Yalandan kim ölmüş!

Sacit Aslan sacitaslan@gmail.com
Gelecekten, bu günden umut kesince geçmişe sarılırmış insanlar.

Bu durum magazin dünyamıza da bulaştı. Birbirinin aynı ve gerçeklerden uzak, çakma izlenimi veren haberleri okuyucu kadar gazetecilerinde canını sıkıyor olmalı anlaşılan.

Bu yüzden bu günlerde geçmişte olmuş bitmiş olaylar tekrar gündeme getiriliyor, ancak kişiye göre değişikliğe uğratılarak!

Bazı magazin programlarında yorumcuların, geçmişte skandal olmuş olayların kahramanları hakkında yaptığı yorumları dinlerken gerçekten hayretler içinde kalıyorum.

Hele birde olayın kahramanlarını aklamaya çalışmaya çabalarını hiç anlamıyorum. Bir gazetecinin görevi aklamak paklamak olmamalı, haber neyse odur geçmişte de, şimdi de.

Skandal olayların kahramanı olmuş erkeklerden veya kadınlardan, yıllar sonra söz açıldığında "o çok iyidir, bugüne kadar hiç kimseye kötülüğü olmamıştır" diye gerine gerine anlatılıyorsa, "o tarihlerde evli olan bu kadın, yakışıklı bir mankenle kocasını aldatıyor olmasını ve olaylar patladığı zaman, beraberlik yaşadığı mankeni, kabadayıları devreye sokup, adamı dağa kaldırtmasına, kendisinin DGM yargılanmasını" ne yapacağız?

İyilik bunun neresinde?

Zamanın gazete ve gazino patronlarıyla, düşüp kalkan ve yıllarca "şöhret ve para" için kendilerini kullandıran bazı hatunları hangi sınıfta değerlendireceğiz?

İyi insanlardı öyle mi? Ödül verilsin bari.

Yıllarca, modacı kisvesi altında, kadına 3-5 paçavra dikip yolunu bulacak diye "muhabet tellallığı" yapmış pislikleri nasıl kabul edeceğiz?

Oda iyiydi öyle mi? Heykellerini dikelim bari.

Yere göğe koyamadığınız şöhret olmuş, uyuşturucu mübtelası, hayatına girmiş her kadından bir çocuk yapmış ve yıllarca bu kadınlara yaptığı eziyetler gazete sayfalarında olan, ünlü bazı erkekleri(!) hangi sınıfta değerlendireceğiz?

Onlarda mı aslında çok iyiler? Okullara, caddelere isimleri mi verilsin?

Hele bunlar ölmüşlerse daha da iyi oluyorlar, ne kötülük yaparsan yap ölünce iyi olacaksın, adamların, kadınların iyi olabilmeleri için ölmeleri gerekiyor, Tövbe Estağfirullah. diye bir durum ortaya çıkıyor.

Yeni yetme bazı yorumcuların yaşı yeterli olmadığı için "canım abim, güzel ablam" laflarıyla goygoyculuk yapıyor olmalarını anlıyorum da, kaşarlaşmış ve her şeyi çok iyi bilen bazıları bu denli riyakarlığı hangi çıkarlar için yapıyorlar aklım, mantığım almıyor.

Yoksa korkuyorlar mı?

Neden korkuyorlar derseniz bir ömür verdikleri palavralarıyla yüzleşmekten olmalı, geçmişteki skandalların kahramanları  tuhaf bir şekilde bazı gazetecilerle sanki ortak bir suç işlemişlerde hala örtüyor gibiler.

Geçmiş, yaşananları ve skandallarıyla bıraktığınız yerde olduğu gibi duruyor bu güne göre yorumlamak pek akıllı işi değil.

Kimbilir kimlerin geçmiş yaraları, pişmanlıkları, ödedikleri bedeller içlerinde nasıl sızlıyor hala ve belki geçmiş bir başka kalp gibi atmaya devam ediyor. Bütün bunlar çok insani ama bunun içinden türlü kepaziliğe gözü kapalı koşmuşlardan iyi yürekli insan çıkartmak gazetecilerin işi mi?

Çocuk denecek yaşta, babalarının çalıp, dansöz kostümleri ile ortaya saldığı bazılarının rakı sofralarına meze olduğunu unutmayın ve hayatın sillesini o yaşta yiyen bu gibiler, ileriki yaşlarında bu acıların hesabını günahsız kişilerden çıkarmayı kendilerine şiar edinmiş yaşamlarını sürdürürken, hala sizin, bokun adını 'Bad-ı Saba' ile değiştirme çabalarınızı anlamakta zorluk çekiyorum!

Anlattığınız bazı kaşarlar, sanki anasının, babasının dizinin dibinde büyümüş, iyi eğitim almış, şerefli, namuslu genç kızlarmış gibi tarif ettiğiniz zaman, herkesten önce onlar size gülüyor ama ağızlarıyla değil bilesiniz.

Bu memlekette bir çok iyi insan anılmak için bekliyorlar, unutulmuş çok iyi insanları var bu ülkenin yahu!

Geçmişi unutmak mümkün değil, biz unutsak, Google arama motoru unutmaz, site arşivleri unutmaz, kısacası o bizi unutmaz..

Geçmişin ayan beyan ortada kötü işlerini 'Ama onlar iyiydi' diye izah etmek boşuna, olaylardan kahramanlarını soyutlayıp olayı kötü, içindeki oyuncuları 'iyi' ilan etmek ise hangi gazetecilik aklına sığar bilemem.

Kısacası, sesi güzel, besteleri muhteşem, sahnede çok güzel duruyor falan gibi kestenperane gerekçelerle, bir takım Ahlaki değerleri yerlere yeksan etmiş bazı hayasızları, savunmayı ve methüsena ile anlatmayı bırakın, gerçekten ayıp oluyor.

Unutmayın ki; sizinde çocuklarınız, torunlarınız var, hayata bu şekilde büyük kayıplarla başlamasını ama sonradan şöhret ve para sahibi olmasını istermisiniz, sorarım size?

Elbette istemezsiniz.

O zaman, bazı ahlaksızları savunmadan ve aklamaya çalışmadan önce, hafızanızı iyi yoklayın ve iki kere düşünün. 

Zamana da güvenmemek lazım, hatırlayan yoktur nasılsa diye sallayanlara hiç güvenmemek lazım, ey ahali duyduk duymadık demeyin sallayanlara dikkat edin, bunlar Padişahın bile arkasından kılıç sallayan cinsten, şimdi iyi veya kötü istedikleri gibi geçmişe sallıyorlar.

Lütfen çok dikkatli olun...

Sacit ASLAN
Tüm yazılarını göster