VEHBİ DİNÇCAN YAZDI
TRT resmen olay yaratıyor kardeşim. Kanal üzerine kanal açınca herkes kapılarda, program alabilmek için kuyruk oluşturdu. Yok böyle bir şey…
Elinde bir dosya, işe yarayan, yaramayan TRT nın koridorlarında tur atıyorlardı. TRT Türk için proje, Müzik için proje, Kürt TV’si için bile proje ürettiler, Kürtçe bilmeden, Kürtlere karşı oldukları halde bazılarının… Sonuç; paraydı çünkü… Hep baktım da bir işe sarılıp, o işte tutunamayanlar ver yansın ettiler. TRT’den iş alanlar el üstünde tutulanlar TRT nin en yakın savunucuları oldular. Ya iş alamayanlar? verdiler veriştirdiler… Öyle ki, namus meselesini bile gündeme taşıyıp insanların evlilikleri ile oynamaya kalktılar.
Bu bir tıynet meselesidir. Bu gün ağam, yarın paşam ve son olarak tu-kaka…
Mesleğin inceliklerini bilmek adam gibi adam olmak o kadar zordur ki…
Şahısların özel ilişkilerine bile gözü kapalı, kendi çıkarları olmayınca tecavüz eden insanlarla sırt sırta yaşamakta ne yazık ki bizim içimizde mevcuttur.
Üç kuruş için saldırıya geçmek ayıp mı, yazık mı, vicdansızlık mı? Bunun adı nedir bilen var mı?
Ben bu mesleği yaparken zevk alarak yapıyorum ama artık ne hallere geldiğini görünce nefsim sıyrılıyor resmen…
Bu gün TRT’de bir programın danışmanı olarak görev alıyorum. Benim işim TRT’yi savunmak değil, benim sıkıntım insanların bu kadar vefasız ve görüş açılarının yamukluğunadır. Yarın, bizim yaptığımız program bite bilir. Ben o zaman TRT’ye ağır eleştiriler mi yapmam gerek?
Akşam gazetesinin en saşalı döneminde magazin müdürü olarak görev yaptım. Bir anlaşmazlık sonucu, o günkü genel yayın müdürü tarafından işime son verildi.
Ne o isim için bir tek kelime kötü söz söyledim, ne gazete için ağır ithamlarda bulundum.Benimle yan yana çalışan, bu gün köşelerde ahkam kesen bazıları, bana telefon açıp, sesini değiştirerek “Gördün mü ananın …..” bile dediler. Bu gün hala köşelerden güya doğru bildiklerini yazıyorlar ama… Bu gün hala AKŞAM gazetesinin en sadık okuyucusuyum arkadaş… GÜNEŞ gazetesinde köşe yazıyorum. Yarın bu köşe de bitebilir GÜNEŞ benim çocuğum gibi bu gün, yarında öyle kalır.
Özür dileyerek, kendimden bir takım örnekler vermeye devam edeceğim. En zor günümde KC Grup beni göreve getirdi. İyi işler yaptık, basın işlerini sürdürdüm başardım veya başaramadım. Sonuçta ayrıldık. Bu gün KC grup yok. Biri bir tarafta, biri diğer başka tarafta insanların. Ama hala telefonda konuşup hal hatır sorarım ihtiyaçlarını öğrenirim kendi çapımca…
Bu işler böyle olmalı…
Sözü geçen TRT yöneticilerinin bazı şeyler umurlarında bile değil. Ama, bu isimler mimleniyorlar. Bu düzen içinde hepimiz hata yapıyoruz, hepimiz uçkurumuzu bozup aptalca işlere imza atıyoruz. Tu kaka mı olalım arkadaş.
Mideden bağlanan işlerde bu kadar hata yaparsan sonuç ta kaybeden bunu yapan oluyor.
Üzülmemek elde değil.
Sonra, namus bekçisi kesiliyorlar. Hepimiz birbirimizi biliyoruz. Hepimizin kirli çamaşırları var kardeşim. Bir mücadelenin içinde olmamamız arkadaşlarımızın daha huzurlu ortamlarda iş yapmasını sağlamamız gerekir.
Vurun abalıya misali bir günde bize vururlar.
Birkaç kişinin elinde kalmak. Bir zamanlar maziye bak ne kadar şendik hesabı gibi, ağlamak fayda vermiyor.
Birkaç iyi adam kaldıysak bir birimize sahip çıkmamız lazım.
Oysa biz bir birimizi yemenin hesabını yapıyor iyice küçülüyoruz ne yazık ki…
Vehbi DİNÇCAN