Özge Yağız: "Aşk en anlamlı renklerden biri"
Son dönemin en beğenilen genç oyuncularından Özge Yağız, özel hayatı ile ilgili samimi açıklamalarıyla gündem oldu.
Milliyet Gazetesi'nden Senem Aydın'ın röportajı...
Yeni diziniz 'Sol Yanım' sizin için nasıl bir tecrübe oluyor?
Hayatta hep yaşadığımız gibi bazen tatlı, bazen acı ama her şeyden öte öğretici bir tecrübe. Her yeniliğin sayısız getirisi var, öğrendikçe gerçekten güçlendiğinizi hissediyorsunuz.
Canlandırdığınız Serra zorluklar karşında ayakta durabilen biri. Onun güçlü tarafı size benziyor mu?
Hem de çok. Her seferinde "Bunu ben yaşasam nasıl tepki verirdim?" diye düşünüyorum. Serra bazen çok uçlarda yaşayabiliyor hissettiklerini, bu da savunmasız kalmaması gerektiğini çok iyi biliyor olmasından kaynaklanıyor. Özge olarak hayatımda Serra kadar gard almam gereken şeyler yok ama ben de en az onun kadar güçlüyüm diyebilirim...
Sizin hikayenizde zorlukların, mücadelenin yeri nedir?
Tecrübe kazanmak... Aştığımız her zorluk, bir sonraki başımıza geldiğinde ne yapmamız gerektiğini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
Oyunculuğa başlama hikayeniz nasıl oldu?
Bazı kapıların açılmasına müsaade ederek, kendime şans tanıyarak... "Neden olmasın?" dedim ve oyunculuğun nasıl bir serüven olduğunu öğrenmek istedim. Biraz hızlı adımlarla oldu, aniden kendimi sektörün içinde bulabileceğimi ben de tahmin etmemiştim. Şimdiye kadar bu sektörde hayatıma giren ve çıkan insanlardan çok şey öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum.
Oyunculuk eğitimi aldınız mı? İnternette farklı bir bölüm üzerine eğitim aldığınız yazıyor...
Evet, tiyatro çok güzel bir başlangıçtı benim için ama dediğim gibi ekrana geçişim hızlı olduğu için sanki her şey bir anda bilinçaltıma yükleniverdi. Beslenme ve diyetetik üçüncü sınıfta finallerime girerken kendimi okuma provalarında buldum (gülüyor).
"Ünlülüğün en büyük dezavantajı herkesin sizi çok fazla eleştirme özgürlüğüne sahip olması" demişsiniz. Artık sosyal medya ile bu daha kolay. Bu devirde ünlü olmak daha mı yıpratıcı?
Evet çünkü düşününce eskiden insanlar sizi sadece ekranda izliyor ve eleştirilerini kendi aralarında yapıyordu. Şimdi yorum yapılmayan mesaj, atılmayan hiçbir sosyal mecra yok. İletişim özgürlüğü güzel bir şey ama özgürlüğümüzün de bir dozu olması gerektiğini kavrayabildiğimiz müddetçe...
Aşk sizin için ne ifade ediyor?
Aşk, sahip olabileceğimiz en anlamlı renklerden biri. Bazen masmavi, bazen toz pembe, bazen önünüzü göremeyeceğiniz kadar karanlık ama özel ve güzel bir şeye sahip olduğunuzdan emin olduğunuz sürece yolun sonu hep aydınlığa çıkıyor. Her zorluğunu yan yana, el ele geçeceğini çok iyi biliyorsunuz.
Türkan Şoray'a benzetilmek nasıl bir duygu? Tanışma fırsatınız oldu mu?
Çevremdekiler bunu her söylediğinde gözlerine bakamadığım, değişik gülümsemenin suratıma yayıldığı bir hale büründüğümü fark ediyorum... Hep söylüyorum, beni böyle görmelerinin ne kadar eşsiz olduğunu. Maalesef, tanışacağımız güne kavuşmayı iple çekiyorum.
10 yıl sonra siz kendinizi nerede görüyorsunuz?
Huzur içinde bir şeyler başarabilmiş olduğumu bildiğim, sağlık, aşk, dinginlik dolu bir hayatın içinde...
Sosyal medyada büyük bir hayran kitleniz var. Güzel mesajlar, yorumlar motive ediyor mu? Hayranlarınızla iletişiminiz nasıl?
Etmez olur mu? Yaptığınız işe resmen sekiz kolla sarılasınız geliyor. Onlar inanılmaz bir motivasyon kaynağı, bizim ekranda oluşumuzu anlamlandıran asıl onlar, iyi ki varlar! Kalp ve gülücük dolu bir iletişim diyeyim. Elimden geldiğince okuyup, mutlu oluyor ve onlarla olduğumu bilmelerini sağlamaya çalışıyorum.
En son neler okudunuz, kimleri dinlediniz?
En yeniler; Denise Fergus 'James Bulger'in Ölümü' ve Sezen Aksu 'İnsanlık Hali'...