Şebnem Şirin'in acılı annesinden yürek burkan sözler
Denizli'de sevgilisi tarafından öldürülen, Şebnem Şirin'in acılı annesi Pervin Tokat konuştu. Tokat, "Kadın cinayetlerinin son bulması için yürüyüşlere, adliye önünde eylemlere katıldım. Ama kendi kızımı, çiçeğimi kurtaramadım." dedi.
Denizli'de Furkan Zıbıncı (25) tarafından öldürülen, 25 yaşındaki gıda mühendisi Şebnem Şirin'in acılı annesi Pervin Tokat Sabah Gazetesi'nden Ceyhan Torlak’a konuştu. Kadın cinayetlerinin artık son bulmasını isteyen acılı anne, "Başka Şebnem'ler gitmesin. Benim çiçeğim soldu. Başka çiçekler solmasın. Bu dilekleri yüzlerce kez diledim. Kadın cinayetlerinin son bulması için yürüyüşlere, adliye önündeki eylemlere katıldım." dedi.
Pervin Tokat açıklamalarında şunları söyledi:
"Ama kendi kızımı, çiçeğimi kurtaramadım. Benim çiçeğim soldu. Başka çiçekler solmasın. Böyle bir şey olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Kimse 'bizim başımıza gelmez, biz yanmayız' demesin. Katil içimizden biri de olabiliyor. Anne-babalar çok dikkatli olsun. Katilin en ağır cezayı almasını istiyorum. Türk adaletine sonuna kadar güveniyorum. Kızımın kanı yerde kalmasın."
"OLAYDAN BİR GÜN ÖNCE KIZIMA SORDUM"
"Kızım bu yıl gıda mühendisi olmuştu. Hayalleri vardı. Çalışmaya başlayacaktı. Olaydan bir gün önce, 'Erkek arkadaşın var mı?' diye sordum. 'Yok anne. Artık işime odaklanacağım. Kariyer yapacağım. Uzun bir süre hayatımda kimseyi düşünmüyorum'
Birlikte yaşıyoruz. Kızım asla benden bir şey saklamaz. Hayatında biri olsaydı mutlaka bana anlatırdı. Bu şahısın kızımın erkek arkadaşı olduğuna inanmıyorum. Katilin söylediklerine kargalar bile güler. Kendini aklamaya çalışıyor. Kızım babasının da prensesiydi. Babası ile ayrıydık ama bir aradaydık."
“NEFESİMİ KESTİLER”
"Kızımla birlikte halk oyunları kursuna yazılmıştık. Misket, roman zeybek öğrenecektik. Ama kısmet olmadı. Olay günü saat 21.00'a kadar beraberdik. Arkadaş grubuyla bir mekana gidecekti. Birlikte salsa kursuna yazılacaklardı. Onu konuşacaklardı. Buluştuğu arkadaşlarının hepsini tanıyordum.
Tanımadıklarımla asla göndermem. Çünkü babasından bana emanet. Kızım lisanslı sporcuydu. Yüzmede 20 madalyası, keman sertifikaları vardı. Çok merhametliydi. Sokak hayvanlarını da çok severdi. Maaşımın yarısını mahalledeki kedilere mama almak için harcardı. Evde polar battaniye bırakmadı. Yolda yürürken karınca görse, basılmasın diye alır yol kenarına koyardı. Nefesimi kestiler. Hayatımı soldurdular."