Cuma gecesi Popstar Alaturka’daki Bülent Ersoy, Gülben Ergen arasında geçen konuşmalar, bugün bazı gazetelerde haber olarak yerini almış.
Bir gözden geçirdim ki, canlı yayında yaşananlar, belgeli, ispatlı, kayıtlı konuşmalar gitmiş, yerini bambaşka cümleler almış! Yanlı-taraflı cümleler!
Özellikle de Türkiye’nin en önemli gazetesi yaşanılanları, anlaşılan o ki izlemeden, sadece dinleyerek, kulak dolgusu birilerinin söylemleri ile kaleme almış.
Gülben Ergen’in daha 1 ay öncesine kadar basın danışmanlığını, boşandığınız eşiniz, çocuğunuzun annesi yaparsa siz de o gazetenin magazin müdürü iseniz, aslında çok da takılmamak lazım gelir bu habere ama, doğrucu davutsanız susamıyorsunuz işte…
Bu kadar zor mu haberi hazırlarken yayın bandını kanaldan rica etmek? Diyelim ki zor! Diyelim ki bir çaba gerektirir bu iş, e o zaman başta benim sitemde olmak üzere, pek çok haber sitesinde bu görüntüler mevcut. 3-5 tuşa basarak, yaşanılanları izlemek mümkün!
Neler bu haberdeki yanlışlar;
Yanlış 1:
Üzerine yorum yapılan yarışmacının ismi Ramazan değil, Murat.
Yanlış 2:
“Bir yarışmacı hakkında yorum yapan Ersoy, araya girmeye çalışan Ergen’e bozuldu” diyorsunuz. Hayır efendim hayır! Öyle olmadı! Çünkü tüm jüri üyeleri konuştuktan sonra son söz her zaman Bülent Ersoy’a veriliyor ve Bülent Ersoy son noktayı koyuyor. O yüzden kimse Bülent Ersoy konuşurken araya girmedi.
Yanlış 3:
Bülent Ersoy ve Gülben Ergen arasındaki gergin dakikalar, yine sizin bahsettiğiniz gibi Bülent Ersoy’un “yaşamak için öldür” diyerek sanat aleminin prensibini hatırlatmasıyla da başlamadı! Bunu anlayabilmeniz için yayını seyretmiş olmanız ve okuyucularınıza öyle sunmanız gerekirdi! Madem ki yayını izlemeden oturup hatıra binaen masabaşı haberi yapıyorsunuz, ben programı başından sonuna kadar izleyen ve videosunu siteme ekleyen biri olarak size anlatayım!
Gülben Ergen söz hakkı kendine verildiği zaman inciler dizerek yapmış olduğu o nadide (!) yorumları içinde “Yöresel türkülerden” derlenmiş bir geceden rahatsız olduğunu, hatta bu rahatsızlığını az önceki reklam arasında Osman Tan’la da paylaşmış olduğunu söylediği halde işte bu cümleleri göz ardı ediyorsunuz.
Jüri koltuğunda Bülent Ersoy’un yanında oturacaksınız,isminiz jüri üyesi olarak geçecek ve canlı yayında, Türkiye’nin mozaiğini oluşturan “yöresel türküleri seçmekle kötü mü ettik acaba” diye reklam arası konuştuklarınızı canlı yayın olduğunu düşünmeden pat diye söyleyeceksiniz..
Söylerken de mimiklerinizle de küçümser bir tavır takınacaksınız!
Ve siz bazı basın mensupları da bu cümleleri ve bu görüntüleri özel ilişkileriniz ve de çıkarlarınız nedeniyle görmezlikten, duymazlıktan geleceksiniz, hasır altı edeceksiniz ve haberinizde “Ersoy’dan Gülben’e sataşma” başlığı kullanacaksınız.
Yok böyle bir şey arkadaş!
Zira görüntüler ortada! İster bende izlersiniz, ister yayın bandını kanaldan talep eder izlersiniz!
Tabii işinize gelirse!
İşte Bülent Ersoy’un Gülben Ergen’e olan eleştirisi Ergen’in bu cümleleri nedeniyleydi… Ne demek “yöresel türküleri seçmekle kötü mü ettik!”
Bu mu sizin insanlara doğru bilgi verme prensibiniz, insanları doğru bilgilendirmek prensibiniz?..
Bu mu sizin vatan ve millet sevginiz?..
Bu mu sizin Türkiye Cumhuriyeti coğrafyasında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yöresel kültürüne sahip çıkışınız?...
Özel ilişkileriniz ve çıkarlarınız için böylesine haddini aşan bir konuşma yapan bir kadını nasıl kucaklar, sözlerini hasıraltı edersiniz!..
Menfaaetleriniz vatan ve millet sevgisinin, Türk Kültürünün önüne mi geçti ey gafiller!..
Helal olsun Bülent Ersoy’un milliyetçiliğine ki, o canlı yayın heyecanı ve telaşı içinde bile bu kadının bu büyük gafını atlamadı, yarışmacıya yorumunu yapıp bitirdikten sonra Gülben Ergen’in cevabını yüreklilikle verebildi.
Hatırlatayım beyler!.
Bülent Ersoy’un milliyetçiliği yalnız o canlı yayında sergilemiş olduğu cümleleriyle sınırlı değildir.
O Bülent Ersoy ki 1980 yılında kendisine koyulan sahne yasağı zamanında Fransa ve Almanya hükümetleri tarafından kendisine vatandaşlık teklif edilip, her türlü lüksü karşılanılıp, yaşamını en rahat şekilde kraliçeler gibi sürdürme davetlerini bile menfaatlerini hiç düşünmeksizin elinin tersiyle itmiş, vatanını, milletini satmayıp, o milletlerin vatandaşı olup da Türkiye’yi karalamalarına alet olmamış Bülent Ersoy’dur.
Siz bunları bilir misiniz?..
Bilmiyorsanız, bileceksiniz! Öğreneceksiniz! Karşınızda yaşayan tarih duruyor, sizin gibi dünkü çocuk değil!
Kadına bak ya, bir de üstüne üstlük hem suçlu hem güçlü misali Bülent Ersoy neyin savaşını neyin dersini veriyor, o kalkmış, “Size ben de çok kırıldım, beni sevenler de kırılmışlardır” diyerek manevra yaparak, ortalığı alevlendirmeye çalışıyor.
Kime neyin mesajını gönderiyorsun Gülben Ergen?...
Fan dediğin nedir?..
Benim bildiğim bir sanatçının hayranları olur, sevenleri olur.
Eee senin de sevenlerin var, hayranların var diye yapmış olduğun büyük gafları sana söylemeyecek miyiz, söylemeyecekler mi?...
Bu ülkede sadece senin hayranların mı var? Bir tek seni mi seviyor Türk insanı? Nedir senin ayrıcalığın?..
Senin 300-500 fanın sana söylenen cümlelere kırılıyor, ama sen Türkiye Cumhuriyeti Devletini’nin kültürünü oluşturan “yöreselliği yapmakla acaba hata ettik” derken, Türk toplumunu kıracağını düşünmüyorsun!
Sen acilen kendine gel. Gelmezsen, işte böyle milliyetçi Bülent Ersoy çıkar, insana tokatı patlatır.
Ha bu arada şunu da söyleyeyim; eğer ki o gece Bülent Ersoy sana bu eleştiriyi yapmamış olsaydı eğer, işte ben o Bülent Ersoy’u o zaman yerden yere nasıl vuruyordum.. “Bülent sen orada giyinip, süslenip salla başını al maaşını mı yapıyorsun” derdim.
Haaa bu sözleri canlı yayında sarfetmemiş olsaydın, Bülent Ersoy kulisde konuşulan bir konuşmayı canlı yayına taşıyıp, seni eleştiriyor olsaydı işte o zaman ayıp etmiş olurdu. O zaman da Bülent Ersoy’u yerden yere vururdum, “Yakışmadı Bülent Ersoy mahrem iç ilişkilerinizi canlı yayında genele taşımak” derdim.
Ama sen kendin söyledin, “yöresel yapmakla hata mı ettik, Osman Tan’a da az önce söyledim” dedin. O zaman kimi neye karşı suçluyorsun!
Senin yanlışına ortak olunmadığı, senin gaflarına ortak olmadığı için mi Bülent Ersoy’a kırgınsın, Bülent Ersoy’u suçluyorsun!
Yazılı basında başlıklara çekilen; Bülent Ersoy’un seni sanatsal olarak muhatap kabul etmemesine gelince, bundan daha doğru ne olabilir ki? Sen bir şarkıcısın, o bir sanatçı.
O mesleğinin ordinaryus profesörü, sense çırağı.
Kadın sana ne güzel söyledi canlı yayında, “Size şimdi sorsam Sn. Ergen, Muhammes usulünü vurunuz desem, Devr-i Kebir usulünü vurunuz desem, Arazbar Makamı nerede karar verir, hangi arızaları alır, güçlüsü nedir bu makamı bana tarif edin desem siz bunların bana teorik açılımlarını söyleyebilir misiniz” dedi, sen de “Ben onları bilmem” dedin, kendi ağzınla teyid ettin.
Eeeee sen bilgisizsen, hasbelkader bir yerlere gelmişsen bunda Bülent Ersoy’un suçu ne? Unutma Gülben Ergen, popüler olmak, sanatkar olmak demek değildir.
Çankaya’da Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün önünde soyunan bir kadın da gündem oluşturup medyatik oluyor, bir yarışmaya girip kavga çıkaran bir ev kadınıda.. Semra Kaynana’da popüler olabiliyor.
Ama sanatkar olabilmek için bilgi ve eğitim şarttır. Bilmediğini söyleyen sensin, senin bu bilgisizliğine karşı “ben sizi sanat adına muhatap kabul etmiyorum” diyen Bülent Ersoy suçlu mu oluyor?
Sana gelince soytarı Armağan;
Ben her şeyi görür, bilir ve duyarım.
21 Ağustos’da Popstar’ın bu sezonki ilk başlayış tarihine bir geri dön bakalım. O Gülben Ergen ki seni adam yerine koymayıp senin için “Ben Metin Akpınar’la sahneye çıkayım, Armağan’la çıkmak istemiyorum, yanyana oturmak istemiyorum” deyip seni rededişini ve küçümsediğini ne çabuk unuttun!
2 gün önce babanın cenazesine geldiyse de, bunu seni çok sevdiği için değil, gitmezse “etraf ne der”in sorularından, doğacak spekülasyonların çekincesinden geldi. Ama sen kulaklarına perde inmiş gibi, Gülben’in söylemiş olduğu sözleri “yok ben duymadım” diyerek ona da yağcılık yapmayı tercih ettin.
Sana gelince Metin Akpınar bey
2 hafta önce okuduğun Özdemir Asaf imzalı şiirin dizelerini, o gece yaşanılanlardan sonra tekrar okudun ne hikmetse!..
Eğer benim anladığım şekilde bu kez Bülent Ersoy’a gönderme yaptıysan, yukardaki onca açıklamamı sadece gazetecilere, Gülben Ergen’e değil, seni de düşünerek yapmış olduğumu bilmeni isterim.
Zira, vatanını sevmek, milli değerlerine sahip çıkmak, milliyetçi olmak senin lügatında kirlenmekse aman siz temiz kalın, başta bende dahil olmak üzere, Bülent Ersoy anlayışındaki bizler kirli olmaktan şeref duyarız.
Dolayısıyla, usta magazin gazetecileri!
Bir haberi doğru şekliyle halka yansıtmak zorundasınız, asli göreviniz bu.
Ancak birilerine şirin görünmek adına yaşanmış ve söylenmiş cümleleri değiştiremezsiniz!..
Değiştirerek olayı saptırmanız gerçekten çok çirkin....
Sacit Aslan