Sürat teknesi ile ölümde 4 yıl hapis cezasına tepki

Sürat teknesi ile çarptığı Elvan Fırat Taşdöğen'in (46) ölümüne neden olduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanan Ender Küçük'e (52), ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan 4 yıl hapis cezası verildi, amatör denizcilik belgesine de 2 yıl süreyle el konuldu.

Ankara'dan tatil için Balıkesir'in Erdek ilçesi Sahil Mahallesi'ndeki yazlık evine gelen Elvan Fırat Taşdöğen, 7 Ağustos 2021'de Çuğra Sahili'nde denize girdi. Bu sırada Ender Küçük, iddiaya göre; sürat teknesiyle yanaştığı iskeleden güvenlik çemberine yakın ve hızla hareket etti. Küçük'ün kullandığı tekne, 50 metre mesafede yüzen Taşdöğen'e çarptı. Kolu parçalanıp, hastaneye kaldırılan evli ve 1 çocuk annesi Taşdöğen, hayatını kaybetti. Gözaltına alınan eski kulüp başkanı ve müteahhit Küçük, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İtiraz sonrası 2'nci kez gözaltına alınıp, tutuklanan Küçük, bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi.

6 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ İLE DAVA

Ender Küçük hakkında 'taksirle ölüme neden olmak' suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemi ile Erdek Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Sanık Küçük, mahkemedeki ifadesinde olayın kaza sonucu meydana geldiğini söyledi. Mahkeme kararı ile ayrıca olayın yaşandığı denizde, keşif yapıldı. Keşfe; Küçük ile kaza sırasında teknede olan kızı ve sahildeki görgü tanıkları katıldı. Keşfin ardından bir kez daha tanıkların ifadelerine başvuruldu.

SANIK YÜZDE 75 ASLİ KUSURLU

Mahkemece yapılan keşif ile daha önce 2 farklı adli bilirkişiden alınan raporun da dosyaya girdiği davanın bir önceki duruşmasında, kanun ve yönetmelikler uyarınca sürat teknesinin kıyı şeridinde rölantide çalışması, kıyıdan da 200 metre açıkta seyretmesi gerektiği ancak olayın 50 metre mesafede yaşandığı, bu nedenle Ender Küçük'ün yüzde 75 asli kusurlu olduğuna dikkat çekildi. Elvan Fırat Taşdöğen'in ise emniyet şeridinin dışında yüzdüğü belirtilerek, yüzde 25 kusurlu olduğu vurgulandı. Taraf avukatları, kusur oranları, verilecek ceza ve tazminat miktarını etkileyeceği gerekçesiyle adli bilirkişi raporlarına itiraz edip, uzman bilirkişi raporu istenmesini talep etti. Talebi kabul eden mahkeme heyeti, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden (İTÜ) uzman bilirkişi raporu alınmasına karar verdi.

TAŞDÖĞEN'İN ÖLÜMÜNE NEDEN OLDUĞU VURGULANDI

Uzman bilirkişi de Ender Küçük’ün yüzde 75 asli kusurlu olduğunu belirtir yönde rapor verirken, savcı esas hakkındaki mütalaasında, Elvan Fırat Taşdöğen'in denizin içerisinde bulunduğu yerin derinlik anlamında pek çok insan tarafından kullanılabileceği, sanık Ender Küçük'ün bunu dikkate almayarak, meydana gelen sonucu öngörmesine rağmen, teknesini yasak olan bölgede şamandıralara paralel şekilde sürdüğü ve Taşdöğen'in ölümüne neden olduğunu vurguladı. Savcı, 'taksirle ölüme neden olma' suçundan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Küçük'ün cezasını artırıp, suçun vasfını değiştirerek, 'bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

‘KIRMIZI IŞIKTA CEZA YEMİŞLİĞİM YOK’

Davanın karar duruşmasında söz alan tutuksuz sanık Ender Küçük, olaydan dolayı çok üzgün olduğunu ve maktulenin ailesinin yaşadığı acıları kendi ailesinin de yaşadığını belirterek, yaşanan olayı kader olarak yorumladı. Küçük, “Rahmetlinin ailesinin yaşadığı acıları anlıyorum. Aynı acıları benim ailem de yaşadı. Olaydan 1 ay sonra annem vefat etti, 5 ay sonra da babam vefat etti. Yüzde 94 engelli oğlum da şu an tedaviye cevap vermiyor. 35 yıldan beri araç kullanıyorum. Vergi mükellefiyim. Bugüne kadar başıma böyle bir olay gelmedi. Kırmızı ışıkta ceza yemişliğim yok. Olayın olduğu gün de kontrollerimi yaptıktan sonra açıldım. Süratim yoktu. Rahmetli suyun üstünde olsaydı, kesinlikle görürdüm. Kazaya sebep olmazdım. Allah kimsenin başına böyle bir olay vermesin. Kadere inanan bir insanım” dedi.

‘YALAN SÖYLÜYOR, PİŞMANLIK GÖSTERMİYOR’

Müşteki olarak söz alan Elvan Fırat Taşdöğen’in eşi Aydın Taşdöğen ise sanığın önceki savunmalarını hatırlatıp yalan söylediğini belirterek, “Daha önceki yazılı savunmalarında da 2 kişiyi gördüğünü söylüyor ve ’Bu kişilerin arasında 5 metre vardı, birbirleriyle konuştuklarını gördüm’ diyor. Tanıklar da aynı şekilde açıklama yapıyorlar, ‘2 kişi konuşarak yüzüyorlardı’ diyor. Kaldı ki, ‘Hız yapmadım’ diyor. Direkt olarak üzerlerine sürmüş. Hem yüzenlerin olduğunu görüyor hem tekneyi üzerlerine sürüyor. Şamandıraları kaçırıyor. Şamandıralar hem yatay hem dikey olarak çekilmiş. Halkın anlayacağı, ‘Benim bölgeme girme’ diyor özet olarak. Bu sanık zaten savunmalarında da olduğu gibi herhangi bir pişmanlık göstermiyor. En üst seviyeden cezalandırılmasını talep ediyorum” diye konuştu.

‘KULAKLIK TAKMIŞ, ANTİDEPRESAN HAP YUTMUŞ’

Ender Küçük, suçlamalara, “Bugüne kadar verdiğim ifadelerin hiçbir tanesinde yanlış ifade vermedim. Ben o gün iskeleden ayrıldığımda 2 kişiyi gördüm. Zaten onu söyledim. Onlarla benim alakam yok. Ben açığa gidiyorum ama rahmetli kulaklık takmış, antidepresan hap yutmuş. Suyun altındaki bir insanı görmem nasıl olabilir?” diye yanıt verirken, müşteki avukatı da bilirkişi raporunda söz konusu alanın yüzme alanı olduğuna dikkat çekildiğini ve burada tekne kullanmanın yasak olduğuna vurgu yapıldığını belirterek, en üst hadden ceza verilerek, herhangi bir indirim uygulanmamasını talep etti.

Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Ender Küçük’e, ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan 3 yıl ceza verdi. Mahkeme cezayı, ‘sanığın eyleminin bilinçli taksir boyutunda kaldığından’ dolayı artırarak 4 yıla yükseltti. Takdir indirimi uygulamayan mahkeme, sanığın amatör denizcilik belgesinin de 2 yıl süreyle geri alınmasına karar verdi.

‘KESİNLİKLE YETERSİZ BİR KARAR, ÇÜNKÜ BU KAZA DEĞİL’

Karara tepki gösteren Elvan Fırat Taşdöğen’in eşi Aydın Taşdöğen, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, karara itiraz edeceklerini ve dosyayı istinaf mahkemesine taşıyacaklarını belirterek şunları söyledi:

“Kesinlikle yetersiz bir karar. Bilinçli takdirde en üst düzeyde ceza alması gerekiyor. Hatta taksir diyemeyiz. Bu kaza değil çünkü. Sanığın da kendi ifadesinde olduğu gibi 2 kişinin konuşarak yüzdüğünü söylüyor. Her duruşmada aynı şekilde. Diğer taraftan, ‘Ben etrafını dolandım’ diyor. Fakat konuşan 2 kişi var orada. Birisi kendisini zor kurtarıyor, eşim de maalesef hayatını kaybediyor. Bu tamamıyla bir cinayettir. Olası kasta girmesi gerekiyor. Direkt üzerlerine sürüyor. Çünkü yavaş kullandığını söylüyor, yavaş kullansa zaten böyle bir olay olmayacak, yaşanmayacak. Kişiler belki fark edecekler, kaçma zamanları olacak. Ama çok hızlı geldiği için, dediğim gibi arkadaşı kendisini zor atıyor. Fakat eşim kaçamıyor. Bir üst mahkemeye başvuracağız sonuçta. Mümkün olduğu kadarıyla hakkımızı aramaya çalışacağız.”

‘DENİZDE TERÖR ESTİRDİ’

Eşini bir kaza sonucu kaybetmediğini söyleyen Taşdöğen, “Bu çünkü kaza değil. O zaman düşünsenize. Sizler bu bölgeyi biliyorsunuz. Sahil yoluna bir araç giriyor. Sadece görevli araçların haricinde araçların girmesi yasak. Motorlu araçların girmesi yasak olan bir bölgede, 100 kilometre hız yaptığını ve yürüyen insanların olduğunu görerek. Ne olur, sonuç ne olur? Orada yürüyen insanlar var ve 100 kilometre hızla o bölgeye giriyorsun. Motorlu araçların girmesi yasak. Aynı şekilde denizde de kişi bir terör estirmiştir. Adeta, ‘Aman ölürse de ölsün’ demiştir. Yani bu kaza değil. Mahkeme böyle bir takdirde bulundu ama kesinlikle yanlış olarak görüyorum. Kişiler eğer ceza almayacaksa her insan kaza süsü verir ve birilerini öldürebilirler demek ki” ifadelerini kullandı. 

DHA

Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı Hadise ve Şenol Sönmez galada aşk görüntüleri sergiledi: Aşkları nasıl başladı? Özcan Deniz'den flaş Mert Yazıcıoğlu atağı Seda Bakan'dan film galasında Tuba Büyüküstün'e gönderme Duvara bantlanmış muz 6,2 milyon dolara satıldı Dolandırıcıların yeni hedefi ressam Bedri Baykam oldu