Samimi bir aile dizisi başlıyor!..

“Yaralı bir babayı oynuyorum”

Neden bu projenin içinde olmak istediniz?
Öncelikle senaryosu etkileyici. Ali Ulvi Hünkar’ın kaleminden çıkan senaryo, sanki sinema diliyle yazılmış. Hiç boş bir anı olmayan, hikayesi gerçekten çarpıcı ve bir o kadar da etkileyici.

Diziyi nasıl anlatırsınız?
Parçalanmış, parçalanmakta olan ailelerin yaşantılarından yola çıkarak, hayatın içinde sıkışmış ancak bunun üstesinden gelmeyi başarmış ya da başarmak için çaba sarfeden insanların dört mevsimi. İsmi gibi, bazen güneş açıyor, bazen bulutlar çıkıyor sağanak başlıyor, bazen ortalık çiçeklerle doluyor, bazen birdenbire ayaz başlıyor, buz kesiyoruz...

Siz Cezmi’yi oynuyorsunuz...
Evet. Cezmi yaralı bir baba. Bir türlü iyileşmeyen yarası, ne yazık ki ideal bir baba olma şansını ona tanımamış. Ancak yine de bir ışık, bir yol bulmaya çalışıyor. Yorulmadan, vazgeçmeden...

İdeal bir baba olamamasının sebebi ne?
Yıllar önce beklenmedik bir olay sonucunda Cezmi’nin eşi hayatını kaybeder. Buket (Ayça Varlıer) sorumlu tuttuğu babasını hiç affetmez. Bütün bunlar yaşanırken, yine de gizli gizli bir baba-kız aşkı hep göz kırpar bize. Bütün olumsuzlukların yanında, en büyük ve gerçek olan, Cezmi’nin sevgisidir.

Ayça Varlıer

“Hayata tutunmanın en önemli yolu moral”

Canlandırdığınız Buket nasıl biri?
Buket evli, bir çocuk annesi bir kadın olarak seyircinin karşısına çıkıyor. Bakanlıkta çalışan bir  bürokrat. Özel hayatındaki darbeler, sağlığını ciddi şekilde tehdit eden ve kadınlık kimliğini de derinden etkileyen hastalık yüzünden ‘kule’ gibi olan bu kadın, kendiyle ilgili iç hesaplaşmalar ve yüzleşmeler yaşamaya başlıyor. Ancak bu darbeler sayesinde de içsel bir dönüşüm ve uyanış yaşıyor. İlerleyen bölümlerde kendini hiç beklemediği bir aşka teslim edecek ve ölüm korkusu yaşatan bu hastalığı da yenecek.

Buket’in özellikle şu sıralar çok gündemde olan bir rahatsızlığı var; meme kanseri. Diziyle birlikte kadınlara bir mesaj verecek misiniz?
Maalesef çok sık görülen bir hastalık ve özellikle erken teşhisle insanlar bu durumu atlatıp hayatlarına devam edebiliyorlar. Buket bu hastalığı ögrendiğinde hayatla bir iç hesaplaşmaya giriyor ve hikaye gereği de iş açısından daha stressiz bir hayatı tercih ediyor. Bu tip rahatsızlıkların en büyük tedavi kaynağı, ilacı ve hayata tutunmanın en önemli yolu moral.

“Anne olmaya fikren yakınım”

Anne rolünü oynuyorsunuz. Anne olma fikri size yakın mı?
Dizide anne olmak çok keyifli ama gerçek hayatta anne olmanın duygusu herhalde kelimlere sığmaz. Anne olmaya fikren yakınım.

Bülent Emin Yarar’la karşılıklı oynamak nasıl?
Bülent Emin Yarar’la keşke bir tiyatro oyununda aynı sahneyi paylaşsam diye dilekler yağdırırken böyle kaliteli bir dizide oynamak benim için büyük bir şans. Sahnelerimiz çok keyifli geçiyor, umarım daha uzun bir süre bu projede karşılıklı oynarız.