Şiddete karşı sessiz kalıyorlar
Şiddete karşı sessiz kalıyorlar
Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi Sözcüsü Serap Yılmaz, üniversite mezunu kadınların da yoğun şekilde şiddete maruz kaldığını, ancak statü kaybı ve kendi baş etme isteği nedeniyle gördüğü şiddet için başvuruda bulunmadığını söyledi.
Serap Yılmaz, yaptığı açıklamada, kadının fiziksel şiddetin yanı sıra cinsel ve ekonomik şiddete de maruz kaldığını belirtti.
Yılmaz, danışmanların merkeze başvuran şiddete maruz kalan kadınlarla birebir görüşme yapıp, onların öykülerini dinlediklerini, çözüm konusunda neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Yapılan istatistik çalışmaları hakkında da bilgi veren Serap Yılmaz, beş kadından ikisinin şiddete maruz kaldığını kaydetti. Fiziksel şiddetin yanı sıra cinsel şiddetin daha yaygın hale geldiğini belirten Serap Yılmaz, "Kadınlar bunu önce söylemiyorlar ancak danışmanlarla yapılan konuşmalarda güven arttıkça cinsel şiddet de ifade ediliyor"dedi.
-"STATÜ KAYBI KAYGISI BAŞVURUYU ENGELLİYOR"-
Toplumun her kesiminden kadınların kendilerine başvurduğunu ifade eden Serap Yılmaz, şunları söyledi: "Kültürel olarak daha alt düzeyde diyebileceğim kadınlardan başvuru daha fazla gibi görüyor. Çünkü eğitimli kadın, üniversite mezunu kadın, öncelikle şiddetle kendisinin baş edebileceğini düşünüyor. Herhangi bir kuruma başvurmadan bu sorunu kendi içinde çözebileceğini düşündüğü için bu gibi merkezlere daha az başvuruyor. Eğitimli kadın aynı zamanda çalışan kadın olduğu için statü kaybı ya da iş yerinde bunun duyulması gibi nedenlerle başvuruda bulunmaktan kaçınıyor. Bu gibi nedenlerle şiddete maruz kalan eğitimli kadın istatistiklere daha az yansıyor."
Kendilerine 512 kadının şiddet gördüğü gerekçesiyle başvurduğunu, orta okul ve lise mezunlarında başvuru oranının yüzde 36’larda olduğunu ifade eden Yılmaz, evlilerin yanı sıra resmi nikahsız yaşayan, eski eşinden şiddet gören kadınların da başvurduğuna işaret etti.
-GERÇEK RAKAM EN AZ 10 KAT FAZLA-
Emniyet Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre geçen yıl 1024 kadının aile içi şiddette yaralandığını, jandarma kayıtlarına göre bu rakamın 504 olduğunu söyleyen Yılmaz, polise aynı dönemde 409, jandarmaya ise 197 kadının tehdit ve hakaret şikayetiyle başvurduğunu kaydetti. Geçen yıl emniyet kayıtlarına göre 2, jandarma kayıtlarına göre 6 kadının şiddet nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Yılmaz, "Bunlar resmi rakamlar. Resmi rakamlara yansımayanlar çok
fazla. Bu rakamların en az 10 katı diyebiliriz" diye konuştu.
Türkiye’de sığınma evi sayısının az olduğuna dikkati çeken Serap Yılmaz, "Şiddete uğrayan kadının yeniden aynı ortama dönmemesi için koruma mekanizmasına ihtiyaç var. Türkiye’de 26 belediyenin sığınma evi var, sosyal hizmetler il müdürlüklerine bağlı da 29 sığınma evi var, 6 tane de gönüllü sığınma evi var.
İçişleri Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde kadın sığınma evleri projesi yürütülüyor. Bu çerçevede açılacak 8 sığınma evinden biri Antalya’da olacak. Bu konudaki çalışmalar son aşamaya geldi. O da açılırsa Antalya’da ikinci sığınma evi açılacak" bilgisini verdi.
Serap Yılmaz, yaptığı açıklamada, kadının fiziksel şiddetin yanı sıra cinsel ve ekonomik şiddete de maruz kaldığını belirtti.
Yılmaz, danışmanların merkeze başvuran şiddete maruz kalan kadınlarla birebir görüşme yapıp, onların öykülerini dinlediklerini, çözüm konusunda neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Yapılan istatistik çalışmaları hakkında da bilgi veren Serap Yılmaz, beş kadından ikisinin şiddete maruz kaldığını kaydetti. Fiziksel şiddetin yanı sıra cinsel şiddetin daha yaygın hale geldiğini belirten Serap Yılmaz, "Kadınlar bunu önce söylemiyorlar ancak danışmanlarla yapılan konuşmalarda güven arttıkça cinsel şiddet de ifade ediliyor"dedi.
-"STATÜ KAYBI KAYGISI BAŞVURUYU ENGELLİYOR"-
Toplumun her kesiminden kadınların kendilerine başvurduğunu ifade eden Serap Yılmaz, şunları söyledi: "Kültürel olarak daha alt düzeyde diyebileceğim kadınlardan başvuru daha fazla gibi görüyor. Çünkü eğitimli kadın, üniversite mezunu kadın, öncelikle şiddetle kendisinin baş edebileceğini düşünüyor. Herhangi bir kuruma başvurmadan bu sorunu kendi içinde çözebileceğini düşündüğü için bu gibi merkezlere daha az başvuruyor. Eğitimli kadın aynı zamanda çalışan kadın olduğu için statü kaybı ya da iş yerinde bunun duyulması gibi nedenlerle başvuruda bulunmaktan kaçınıyor. Bu gibi nedenlerle şiddete maruz kalan eğitimli kadın istatistiklere daha az yansıyor."
Kendilerine 512 kadının şiddet gördüğü gerekçesiyle başvurduğunu, orta okul ve lise mezunlarında başvuru oranının yüzde 36’larda olduğunu ifade eden Yılmaz, evlilerin yanı sıra resmi nikahsız yaşayan, eski eşinden şiddet gören kadınların da başvurduğuna işaret etti.
-GERÇEK RAKAM EN AZ 10 KAT FAZLA-
Emniyet Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre geçen yıl 1024 kadının aile içi şiddette yaralandığını, jandarma kayıtlarına göre bu rakamın 504 olduğunu söyleyen Yılmaz, polise aynı dönemde 409, jandarmaya ise 197 kadının tehdit ve hakaret şikayetiyle başvurduğunu kaydetti. Geçen yıl emniyet kayıtlarına göre 2, jandarma kayıtlarına göre 6 kadının şiddet nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Yılmaz, "Bunlar resmi rakamlar. Resmi rakamlara yansımayanlar çok
fazla. Bu rakamların en az 10 katı diyebiliriz" diye konuştu.
Türkiye’de sığınma evi sayısının az olduğuna dikkati çeken Serap Yılmaz, "Şiddete uğrayan kadının yeniden aynı ortama dönmemesi için koruma mekanizmasına ihtiyaç var. Türkiye’de 26 belediyenin sığınma evi var, sosyal hizmetler il müdürlüklerine bağlı da 29 sığınma evi var, 6 tane de gönüllü sığınma evi var.
İçişleri Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde kadın sığınma evleri projesi yürütülüyor. Bu çerçevede açılacak 8 sığınma evinden biri Antalya’da olacak. Bu konudaki çalışmalar son aşamaya geldi. O da açılırsa Antalya’da ikinci sığınma evi açılacak" bilgisini verdi.