daran-2’nin açısı değerlendirildiğinde, en önemlisi yamacın görülemeyeceği, bize o karartı Narin değil, biz iki karartı görüyoruz. Sonra üçüncü bir karartı. O karartı aşağı doğru iniyor. Biz Narin’in kendisine seslenen kişiye doğru gittiğini düşünüyoruz. Bu mümkün bir senaryo gibi görünüyor. Karar aşamasındasınız. Nasıl yapacaksınız, biz kendi imkanlarımızla bu görüntüyü iyileştirmeye çalışacağız. Kurumlar var ama yetişmeyecek gibi gözüküyor. Kamera açısına bakıldığı zaman, bahçe denilen şeyin yamaç olduğu anlaşılacaktır. Çatı zannedilen beyazlık, ahırın yan duvarıdır” dedi.
Ardından, bir mühendisin iyileştirdiği görüntüler izlettirildi. Mahkeme Başkanı, görüntüde konuşan kişinin metnini isteyerek, daha sonra tekrar izleneceğini söyledi.
‘NEVZAT BAHTİYAR, GERÇEĞİ PARÇA PARÇA BİZDEN UZAKLAŞTIRMAKTADIR’
Akbilek, Enes Güran ile ilgili somut bir isnat olmadığını belirterek, “Köyde meydana gelen yangınların sebebini kolluk tespit etmiş. Kolluk da ‘Narin’in cansız bedeninin bulunmasını engelleme’ olarak tanımlanmış. Yine Enes ile ilgili somut bir isnat da yok. Jandarmayı dinlemek ve terlik meselesi çok konuşuldu. Bu yönlü doğrudan Enes’i ilgilendiren isnat yok. Terlik olayının iddia makamı tarafından tanımlanma şeklini de kabul etmiyoruz. O terliği bulup, ‘Narin’in olabilir’ deyip getirmesiyle, tutuklanması. Bilirkişi Arif’in evinin yüksek olması nedeniyle, 22 baz istasyonundan sinyal aldığını ve kaliteli olduğunu söylüyor. Arif’in evinin arkasına mobil baz istasyonu kurulmuştu. Bilirkişinin mobil bazlardan söz etmesi gerekirdi. Bunun dahi yazılmadığını gördük. Bu kötücül bir ikiyüzlülüktür. Bilmesek, mobil istasyonu yok gibi bize yutturacaklar. Bu raporun oluşturulma nedeni ön yargıdır. Delilleriyle ortaya koyarsınız ama bir ön yargının esiriyseniz, ‘Maktuleyi Güran ailesi fertleri öldürdü, Nevzat garibandır’ derseniz, onun ailesinin üyelerine devlet tarafından koruma sağlarsanız, elbette Nevzat Bahtiyar da 9’uncu senaryoyla karşınıza gelir. Nevzat Bahtiyar, gerçeği parça parça bizden uzaklaştırmaktadır. Amacının ne olduğunu ben de algılayamıyorum. Yalan bir ihtiyaç için söylenir, savunma aracıdır. Size ve yakınlarınıza yönelik tehlikeyi geçici olarak bertaraf için yalan söyler. Ahırın üzerindeki açıklıktan bıraktığını kendisinin de yandan girdiğini söylemişti” diye konuştu.
‘OLAY BÜTÜN TOPLUMA SİRAYET ETMİŞTİR’
Enes Güran hakkında beraat, aksi kanaatle ev hapsi verilmesini talep eden Akbilek, “Nevzat Bahtiyar kafa karıştırırsa, kendisine faydası çoktur. Eğer Salim’den korktuğu için çelişen beyanlarda olsaydı, ilk beyanlarda Salim’i söylemezdi. İstihbarı çalışmayı biliyorduk ama köyde mahallede yapılan çalışmalardaki duyumları, ‘dedikodular’ deyip sonra ‘Kadın sanığın kayınbiraderlerinden ismi tespit edilemeyen biri’ denip, gösterilirse, Nevzat Bahtiyar bunu tabii ki duyacak. ‘Fırsatını bulsaydım ben naaşı oradan çıkaracaktım, karayoluna bırakıp, ailesine ulaşmasını sağlayacaktım’ diyor. Biz gelinen aşamada bu işin failinin kendisi olma ihtimaline geldik. Yalanı başkalarının güvenliğini tehlikeye düşürecek bir tehlikedir. Ve destek görüyor. Kendi ağzıyla itiraf etti. Ne yazık ki kolluk görevini yerine getirememiştir. Bu kendilerini tahkir amaçlı değildir. Olay bütün topluma sirayet etmiştir. Buradaki aktörler de bir evlat sahibidirler. Böyle algıladılar. Böyle hissettiler. Kayıp çocuk vakalarında, çocuk aranır ama hemen bunun aile üyeleri tarafından zarara uğratılmış olması es geçilmez. Soru sormalara bile ‘Jandarmayı dinleme’ demişler. ‘Ne yaptınız’ diye soran birinden daha doğal ne olabilir? Bazı meslektaşlarımı üzüntüyle dinledim. Ne zamandan beri bir hukukçu, kolluk görevlisinin tuttuğu tutanağı kesin belge diye sundu? Enes ile ilgili iddia makamının mahkemeye sunduğu deliller, haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulmaktadır. ‘Son teknoloji’ diye açıklanan imkanlarınızı da dünya alem gördü. Buymuş. Ortadoğu tarzı teknoloji. Enes Güran hakkında saydığımız nedenlerle beraat kararı verilmesinin, sayın mahkeme aksi kanaatteyse, evinde hapis kararı verilmesinin talep ediyoruz” dedi.
DHA