Tuzak'lar...

Sacit Aslan sacitaslan@gmail.com
Çanakkale Adalet Kurultayında İlhan Kesici'nin açılış konuşmasını sosyal medya sayesinde izleyebildim.

Moralleri yükselten, duygulu, 'biz' olmaktan bahseden bir konuşmaydı.

İşin siyasi yanını bir yana bırakırsak bence siyaset dahil her alanda karşılaştığımız bir konuya parmak bastı Kesici, TUZAK'lara.

O siyasi açıdan baktı tuzaklara ve uyardı. İşi bu, benim ise işim iyi bir yurttaş olmak.

Tuzaklar fenadır her çeşidi.

Hele bir ülkenin insanları birbirlerine tuzak kuruyorlarsa bu çok berbat bir durumdur.

Aynı parti içinde birbirlerne tuzak kuran klikler...

Oğluna tuzak kuran baba, babasına tuzak kuran oğul...

Gelinine tuzak kuran kaynana...

Ortağına tuzak kurup kazık atan...

Medyada ise TUZAK'LAR artık basit vaka birbirlerinin yerine geçmek için ayak oyunları tuzakları...

Kendi adamlarını yerleştirmek için rant tuzakları uğruna iftiralara uğrayıp harcanan liyakatli insanları yok edince, üç kuruşluk tuzaklarda  harcayınca alın işte gelinen nokta bu.

Klasik tuzaklarından bazıları;

Çok iyi de güvenilmez... Neyine güvenmiyorsun, senin üç kağıtlarına he demiyeceğine mi? Haklısın...

Çok para ister... Sizden ve avenelerinizden arta kalanlarla yetinemeyeceği, için mi çok istemiş oluyor, neye göre? Sen Villaları cukkalarken, verdiğin para ulaşımına, üstüne başına yetmiyecekken he demediği için mi?

Haklısın...

Üstüne yoktur yalnız Vatan haini olabilir... Nerden anladın? senin Vatan peverlik kriterin açıktan aldığın paralarla izahı mümkün olmayan servetinin ölçüsü ise haklısın...

Çalışılması zordur... İşini düzgün yapmayan ve her tarafa  yerleştirdiğin akraba, hampalarını  işlerini yapamamadıkları için eleştririyor diyeyse...

Haklısın...


Ve bu tuzaklarda liyakat sahibi insanlar kan revan içinde bacaklarını kaptırır ve yürüyemezken bunlar ise aldı yürüdü sözü yetmiyor, koşuyorlar.

Peki bunlarla baş etmek mümkün mü? Elbette niyet bu olursa, çünkü başarlı olamadılar, dökülüyorlar bakın ratinglere rezalet hele gündüz kuşakları bitti hala inatla destekleniyorlar...

Bunlarla baş etmenin yolu başarı demektir.

Başarı tevazu olmadan olmaz, bazen para ve şöhret insanı sapıttırır, ev, bark, araba, tekne ile övünen kendi kurduğu tuzağa düşmüş demektir, tam da olan budur.

Tevazu bu kibiri yontar mütevazi insanlar başarıları dahil elde ettiklerini paylaşanlardır, bunlar neyi paylaşıyor Allah Aşkına? Sadece zenginlikleri ile övünenler, oyum var buyum var, karıma teşekkür, kocama ayrıca teşekkür, kayınçoya ayrı teşekkür bırakın bu işleri...

Bunlarla başarı imkansız...

Artık kendilerini bile red eder, inkar eder haldeler.

Bu da kendilerine kurdukları tuzak, insan zaten kendine tuzak kuran bir canlıdır derler, kendine tuzak kuran tilki duydunuz mu? Veya başka tilkilere?

Özgürlük, başarı ne kendine ne başkasına tuzak kurmayanların işidir.

Yandaş, candaş medyasında ve her alanda işini doğru yapanların galibiyeti ait oldukları inançlar ne olursa olsun hepsinin gururudur, çünkü işini iyi yapmanın dini yoktur.

Sapıtan kardeşler, Tuzak kuranlar, size bu gücü verenler, unutmayın size en büyük tuzağı kurmuş demektir taa başında, hani oynadığı rolün yazıldığını unutup, sahi zannedip öyle dolaşanlar küpe olsun kulağınıza, boşuna kendinize destek aramayın şimdi aynı tuzakta can çekişenler sizi desteklese ne olacak desteklemese ne olacak? biraz kapalı oldu yazı, isim misim yok, ben o tuzağa düşmem!

Kesici gibi siyasetçiler belki önce içerideki tuzaklardan başlarlarsa, başta medya çünkü artık onlarda kendilerini ifade edemez hale geldiler, dışarıdakilerden kurtulmamız kolaylaşır.

Önce tuzaklara karşı ortak birlik ve içimizdeki tuzakları temizlemek benim naçizane düşüncem, politika tabii benim uzak olduğum bir konu ama bildiğimi söylemek yurttaşlık görevim...

Devam edeceğim tuzaklara...

Sacit ASLAN
Tüm yazılarını göster