Onlar Artık Melek Oldu

Sacit Aslan sacitaslan@gmail.com
Farkında mısınız ekranların yıllardır birbirleriyle çata çata kavga edenleri bir anda... Bir bir melek oldular...

Bayram da değil ki dargınlıklar son bulsun, zaten hepsi yaşça küçük aralarında hiç yaşca  büyük yok aralarında kim kimin elinden öpüp özür dileyecek ki? Çocukları da herhalde lahana içinden doğdular yakında torunları yaşına mahkeme kararı ile inecekler...

Neyse bu bizim sorunumuz değil.

Aynı eski Türk filimlerindeki o cümle gibi:
Sayın İzleyiciler ‘Ablalarınız, teyzeleriniz, bacılarınız artık Melek Oldular’

Vay Anasına!

Bir barışma, bir küs sonlandırma kampanyasıdır gidiyor, e bu kadar barışcı kızlarlardınız da, neden yıllarca ve ne diye bu kadar kavga polemik yaptınız? ekrana davet ettiklerinizi birbirleriyle kavga ettirdiniz, yetmedi telefon bağlantılarıyla kavgaları devam ettirdiniz o da yetmedi birbirinize girdiniz.

‘Ölümlü Dünya’ yeni mi aklınıza geldi?

Sanki bir haltmış gibi paylaşamadığınız aşklar, adamlar yüzünden birbirinizin boşuna mı kalbini kırdınız, adamların aklını çelip boşattınız, adamlar birinizi aldı öbürünü bıraktı ve neticede öküz ölmüş ortaklık bitmiş siz hala birbirinizi suçladınız?

Bir dargın bir barışık ama sizin işler hep çok karışık...

Gerçek barışma olabilmesi için gerçeklerin ortaya çıkması gerekir, oysa siz kavgalıyken birbirinizin hakkındaki gerçekleri söylüyorsunuz, bu işte bir terslik var, buna barış değil ateşkes, hatta örtbas bile denebilir.

Lakin geçmiş orada duruyor ve hiç bir pakt, anlaşma, barış geçmişinizi silemez...

Birbirinizle barış yapmanız hikaye, asıl bunca yıl zihinlerine zarar verdiğiniz izleyici ile, halk ile nasıl barış yapacaksınız?

Siz sanki hiç yanlış yapmamışsınız gibi mi olacak?

Yani tek yayın kusurunuz birbirinize düşmeniz miydi?

Bence, tek hayırlı iş birbirinize düşmenizdi, yapmayın Allah Aşkına

Yoksa birileri size ayar mı verdi, ee peki şimdi siz kimlerle kavga edeceksiniz, yedek kulübesinde kimler var?

Gerçek barış öyle kendi aranızda öpüşüp sarılmalarla olmaz, bir bedeli vardır.

Önce nerelerde hata yaptığınız ortaya çıkacak, hasar tespiti yapılacak, zarar görenlerin ki burada izleyici yani halkın zihni tazmin edilecek, yani öyle bilinmeyenle barış ya da affetmekle olmaz.

Zaten çoğunuzun yerine çıtırlar hazırda bekliyor, alın yünlerinizi örün biraz, zaten çoğunuzun aşk yaşadığı adamlar aklınız fikrinize hayran oldukları için gelmediler peşinizden, o adamların niçin geldiklerini sizde biliyorsunuz...

Bu arada Hülya yeni bir fitil ateşledi, ona da filmi yeni gösterime giren Aslantuğ atladı, Hülya’ya sahip çıkıp ‘Hırpalamayın’ komutu verdi, ben olsam Hülyanın yerinde kızarım koskoca Hülya, Aslantuğ’un himayesine mi kaldı?

Bu barışma değil mesele, biraz susmaları ki kafamızı dinleyelim.

Bakın bu işi usulüne göre götüren Gülben, kimseyle barıştığı filan yok. Şimdi bana ne bok atacaksınız bakalım?

Bu arada Miami’de ki ev için çok teşekkürler arka bahçeye benim kedi köpeklerde sığdı, ama Portekiz ve Barselona’da ki apartman biraz dar...

Şaka tabii, bu ülkede kim kime doğruları söylediği için ev alır ki?

Sacit Aslan
Tüm yazılarını göster