'Özgecan'ın cinayeti bağıra bağıra geldi'
Kararlarında kadınlar namına ‘pozitif ayrımcı’ eski aile mahkemesi hâkimi Eray Karınca, Özgecan cinayeti için ‘Bağıra bağıra geldi’ deyip ekledi: Tahrik indiriminde kantarın topuzu kaçtı.
Hürriyet'ten Şehriban Oğhan'ın haberine göre kadına şiddet ve taciz davalarında kadın lehine kararlarıyla tanınan eski aile ve ceza hâkimi Eray Karınca, Mersin’de üniversiteli Özgecan Aslan’ın korkunç şekilde katledilmesiyle tekrar gündeme taşınan bu konuda Hürriyet’e konuştu.
Ceza davalarında sanık lehine indirimlerde kantarın topuzunun kaçtığını belirten Karınca, meslektaşları ve uygulayıcılara “Ne kadar tolerans o kadar zulüm” diye seslendi ve şunları söyledi:
‘TELEFONDAN 10 YIL YERDİ’
“Özgecan’ın katli, öyle bağıra bağıra geldi ki. Gazetelerden bir örnek hatırlıyorum. Akdeniz Üniversitesi’nde okuyan öğrenci kampus çıkışında otostop yapıyor. Genç kadını bir adam otomobiline alıyor. Bakıyor telefon kabı kırık, ‘Bu işlerin ticaretini yapıyorum’ diye dükkânına götürüyor ve kelepçeleyip tecavüze kalkışıyor, sonra vazgeçiyor. Bu adam karakoldan akşamına elini kolunu sallaya sallaya çıkabiliyor. Neymiş, tecavüz etmemiş. Adam kadının telefonunu zorla alsaydı, 10-12 sene hapis cezası yemişti. Genç kadının yaşadığı korkuyu, ömür boyu yaşadığı travmayı kimsenin düşündüğü yok.”
‘CÜZDAN DEĞİL, CAN’
“Memur kafasıyla bakılıyor, ‘Görevim bu, kanun böyle diyor, dışına çıkamam’ deniyor. Doğru ama haklı değil. Devlet can güvenliğini, cinsel yaşamına yönelik tehditleri çok da önemsemiyor; cüzdanını, gözlüğünü, cep telefonunu çok daha fazla önemsiyor. Ceza politikası, mal ve devleti korumaktan önce bireyin canını, ırzını ve manevi varlığını korumaya yönelik olmalı. Kadına yönelik suçlarda sanığa gösterilecek toleransın geri dönüşümü, bir sonraki cinayette bıçağın başka bir kadına daha fazla saplanması şeklinde olacaktır. Ceza hâkimleri ve toplum şunu unutmamalıdır: Ne kadar tolerans o kadar zulüm.”
‘VERDİĞİM CEZA KADINLAR RAHAT GEZSİN DİYE’
Eray Karınca, ceza hâkimlerine de ‘cinsiyet farkındalığı’ eğitimi verilmesi gerektiğini savunarak şu örneği anlattı: “Londra’da, Hyde Park’ta genç kız gece yarısı tacize uğramış, adam yakalanmış. İngiliz hâkim 2.5 yıl hapis cezası vermiş. ‘Tacize 6 ay ceza veriyorduk, 2 sene daha fazla ceza verdiniz’ diyenleri şöyle yanıtlamış: ‘6 ayı taciz için verdim, o 2 sene İngiliz kızlarının parklarda rahat rahat gezmeleri için.’ İşte bu noktaya ulaşmamız lazım.”
SANIĞA DEĞİL MAĞDURA EMPATİ
Eskiİ aile ve ceza hâkimi Eray Karınca, Zonguldak Gökçebey’de ceza hâkimiyken bir taciz olayında bir sanığa indirim yapmadan 2 ay yerine 9 ay hapis cezası verdiğini belirtip şöyle devam ediyor: “Yasada ceza miktarı olarak makas çok açık. O halde ceza miktarı olayın özelliğine göre artırılmalı. Sanığa değil, mağdura empati duyulmalı. Kadına yönelik suçlarda ceza yasasındaki haksız tahrik indiriminde kantarın topuzunun kaçırıldığını düşünüyorum.”
Ceza davalarında sanık lehine indirimlerde kantarın topuzunun kaçtığını belirten Karınca, meslektaşları ve uygulayıcılara “Ne kadar tolerans o kadar zulüm” diye seslendi ve şunları söyledi:
‘TELEFONDAN 10 YIL YERDİ’
“Özgecan’ın katli, öyle bağıra bağıra geldi ki. Gazetelerden bir örnek hatırlıyorum. Akdeniz Üniversitesi’nde okuyan öğrenci kampus çıkışında otostop yapıyor. Genç kadını bir adam otomobiline alıyor. Bakıyor telefon kabı kırık, ‘Bu işlerin ticaretini yapıyorum’ diye dükkânına götürüyor ve kelepçeleyip tecavüze kalkışıyor, sonra vazgeçiyor. Bu adam karakoldan akşamına elini kolunu sallaya sallaya çıkabiliyor. Neymiş, tecavüz etmemiş. Adam kadının telefonunu zorla alsaydı, 10-12 sene hapis cezası yemişti. Genç kadının yaşadığı korkuyu, ömür boyu yaşadığı travmayı kimsenin düşündüğü yok.”
‘CÜZDAN DEĞİL, CAN’
“Memur kafasıyla bakılıyor, ‘Görevim bu, kanun böyle diyor, dışına çıkamam’ deniyor. Doğru ama haklı değil. Devlet can güvenliğini, cinsel yaşamına yönelik tehditleri çok da önemsemiyor; cüzdanını, gözlüğünü, cep telefonunu çok daha fazla önemsiyor. Ceza politikası, mal ve devleti korumaktan önce bireyin canını, ırzını ve manevi varlığını korumaya yönelik olmalı. Kadına yönelik suçlarda sanığa gösterilecek toleransın geri dönüşümü, bir sonraki cinayette bıçağın başka bir kadına daha fazla saplanması şeklinde olacaktır. Ceza hâkimleri ve toplum şunu unutmamalıdır: Ne kadar tolerans o kadar zulüm.”
‘VERDİĞİM CEZA KADINLAR RAHAT GEZSİN DİYE’
Eray Karınca, ceza hâkimlerine de ‘cinsiyet farkındalığı’ eğitimi verilmesi gerektiğini savunarak şu örneği anlattı: “Londra’da, Hyde Park’ta genç kız gece yarısı tacize uğramış, adam yakalanmış. İngiliz hâkim 2.5 yıl hapis cezası vermiş. ‘Tacize 6 ay ceza veriyorduk, 2 sene daha fazla ceza verdiniz’ diyenleri şöyle yanıtlamış: ‘6 ayı taciz için verdim, o 2 sene İngiliz kızlarının parklarda rahat rahat gezmeleri için.’ İşte bu noktaya ulaşmamız lazım.”
SANIĞA DEĞİL MAĞDURA EMPATİ
Eskiİ aile ve ceza hâkimi Eray Karınca, Zonguldak Gökçebey’de ceza hâkimiyken bir taciz olayında bir sanığa indirim yapmadan 2 ay yerine 9 ay hapis cezası verdiğini belirtip şöyle devam ediyor: “Yasada ceza miktarı olarak makas çok açık. O halde ceza miktarı olayın özelliğine göre artırılmalı. Sanığa değil, mağdura empati duyulmalı. Kadına yönelik suçlarda ceza yasasındaki haksız tahrik indiriminde kantarın topuzunun kaçırıldığını düşünüyorum.”