Usta oyuncudan çarpıcı açıklamalar
Oyuncu Hülya Koçyiğit; evliliğini, aile hayatını, annesini ve yeni projelerini anlattı...
Hülya Hanım senaryo haline getirdiğiniz ‘Varoşta Kadın Olmak’ kitabının nasıl bir hikâyesi olacak?
Nalan Türkeli’nin kendi hayatını yazdığı bir kitap ‘Varoşta Kadın Olmak.’ Varoş mahallelerde yaşayan ve hayata tutunmaya çalışan yüz binlerce kadından birinin hikâyesini anlatacağız. Yaşam mücadelesinin yanında, kadın olmanın zorluğunu yaşayan, gecekonduda yaşayıp nefes almaya ve aldırmaya çalışan bir kadının yani Nalan Türkeli’nin hikâyesi filmimize konu olacak.
Bir kadın hikâyesine imza atacak bir kadın olarak kadınlara özel nasıl dileklerde bulunmak istersiniz?
Her şeyden önce kadınların eşit vatandaş olduklarını bir kez daha hatırlatmak isterim. Artık kadının hakları konusunda herkes daha bilinçli olmalı. Annelerin de kız, erkek diye cinsiyet ayrımı yapmadan çocuklarını önce iyi birer insan olarak yetiştirmelerini dilerim. En önemlisi bu değil mi? Şu hayatta iyi insan olabilmek…
KADININ YERİ SADECE EVİ DEĞİL
Günümüzle kıyaslamak gerekirse çocukluğunuzda ve genç kızlık döneminizde kadınların durumu nasıldı?
Benim çocukluğumda kadının evinin dışında çalışması âdeta ayıplanırdı. Kadınla ilgili birçok önyargı söz konusuydu. Kadının yeri sadece eviydi. Ancak günümüz koşullarında her ailede sadece bir kişinin çalışmasıyla o ailenin geçimini sağlamak mümkün değil. Dolayısıyla aile fertleri, kadın ve erkek birlikte üretmek, birlikte yaşamı paylaşmak zorunda. Kadınların görevi sadece ev içindedir düşüncesini kabullenmiyorum. Kadın, sosyal yaşamın her alanında var olmalı. Eşitliği hissederse hayatı paylaştığını fark eder ve yurttaşlık bilinci gelişir. Kadın, eğitildikçe daha çok çalışma alanında varlığını gösteriyor. Hem eş olarak hem de iş hayatlarındaki başarılarıyla örnek olan kadınların çoğalmasını temenni ediyorum ki başarılı kadın sayısı da gittikçe artacak.
Ev kadını olup da iş hayatında var olmak isteyen kadınlar için ne önerirsiniz?
Öncelikle kadın kendi gücünü fark etmeli. Bu gücün farkına varabilmesi için de önce mesleklerini yapmalarını öneririm. Tabii ki anne olup ev hayatını da yönetecekler ama bunu zaten herkes yapabilir. İyi bir ev hanımı olup çocuk büyütmek aynı zamanda da iş yaşamında ve ülke idaresinde yer almak kadınlar için mümkün. Kadınlarımız önce bu düşünceye inansınlar.
Ailenizde kadınlar mı söz sahibiydi?
İçinden geldiğim ailem öyleydi. Annem ve anneannem güçlü, eşleri tarafından sevilen, saygı gösterilen, sözleri dinlenen kadınlardı.
Annenizi biraz daha anlatmanızı istesem…
Annem sağlam karakterli, ne istediğini bilen, sevgisini bol bol gösterebilen bir kadındı. Evlatları arasında hiçbir zaman ayrım yapmazdı. Şefkat duygusu gelişmiş, yeteneklerimizin önünü açan, kişiliklerimize saygı gösteren, bize sorumluluklar veren, bizi erken olgunlaştıran ve kültürel birikimiyle de bizi zenginleştiren çok güçlü bir kadındı. Kişiliği, davranışları, görgüsü ve bilgisiyle çevresinde saygı uyandıran, popüler bir kadındı.
ANNEM BENİM KAHRAMANIMDI
Peki, anneniz sizin kahramanınız mıydı?
Annem benim idolümdü ve her zaman gözümde hep kahraman olarak yer etti. Hayatım boyunca onun tarafından beğenilmek ve onaylanmak için çalıştım. Benim yeteneklerime çok inanırdı, o yüzden hep yanımdaydı. Bana güç verirdi, her zaman desteğini gördüm… Hayatımdaki ilk adımlarımda da hep yanımda olan annemdi. Nereye baksam gördüğüm desteğim…
Size verdiği en önemli öğüt neydi?
Dürüst olmayı, yalandan uzak durmayı, başkasının malında gözümüzün olmamasını öğütledi hep. Canlılara karşı şefkat duymayı, sahip olduklarımız için şükretmeyi bilmeyi, imkânı daha az olan insanlarla paylaşmayı öğütledi.
Siz kızınıza ve torunlarınıza en çok neyi öğütlersiniz?
Ben de kızıma ve torunlarıma her şeyden önce iyi insan olmayı öğütlerim. Annemden ve anneannemden ne öğrendiysem hepsini aktarmaya çalıştım.
Peki, anneannenizden kulağınıza küpe olan nasihatler var mıydı?
Elbette vardı. Her zaman nasihat ederdi. Sürekli dile getirdiği atasözleri vardı. Sıklıkla ‘Tuttuğun yönden dönme’, ‘Gönül kimi severse güzel odur’, ‘Güvenme güzelliğine bir sivilce yeter, güvenme zenginliğine bir kıvılcım yeter’ derdi. Her şeyden önce iyi insan olmamız gerektiğini öğütlerdi hep. “Kimsin, aklındaki ve kalbindeki ne?” diye sorar ve ruhumuzu, beynimizi neyle beslediğimizin önemli olduğunu hatırlatırdı her defasında. Mevlana’nın “Nice insanlar gördüm, üzerinde elbise yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok” sözünü söylerdi.
YARADILIŞIMIZDA ADALET DUYGUSU VAR
Erkeğin görmezden geldiği ve hep bastırmaya çalıştığı ancak kadının içinde hep var olan gücü için ne söylemek istersiniz?
Kadın gerçekten daha güçlü, daha organize, daha detaycı, daha dayanıklı, daha sabırlı, daha adil… Bir kere kadının yaradılışında şefkat ve adalet duygusu var.
Erkekler ne kadar marjinal, entelektüel olursa olsun kadını geleneksel rol içinde görmek istiyor. Eşiniz de ‘yemek yapılacak, ev düzenli olacak’ gibi isteklerde bulunur mu?
Ben zaten bunları severek yaptığım için kendisinin benden böyle talepleri hiç olmadı. Bu konuda gerçekten çok şanslıydım. Başlangıçta şans gerekli ama sonra akıl devreye giriyor. Seçimlerimizde tercihimiz aşktan yana oluyor. Çünkü insan olduğumuzu hissediyoruz aşk duygusuyla. Ama sonra bunu yürütebilmek de aklın işi. Akıllı bir insan da huzuru için özveride bulunur. Niyet de varsa saygıyı da koruyarak evliliğinizi yürütebilirsiniz. Bu her zaman mümkün değil tabii.
SİNEMA ERKEK İŞİ GİBİ GÖRÜLMÜŞ
Kadının sinemadaki yeri için ne söylemek istersiniz?
Ne yazık ki sinema hep erkek işi gibi görülmüş. Ancak yıllar içinde birçok yetenekli kadın şansını zorlayıp başarılı filmlere imza attı. Ne var ki o gün bugündür kadın, sinemada var olmak ve varlığını kanıtlayabilmek için erkeklerden daha çok çaba sarf etmiştir. Zaten dünyada da, ülkemizde de sinema sanayiinde çalışan kadın sayısı, erkeklere oranla oldukça az.
Kadına uygulanan şiddet konusundaki görüşleriniz nedir ve kadınları kurtarmanın nasıl formülleri olabilir?
Değil kadına, her türlü canlıya uygulanan şiddet konusunda elbette ki çok duyarlıyım. Kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin, ne yazık ki kendi geçmişlerinde şiddete uğramış olduklarını düşünüyorum. İnsanların daha çok güven duygusuna, şefkate ve sevgiye ihtiyacı var.
SİBEL ATEŞ YENGİN / AKŞAM
Nalan Türkeli’nin kendi hayatını yazdığı bir kitap ‘Varoşta Kadın Olmak.’ Varoş mahallelerde yaşayan ve hayata tutunmaya çalışan yüz binlerce kadından birinin hikâyesini anlatacağız. Yaşam mücadelesinin yanında, kadın olmanın zorluğunu yaşayan, gecekonduda yaşayıp nefes almaya ve aldırmaya çalışan bir kadının yani Nalan Türkeli’nin hikâyesi filmimize konu olacak.
Bir kadın hikâyesine imza atacak bir kadın olarak kadınlara özel nasıl dileklerde bulunmak istersiniz?
Her şeyden önce kadınların eşit vatandaş olduklarını bir kez daha hatırlatmak isterim. Artık kadının hakları konusunda herkes daha bilinçli olmalı. Annelerin de kız, erkek diye cinsiyet ayrımı yapmadan çocuklarını önce iyi birer insan olarak yetiştirmelerini dilerim. En önemlisi bu değil mi? Şu hayatta iyi insan olabilmek…
KADININ YERİ SADECE EVİ DEĞİL
Günümüzle kıyaslamak gerekirse çocukluğunuzda ve genç kızlık döneminizde kadınların durumu nasıldı?
Benim çocukluğumda kadının evinin dışında çalışması âdeta ayıplanırdı. Kadınla ilgili birçok önyargı söz konusuydu. Kadının yeri sadece eviydi. Ancak günümüz koşullarında her ailede sadece bir kişinin çalışmasıyla o ailenin geçimini sağlamak mümkün değil. Dolayısıyla aile fertleri, kadın ve erkek birlikte üretmek, birlikte yaşamı paylaşmak zorunda. Kadınların görevi sadece ev içindedir düşüncesini kabullenmiyorum. Kadın, sosyal yaşamın her alanında var olmalı. Eşitliği hissederse hayatı paylaştığını fark eder ve yurttaşlık bilinci gelişir. Kadın, eğitildikçe daha çok çalışma alanında varlığını gösteriyor. Hem eş olarak hem de iş hayatlarındaki başarılarıyla örnek olan kadınların çoğalmasını temenni ediyorum ki başarılı kadın sayısı da gittikçe artacak.
Ev kadını olup da iş hayatında var olmak isteyen kadınlar için ne önerirsiniz?
Öncelikle kadın kendi gücünü fark etmeli. Bu gücün farkına varabilmesi için de önce mesleklerini yapmalarını öneririm. Tabii ki anne olup ev hayatını da yönetecekler ama bunu zaten herkes yapabilir. İyi bir ev hanımı olup çocuk büyütmek aynı zamanda da iş yaşamında ve ülke idaresinde yer almak kadınlar için mümkün. Kadınlarımız önce bu düşünceye inansınlar.
Ailenizde kadınlar mı söz sahibiydi?
İçinden geldiğim ailem öyleydi. Annem ve anneannem güçlü, eşleri tarafından sevilen, saygı gösterilen, sözleri dinlenen kadınlardı.
Annenizi biraz daha anlatmanızı istesem…
Annem sağlam karakterli, ne istediğini bilen, sevgisini bol bol gösterebilen bir kadındı. Evlatları arasında hiçbir zaman ayrım yapmazdı. Şefkat duygusu gelişmiş, yeteneklerimizin önünü açan, kişiliklerimize saygı gösteren, bize sorumluluklar veren, bizi erken olgunlaştıran ve kültürel birikimiyle de bizi zenginleştiren çok güçlü bir kadındı. Kişiliği, davranışları, görgüsü ve bilgisiyle çevresinde saygı uyandıran, popüler bir kadındı.
ANNEM BENİM KAHRAMANIMDI
Peki, anneniz sizin kahramanınız mıydı?
Annem benim idolümdü ve her zaman gözümde hep kahraman olarak yer etti. Hayatım boyunca onun tarafından beğenilmek ve onaylanmak için çalıştım. Benim yeteneklerime çok inanırdı, o yüzden hep yanımdaydı. Bana güç verirdi, her zaman desteğini gördüm… Hayatımdaki ilk adımlarımda da hep yanımda olan annemdi. Nereye baksam gördüğüm desteğim…
Size verdiği en önemli öğüt neydi?
Dürüst olmayı, yalandan uzak durmayı, başkasının malında gözümüzün olmamasını öğütledi hep. Canlılara karşı şefkat duymayı, sahip olduklarımız için şükretmeyi bilmeyi, imkânı daha az olan insanlarla paylaşmayı öğütledi.
Siz kızınıza ve torunlarınıza en çok neyi öğütlersiniz?
Ben de kızıma ve torunlarıma her şeyden önce iyi insan olmayı öğütlerim. Annemden ve anneannemden ne öğrendiysem hepsini aktarmaya çalıştım.
Peki, anneannenizden kulağınıza küpe olan nasihatler var mıydı?
Elbette vardı. Her zaman nasihat ederdi. Sürekli dile getirdiği atasözleri vardı. Sıklıkla ‘Tuttuğun yönden dönme’, ‘Gönül kimi severse güzel odur’, ‘Güvenme güzelliğine bir sivilce yeter, güvenme zenginliğine bir kıvılcım yeter’ derdi. Her şeyden önce iyi insan olmamız gerektiğini öğütlerdi hep. “Kimsin, aklındaki ve kalbindeki ne?” diye sorar ve ruhumuzu, beynimizi neyle beslediğimizin önemli olduğunu hatırlatırdı her defasında. Mevlana’nın “Nice insanlar gördüm, üzerinde elbise yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok” sözünü söylerdi.
YARADILIŞIMIZDA ADALET DUYGUSU VAR
Erkeğin görmezden geldiği ve hep bastırmaya çalıştığı ancak kadının içinde hep var olan gücü için ne söylemek istersiniz?
Kadın gerçekten daha güçlü, daha organize, daha detaycı, daha dayanıklı, daha sabırlı, daha adil… Bir kere kadının yaradılışında şefkat ve adalet duygusu var.
Erkekler ne kadar marjinal, entelektüel olursa olsun kadını geleneksel rol içinde görmek istiyor. Eşiniz de ‘yemek yapılacak, ev düzenli olacak’ gibi isteklerde bulunur mu?
Ben zaten bunları severek yaptığım için kendisinin benden böyle talepleri hiç olmadı. Bu konuda gerçekten çok şanslıydım. Başlangıçta şans gerekli ama sonra akıl devreye giriyor. Seçimlerimizde tercihimiz aşktan yana oluyor. Çünkü insan olduğumuzu hissediyoruz aşk duygusuyla. Ama sonra bunu yürütebilmek de aklın işi. Akıllı bir insan da huzuru için özveride bulunur. Niyet de varsa saygıyı da koruyarak evliliğinizi yürütebilirsiniz. Bu her zaman mümkün değil tabii.
SİNEMA ERKEK İŞİ GİBİ GÖRÜLMÜŞ
Kadının sinemadaki yeri için ne söylemek istersiniz?
Ne yazık ki sinema hep erkek işi gibi görülmüş. Ancak yıllar içinde birçok yetenekli kadın şansını zorlayıp başarılı filmlere imza attı. Ne var ki o gün bugündür kadın, sinemada var olmak ve varlığını kanıtlayabilmek için erkeklerden daha çok çaba sarf etmiştir. Zaten dünyada da, ülkemizde de sinema sanayiinde çalışan kadın sayısı, erkeklere oranla oldukça az.
Kadına uygulanan şiddet konusundaki görüşleriniz nedir ve kadınları kurtarmanın nasıl formülleri olabilir?
Değil kadına, her türlü canlıya uygulanan şiddet konusunda elbette ki çok duyarlıyım. Kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin, ne yazık ki kendi geçmişlerinde şiddete uğramış olduklarını düşünüyorum. İnsanların daha çok güven duygusuna, şefkate ve sevgiye ihtiyacı var.
SİBEL ATEŞ YENGİN / AKŞAM