'Üç Kuruş' dizisinin Neşe'sinden konuşulacak açıklamalar
Tenis kortlarında başlayan hayalleri bugün set ortamında devam eden oyuncu Aylin Engör, sakatlık geçirdiği için ara verdiği tenise geri dönmenin mutluluğunu yaşıyor.
Akşam Gazetesi'nden Merve Yılmaz Oruç'un röportajı...
KORT ANDA KALABİLDİĞİM BİR YER
Yarı Taylandlı olduğunu okumuştum. Önce orası ile olan bağını anlatır mısın bize?
Annem Taylandlı. Ben de orada doğdum. Türkiye'ye geldiğimizde 3 yaşındaydım. Babam orada yaşıyormuş, dayım ile arkadaşlarmış. Annemle öyle tanışıyorlar. Bana genelde, "Sen Asyalı mısın?" diye soran oluyor. O tarafın insanlarına benziyorum sanırım. Tayland'da akrabalarımız var gidip geliyoruz.
Küçük yaşlardan itibaren tenis oynuyorsun. Hayalin neydi? Oyunculuk ne zaman dâhil oldu hayatına?
Oyunculuğu isteyerek seçtim. Keyif aldığım bir iş. Ancak çocukluk hayalim tenis ile ilgili bir şeyler yapmaktı. 16 yaşıma kadar bütün hayatım kortta geçiyordu. 14 yaşında Avustralya'ya gitmiştim, orada akademiye devam ediyordum. Tenisten başka bir gelecek düşünmüyordum açıkçası. Ancak omurgamdan sakatlanınca işler değişti. Türkiye'ye döndüm. Ne yapabilirim diye düşündüm. Küçüklükten beri taklit yapmayı sever, sinemaya ilgi duyardım. Eğlenerek yapmak istediğim bir meslek seçtim kendime ve konservatuvar okumaya karar verdim. İkisi arasında benzer yanlar olduğunu düşünüyorum. Bireyselsin aslında korta çıktığında ya da ekranda, arkanda koca bir ekip olsa da iş sende bitiyor.
Sakatlıktan sonra tenise ne zaman geri döndün?
Tenise on yıldan sonra geri döndüm. Kortları çok özlemişim. Kendimi iyi hissettiğim bir alan. Anda kalabildiğim yerlerden biri. Rekabeti de severim. Bireysel olarak veteran turnuvalarına katılmaya başladım. 30 yaş artıda Türkiye'de ikinciyim.
Nasıl hissediyorsun şu an kendini?
Döndüğümde baya zorlandım, hem kondisyon hem de teknik anlamda. Oynamaya devam ettikçe o teknik yeniden ortaya çıkıyor.
Tenisle ilgili hayallerin var mı?
Bu senenin İstanbul'daki son iki turnuvasında birinci oldum. İyi hissettiğim bir alanda ödüller almak çok daha keyifli. Veteran Milli Takımı var. 35 yaş üstü katılıyor. İlerisi için hedeflerimden biri bu. Milli takıma girip ülkemi uluslararası alanda temsil etmek isterim.
NEŞE KARAKTERİNİ SEVDİM
Oyunculuk eğitimi sana ne kattı?
Beykent Üniversitesi'nde oyunculuk eğitimi aldım. Kolay bir meslek değil. Okulun bana çok büyük katkısı oldu. Konservatuvara kadar sadece sporla ilgilendiğim için insanlarla rahat iletişim kuran biri değildim. İçine kapanık bir insandım. Tiyatro ile bunu aştım. Konservatuvarda iken tiyatro yaptık. Mezun olunca da yeniden bir oyun çıkarmak istedik ancak pandemiden dolayı ara verdik.
Okul bitince neler yaptın?
Okuldan sonra Galip Derviş'te konuk oyuncu olarak yer aldım. Güzel bir tecrübeydi. Rolüm gereği kışın havuza girmiştim, zor ama keyifliydi. Biliyorsunuz bu işte devamlılık her zaman mümkün olmuyor. O dönemde gayrimenkul danışmanlığı yaptım.
Oyunculuğa nasıl döndün?
Danışmanlık yaparken Ufak Tefek Cinayetler dizisine başladım. Daha sonra da Çukur'un üçüncü sezonuna dâhil oldum. Şimdi Üç Kuruş'ta Roman bir adli tıp uzmanı olan Neşe karakterini canlandırıyorum.
Neşe karakteri hakkında neler söylersin?
Neşe çok güçlü bir karakter. Roman olmakla gurur duyuyor. Set ortamı çok güzel. Benim genelde mahallede setim olmuyordu. Bir gün oraya gittim. Herkes birbirini tanıyor ve kadınların sözünün geçtiği bir mahalle orası. Çok renkliler ve hayatın tadını çıkarıyorlar. Sete gittiğimde yanıma biri geldi. Roman Derneği Başkanı'ymış. Bana, "Ne güzel oynadınız rolünüzü. Gurur duyuyorum sizinle" dedi. Daha önce oynadığım karakterler birine dokunan bir rol değildi. Neşe'yi sevdim umarım yolculuğum devam eder.
Spikerlik eğitimi de almışsın...
Diksiyonumu geliştirmek için almıştım. Oyunculuğumu da destekleyebilecek bir alandı. Ayrıca sporla da ilgilendiğim için belki bu alanda spikerlik yapabilirim diye düşünmüştüm. Kadın spor spikerler ekrana yakışıyor bence.
"AYLİN İYİ BİR OYUNCU" DESİNLER İSTİYORUM
Oyunculukla ilgili gelecek planların neler?
Oyunculukta yoluma devam etmek istiyorum. İnsanların, "Aylin iyi bir oyuncu" demesini çok isterim. Açıkçası bu zamana oyunculuğumu gösterebileceğim bir rol denk gelmedi ama geleceğine inanıyorum. Sinemayı daha deneyimleyemedim merak ediyorum, dijital yapımları takip ediyorum. Yurt dışı projeleri de aynı şekilde yabancı bir yapımda oynamak isterim mesela ve dijital mecraların bunun kapısını daha kolay açacağına inanıyorum.
Nasıl bir rolde oynamak istersin?
Normal hayatta sergileyemeyeceğim duygularımı gösteren bir karakter oynamak isterim. Mesela bir sosyopatı oynamak isterim. Kendimden uzak karakterleri canlandırmak gibi bir hayalim var. Okulda tiyatro yaparken de o tarz rollerde oynardım. Bu karakterleri daha iyi yapabildiğimi düşünüyorum. Kötü karakterleri seviyorum. Normal hayatta öyle biri olamam ama rol içinde olabilirim. Bu da işimizin keyifli tarafı sanırım.
KISA KISA...
Bu ara neler yapıyorsun?
Pandemiyle birlikte kendimi geliştirmek için online eğitimler almaya başladım. İspanyolca öğreniyorum. Müzik aleti çalmak istiyordum, ukuleleye başladım.
Pozitif bir insan mısın?
Evet, öyle olduğumu düşünüyorum. Hayata pozitif bakıyorum ve bu kişiliğime de yansıyor bence. Bazen her insanda olduğu gibi negatif hissettiğim oluyor tabii ki ama hemen toparlanıyorum.
Burcun ne?
Koç burcuyum. Yükselenim de Koç... Özellikle ikili ilişkilerde liderlik özelliğim öne çıkıyor.
En sevdiğin yemek?
Patates ile ilgili her şeyi severim.
En sevdiğin kitap?
Amin Maalouf'un Semerkant, Irvin D. Yalom'un Nietzsche Ağladığında kitaplarını çok severim.
En sevdiğin film?
Will Smith'in başrolde oynadığı Umudunu Kaybetme. Yerli filmlerden de Kemal Sunal'ın bütün yapımlarını izlerim.