'Tek tık'la anında moda
'Tek tık'la anında moda
Defileleri canlı izleyebildiğimiz, Facebook ve Twitter sayesinde dev markaların bir parçasıymışız gibi hissettiğimiz, her şeyin tek tık mesafesinde olduğu zamanlardayız. Lüks ve modanın parmaklarımızın ucuna gelmesiyle artık her istediğimize kavuşmak daha kolay. Peki her şeye anında ulaşmak, modanın cazibesini arttırıyor mu? Yoksa ‘anında moda’ kendi yarattığımız bir canavar mı?
Cristobal Balenciaga, 1968 yılında modaevini kapatma kararını açıkladığında Amerika’nın moda ikonlarından Mona Bismarck, Capri’de tatildeydi. Bu meşum haberi duyduğunda üç gün boyunca odasından çıkamadı. Dönemin moda gurusu Diane Vreeland’e göre bu durum, bir devrin sona ermesiydi. Bahsi geçen Balenciaga, kendisinden başka ‘couturier’lerden kıyafet giyen giydirmeyi reddederdi. Markalarla, onları tercih eden müşterileri arasında böyle sadakatle örülü bir ilişki vardı.
Şimdi bir düşünün. Hangi markayla aranızda bu kadar güçlü bir bağ var? O kadar çok seçenek söz konusu ki, bir marka olmazsa diğerinde muhakkak aradıklarınızı bulabilirsiniz. Hem markalar da eskisi kadar ulaşılmaz görünmüyor göze. Etraflarını saran gizem ve ulaşılmazlık bulutu her geçen gün daha büyük bir hızla dağılıyor. Dijital teknolojileri dev markalar, herkese kendilerinin bir parçası olma lütfunu bahşediyor. Burberry’nin tadına bakmak mı istiyorsunuz? O halde, markanın facebook’taki 2 milyon 700 bin küsur takipçisinden biri de siz olun!
Dijital teknolojinin hızı alıp başını gitmişken, modanın tüm bu gelişmelere uzaktan seyirci kalmasını beklemiyoruz tabii. Ancak sosyal medya ağıyla her şeyin bu kadar hızlı bir şekilde yayılıp tüketilmesinin uzun vadede nelere mal olacağı da merak içinde bekliyoruz. Bundan sonra tasarımların ömrü, tek ‘tık’lık mı olacak?
Merhaba dijital teknoloji
Çok değil, bundan dört yıl önce Alexander McQueen, sonbahar-kış koleksiyonunun defilesinde Kate Moss’un üç boyutlu olarak görülebildiği bir videoya yer vermişti. İşte bu, modanın teknolojiyle el sıkışmaya karar verdiğini göstermişti. Yine de o günlerde, defilelerin canlı olarak yayınlanması ve markaların sosyal medyayla aynı yatağa girmesi söz konusu değildi.
Sonbahar-kış 2010-11 defileleri, canlı yayınla tüm dünyaya aynı anda ulaşma konusunda milat oldu. Zira artık pek çok marka, bu alanda rol almak istediğine karar verdi. Marc Jacobs, Micheal Kors, Tommy Hilfiger, Giorgio Armani, Dolce&Gabbana ve Burberry defilelerini canlı yayınlayan markalardan sadece birkaçıydı. Londra’da defilelerin yer aldığı çizelgenin yanında dijital defile programı da vardı. Alexander Wang, defilesini Times Square’deki dev billboard’lardan herkesle paylaşırken “yaptığımız işin çok daha demokratik olmasını istedik” dedi.
Cristobal Balenciaga, 1968 yılında modaevini kapatma kararını açıkladığında Amerika’nın moda ikonlarından Mona Bismarck, Capri’de tatildeydi. Bu meşum haberi duyduğunda üç gün boyunca odasından çıkamadı. Dönemin moda gurusu Diane Vreeland’e göre bu durum, bir devrin sona ermesiydi. Bahsi geçen Balenciaga, kendisinden başka ‘couturier’lerden kıyafet giyen giydirmeyi reddederdi. Markalarla, onları tercih eden müşterileri arasında böyle sadakatle örülü bir ilişki vardı.
Şimdi bir düşünün. Hangi markayla aranızda bu kadar güçlü bir bağ var? O kadar çok seçenek söz konusu ki, bir marka olmazsa diğerinde muhakkak aradıklarınızı bulabilirsiniz. Hem markalar da eskisi kadar ulaşılmaz görünmüyor göze. Etraflarını saran gizem ve ulaşılmazlık bulutu her geçen gün daha büyük bir hızla dağılıyor. Dijital teknolojileri dev markalar, herkese kendilerinin bir parçası olma lütfunu bahşediyor. Burberry’nin tadına bakmak mı istiyorsunuz? O halde, markanın facebook’taki 2 milyon 700 bin küsur takipçisinden biri de siz olun!
Dijital teknolojinin hızı alıp başını gitmişken, modanın tüm bu gelişmelere uzaktan seyirci kalmasını beklemiyoruz tabii. Ancak sosyal medya ağıyla her şeyin bu kadar hızlı bir şekilde yayılıp tüketilmesinin uzun vadede nelere mal olacağı da merak içinde bekliyoruz. Bundan sonra tasarımların ömrü, tek ‘tık’lık mı olacak?
Merhaba dijital teknoloji
Çok değil, bundan dört yıl önce Alexander McQueen, sonbahar-kış koleksiyonunun defilesinde Kate Moss’un üç boyutlu olarak görülebildiği bir videoya yer vermişti. İşte bu, modanın teknolojiyle el sıkışmaya karar verdiğini göstermişti. Yine de o günlerde, defilelerin canlı olarak yayınlanması ve markaların sosyal medyayla aynı yatağa girmesi söz konusu değildi.
Sonbahar-kış 2010-11 defileleri, canlı yayınla tüm dünyaya aynı anda ulaşma konusunda milat oldu. Zira artık pek çok marka, bu alanda rol almak istediğine karar verdi. Marc Jacobs, Micheal Kors, Tommy Hilfiger, Giorgio Armani, Dolce&Gabbana ve Burberry defilelerini canlı yayınlayan markalardan sadece birkaçıydı. Londra’da defilelerin yer aldığı çizelgenin yanında dijital defile programı da vardı. Alexander Wang, defilesini Times Square’deki dev billboard’lardan herkesle paylaşırken “yaptığımız işin çok daha demokratik olmasını istedik” dedi.