Tamer Karadağlı ile ilgili çok çarpıcı 'tiyatro' iddiası!
Devlet Tiyatroları’na 'müdür' olarak atanan Tamer Karadağlı’nın yıllar önce kurumda sınava girdiği ancak başarılı olamadığı iddia edildi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü olan oyuncu Tamer Karadağlı'nın DT'de yer alabilmek için yıllar önce sınava girdiği ancak başarılı olamadığı iddia edildi.
Birgün Gazetesi'nden Sercan Meriç, eski Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt'un görevden alınma sürecini anlattıktan sonra oyuncu ve yönetmen Yücel Erten'in Tamer Karadağlı'yla ilgili görüşlerini aktardı.
Sercan Meriç'in 'tiyatro' kulisi şöyle:
...
Konuyla ilgili en iyi değerlendirmeyi yapabilecek sayılı tiyatro ustalarından birisi Yücel Erten’di. Kendisi, 1969’da DT’ye ilk adımını attıktan sonra, kurumda en alttan en üste her kademede emek veren bir isim.
Erten, Karadağlı’nın atanması ile ilgili çok çarpıcı bir bilgi paylaştı. Karadağlı, yıllar önce DT’de yer alabilmek için sınava girmiş, ancak bu sınavda başarılı olamamış!
Sözün devamını tiyatromuzun yaşayan duayeni Erten’e bırakayım:
“30 yıl aşkın bir süredir çok yazdım, çok söyledim, elimden geldiğince eyleme döktüm: Devlet Tiyatroları merkezî yönetim anlayışı içinde şişmiş, hantallaşmış, ucu bucağı görünmeyen, şaşkın bir imparatorluk haline gelmiştir. Süregelen yarım akıllı padişahlık yönetiminden kurtarılıp, yerinden yönetim doğrultusunda, rasyonel bir yeni yapılanmaya kavuşturulması gerekir. Ama süreç bunun tersine işlemiştir. Kurumun tüzel kişiliği de yok edilip, ekselanslarının bando-mızıka takımını andıran bir duruma indirgenmiştir. Mevcut iktidarın anlayışı budur.
Böyle bakınca, bando-mızıka takımının başına kimin atandığı, sanıldığı kadar önem taşımaz. Evet, elbette ufuk, birikim, yetenek, liyakat gözetilmelidir. Ama bunlar nerede ve ne kadar gözetildi ki, şimdi Devlet Tiyatrolarında farklı olsun? Bence de bu atama uygun düşmemiştir. Yanlış hatırlamıyorsam; bir dönemde Devlet Tiyatroları’na sınavla 120 sanatçı almıştık. Adı geçen kişi, o 120 kişi arasına girememişti. Tiyatro sanatı ile pek de ilgisi olmadığı halde, şimdi zembille tepeden inmesi, anlaşılır gibi değildir. Ama çok önemli de değildir.
Asıl önemli olan, Devlet Tiyatroları sanatçı ve çalışanlarının, on yıllardır bir camia olarak, değişime ayak diremiş olmaları, böyle bir hayata sürüklenmeye razı olmaları, boyun eğmiş olmalarıdır. Dönüp geldiğimiz durum: Her toplum, lâyık olduğu biçimde yönetilir…”
***
DT’deki iddialar böyle...