Reyhan Karaca: "Sevdik Sevdalandık bana dikilmiş bir kıyafet"
Mesleğe 16 yaşındayken başlayan, güçlü sesiyle şarkıları âdeta hafızalara kazıyan Reyhan Karaca bugünlerde yeni albümü “Tam 12’den”i sevenleriyle buluşturmanın heyecanını yaşıyor.
Türkiye Gazetesi'nden Duygu Yılmaz'ın röportajı...
Bu aralar “Tam 12’den” gidiyorsunuz. Biraz anlatır mısınız vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz? Neler yapıyorsunuz?
Çok yakında yeni albümüm “Tam 12’den” dinleyicilerle buluştu. Umduğumuz gibi çok iyi gidiyor... Sözlerini Sadettin Dayıoğlu bestesini de yine Sadettin Dayıoğlu ile ortak yaptığımız bir şarkı bu. Düzenlemesini de Emre Gören yaptı. Klip ve fotoğraflarını Gökhan Özdemir çekti. Orada gördüğünüz kıyafetler Murat Aytulum’a, dans kareografisi de Seçil Demircan’a ait.
Herkes gibi pandemide evinde oturan gruptaydım. Mümkün olduğunca evden çıkmadım. O dönemde sosyal mesafeme çok dikkat ettim. İptal olan sahnelerimiz yavaş yavaş tekrar başladı. Her hafta bir şehirde konser veriyorum. Benim için en güzel dönem başladı. Umarım ki bu şekilde devam eder. Şarkımızın radyo ve televizyon PR çalışmaları sürüyor. Tempolu şekilde çalışmalarıma devam ediyorum.
Son dönemde bir şarkı çıkaran kendine ‘sanatçıyım’ diyor. Siz yeni nesil sanatçıları nasıl buluyorsunuz?
Benim çok beğendiğim, takip ettiğim ve şarkılarını çok severek dinlediğim birkaç isim dışında, kısır bir döngünün içerisinde olduğumuzu düşünüyorum. 80’lerde yaşanan müzikle ilgili karmaşa şu an tekrar yaşanıyor. Arabesk ile karışık pop ve rap diye bir şey çıktı. Bizim 90’larda da vardı ancak bu kadar yoğun değildi. Şu anda benim de tanımlayamadığım müzik tarzlarında şarkılar yapılıyor. Ben sesleri de seslendirenleri de çoğu zaman ayırt edemiyorum. Bir kısır döngü içerisinde devam ediyor. Ancak kısır döngüden çıkan birkaç tane gerçekten iyi arkadaşımız müzik piyasasını beslemeyi sürdürüyor.
Sosyal medya ile aranız nasıl, çok sık kullanır mısınız? Eleştirdiğiniz bir noktası var mı?
Sosyal medyanın sadece meslek icra edenlerin platformu olarak kalması farkındalığını yaşıyorum. Çünkü sosyal medyada maalesef ki maksat dışına çıkılıyor ve bunun yanında tehlikeli şeyler de dönüyor. Televizyonlarda da görüyoruz kaçırılmalar, tehdit edilmeler, çocuklara taciz… Bunların hepsi sosyal medyanın getirdiği kötü durumlar. Dozunda olduğu sürece ben işim için sosyal medyayı kullanıyorum. Ama işim için olmasaydı kullanmayı tercih etmeyebilirdim.
Okan Bayülgen’in geçtiğimiz günlerde söylediği “Influencer’ların hepsi çöp, para kazanmaya çalışan zavallılar” ifadesi çok dikkati çekmişti. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Influencer’lık Türkiye’de hatta dünyada meslek olarak karşımıza çıktı. Bunlar para karşılığı reklam yapan arkadaşlar… Zararları ise şöyle diyebilirim: Bu arkadaşlar çok göz önünde bulundukları ve çok fazla takip edildikleri için her ortaya koydukları ürünün kaliteli ve kullanılabilir olduğu düşünülüyor. Ancak bunların bazılarının bünyeye zararlı olduğunu da görüp, bu insanları eleştirdik. Çok emin olmadığım bir konuda kimseye tavsiye vermemeyi kendime ilke edindim. Bazen ben de kullanıp da memnun kalırsam insanlarla paylaşıp, bilgi aktarıyorum. Güvenmediğim, kullanmadığım bir şeyi ise asla tavsiye etmiyorum. Para kazanma konusuna gelince bütün dünya bu işten para kazanıyorsa neden herkes kazanmasın?
Belli dönemlerde adınızı daha sık duyuyoruz, sonra kendinizi özletiyorsunuz. Unutulma korkusu hiç yaşamıyor musunuz?
1986 yılından beri sahnelerdeyim ben. Mesleğe 16 yaşında başladım ve yüzlerce şarkı seslendirdim. Ben artık unutulma korkusu yaşamıyorum. Çünkü insanların diline pelesenk olmuş şarkılarım var. Meslekten uzaklaşmayı düşünmediğim için de unutulma korkusu bende hiç olmadı. İnşallah da olmaz…
Yeni dönemde şarkılar 3-5 ay dinlenip çabuk unutuluyor. ‘Sevdik Sevdalandık’ şarkınız yıllar geçse de dillere pelesenk oldu. Bunun sırrı sizce nedir?
Öncelikle belirtmek isterim ki ‘Sevdik Sevdalandık’ şarkısını herkesten çok seven benim. Çünkü bu şarkıyı yıllar önce seslendirdiğimde bu şarkının bana dikilmiş bir kıyafet olduğunu biliyordum. Her ne olursa olsun çok şanslıyım. Bu şarkıyı okuduğum için çok gururluyum. Çünkü herkes böyle bir şarkıyı her zaman yakalayamıyor. Herkesin hafızasında çok güzel günleri vardır. O günleri hatırlatan bir şarkı Sevdik Sevdalandık… Nesilden nesile aktarılıyor. YouTube klibinin altına küçük arkadaşlarımızdan mesajlar geliyor. Ben anlıyorum ki şarkı babadan oğula, anneden kızına geçiyor. Çok mutluyum. Kolay kolay yeri doldurulamayacak bir şarkı. O yüzden de o gün o işlerde benim yanımda olan herkese sevgilerimi yolluyorum.
KADINLARA GÜVENİLMİYOR
Türkiye’de kadına bakışı nasıl değerlendiriyorsunuz? Canınızı sıkan durumlar oluyor mu?
Maalesef Türkiye’de kadına şiddet hızla büyüyerek çığ gibi üstümüze üstümüze geliyor. Şiddetin her türlüsü zaten üstümüze geliyor. Ahlaki değerler, çöküş noktasında. Kadın demek cinsiyet ayrımcılığı değil. Türkiye’de hâlâ biz kadınlara bir erkek kadar güvenilmiyor. Yüzde yüz rahat değil maalesef. En önemlisi de şiddete maruz kalındığında yeterince korunmadığını düşünüyorum. Binlerce kadın cinayeti yaşanıyor. Artık sesimizi duymayan kimse kalmadı. O yüzden kadınlara çok kıymet veriliyor diyemeyeceğim.
PANDEMİDE ŞARKI ÜRETTİM
Pandemide neler yaptınız? Yara alan müzik piyasası sizi ne kadar etkiledi?
Beni tam ortasından etkiledi. 24 tane konserimiz bir gün içerisinde iptal oldu. Astım hastası olarak sağlığımdan çok endişe duydum. İşlerimizle alakalı bir bilinmezin içerisine sürüklendik. Müzik sektörü gerçekten çok büyük bir darbe aldı. Umarım o günleri tekrar yaşamayız. Ben pandemide mümkün olduğunca insanlardan uzak kalarak, evimden dışarı çıkmayıp şarkı üretmeye özen gösterdim. Tembellik yapmadım. Kendi mesleğimle ilgili yatırımlar yaptım. O dönemde haftada üç gün dans dersleri aldım. Pandemi sürecim böyle geçti, hâlâ da bu şekilde devam ediyor...