Savaş Ay'ın evlat ayrımı

Sacit Aslan sacitaslan@gmail.com
Ölünün arkasından konuşulmaz denir...
Konuşulur efendim konuşulur.
Küfür edilmez, artık kendisini savunayacak durumda olmayan birine iftira atılmaz ama yaşadıkları ve yaşattıkları bal gibi konuşulur, dolayısıyla terk-i diyar edenler de yeri geldiğinde eleştirilebilir.
Şimdi bu haberi duyup da susmak mümkün mü?

Savaş Ay ölmeden tam 13 sene önce bir vasiyet hazırlamış.
Tüm mal varlığını iki çocuğundan sadece birine, oğlu Ulaş Can'a bırakmış.
Vasiyetin hazırlandığı sırada Ulaş 20, bir çöp bile bırakılmayan kızı üç evet sadece üç yaşında.

Bunu neden özellikle belirtiyorum çünkü haberin sadece başlığını gördüğümde dedim ki herhalde kızıyla arası iyi değildi, kızı ona affedilmez bir saygısızlık yaptı o da kızıp bu kararı aldı.
Kaldı ki, arası iyi olmasa bile böyle bir uygulama ile insanların müktesep haklarını elinden almak, o insana hayatı boyunca kapatamayacağı yara vermek doğru bir davranış olmaz, olamaz...

Ama içeriği okuyunca gördüm ki babasını onu maddi-manevi olarak yalnız bırakmaya karar verdiğinde bebecik sadece üç yaşındaymış.
Biri insan üç yaşındaki bebeğine ileride bir kuruş para bırakmamaya nasıl karar verir gerçekten anlamak mümkün değil...
Şimdi o kızcağız "ölüm hak, miras helal" deyip kendi payını alabilmek için dava açarsa o dava uzadıkça uzayacak...
İki kardeşin belki de hiçbir zaman kurulamayan bağları bu kez nefret tohumlarıyla daha da perçinlenecek...
İki insanın hayatı tatsız bir dava yüzünden alt üst olacak....

Savaş Ay kızının annesine öfkeliydi, bu çocuğun doğmasına karşıydı desem, çocuğun ne günahı var?

Evlat kayırmak bir ebeveynin işleyeceği en büyük günah olmalı...
Kızının ömür boyu affedeceğini sanmam, artık Allah affetsin Savaş Ay'ı....

Ancak şunu belirtmeden geçemiyeceğim; Ulaş Ay'ı, yıllardır tanırım çok iyi, çok sakin ve çok düzgün bir çocuk olduğunu biliyorum.

Benim tanıdığım Ulaş, rahmetli babasının yaptığı bu yanlışlığa ve adaletsizliğe muhakkak en adeletli ve doğru çözümü bulacak ve kız kardeşini asla mağdur etmeyecektir.

Sacit ASLAN
Tüm yazılarını göster