70 yaşıma geldim. İstanbul'da doğduğum, büyüdüğüm, okuduğum ve küçük yaşımdan itibaren iyi kötü, güzel çirkin, haklı haksız birçok olaya şahit oldum bu ülkede.
Amma velakin son 15 senedir, sosyal medya denen foseptik çukurunda, görsel ve yazılı medyada (3-5 tanesi hariç) gördüğüm ve okuduğum erzelliklerin, çürümüşlüğün, avamlıkların ve müptezelliklerin, eskilerle uzak yakın benzerliğine hiç şahit olmadım.
Deste deste paraları havaya atan görgüsüz, müptezel ve ne oldum delisi olmuş erkek artıklarının yanında gurur duyan hafif meşrep kadınlar...
Sarığından, sakalından utanmaz duruma gelmiş Allah korkusunu sindirmiş, vicdan kavramını genelevde çalışan kadın ismi zanneden sabi sübyana hallenen bir güruh şerefsiz, dünya çapında başarı elde etmiş kadın Voleybol Milli Takımı'na ağzına geleni söylüyor.
"Dini vecibem bunu emrediyor" gerekçesiyle başını örtmüş, full makyajlı, kusursuz estetik harikası dini bütün(!) hatunlar en son model arabaların içinden, milyonlarca kişiyi "Müslüman mısın değil misin?" diye sorgulamaları yetmezmiş gibi şimdi de ekranlardan "Türküm" diyenleri sorguluyor!
Kendi ülkesinde ipten, kazıktan kurtulmuş tüm kaçkınlar sokaklarda film sahnelerini aratmayan olaylara imza atıyor.
Yıllardır bu ülkenin TV'lerinde izletilen 5. sınıf mafya dizileri sonucu, on tane kazı karşıdan karşıya geçirirken beşini kaybeden hayalperestler kendilerini devlet zanneder hale gelmiş.
Taksi ve halk otobüsü yolcu seçer.
Alacaklı borçluya kurşun sıkar.
Kadın cinayetleri son sürat devam.
Ve Instagram sayfasına sığmayan daha bir sürü rezillik...
Ben ve "Türk" olmakla gurur duyan milyonlar, güçlü olduğunu hiçbir zaman unutmadığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yaşanan bu rezilliklere bir çare bulacağını ümit ediyoruz.
Sacit ASLAN