Yaş gruplarına göre DEHB
Yaş gruplarına göre DEHB
Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ile Hastalıkları Uzmanı Dr. Zafer Atasoy, bebeklikten yetişkinlik dönemine hastalığın görülme sıklığını ve belirtilerini anlattı.
DEHB çocukluk çağında en sık karşımıza çıkan ruhsal bozukluktur. Çeşitli araştırmacıların yüzde 3-10 arasında bildirdiği yaygınlık oranı ülkemizde yüzde 5 olarak bulunmuştur. Yaşam boyu süren bu tablonun temel özellikleri yaşla uyumlu olarak karakter değiştirerek varlığını korumaktadır. Erişkinlerde yaygınlığı yüzde 4’tür. Üç alt tipinden en sık karşılaşılanı hiperaktivite ve dürtüselliğin ön planda olduğu tiptir, bunu birleşik tip ve dikkat eksikliğinin ön planda olduğu tip izler.
Bebeklik: Yaş dönemlerine göre klinik özellikleri farklılaşan DEBH’in varlığı bebeklik döneminde akla gelmeyebilir. Ancak daha sonraki yıllarda geriye dönüp dünüşüldüğünde bebeklik dönemine ait; az ve düzensiz uyku, kolik tarzında ağrılar, yeme sorunları, huzursuzluk, çok ağlama, kolay yatıştırılamama gibi yakınmaların rahatsızlığa ait öncü belirtileri olduğu görülür. Hatta bazı anneler deneyimlerini aktarırken hiperaktivite sorunu yaşayan çocuklarının gebelik döneminde de anne karnında çok hareketli olduklarını ifade eder.
Erken çocukluk ve okul öncesi: Hastalığını sosyal sorunlar yaratmaya başladığı dönemdir. Bu dönemde, aşırı derecede hareketlilik (koşma ve tırmanma), korku hissetmeme, etkinliklerde dikkatin çabuk dağılması, motor koordinasyon ve dil gelişiminde sorunlar, sık kavga etme, kazalara yatkınlık, söz dinlememe çok konuşma, sabırsızlık, akranlarıyla iletişim kurmada güçlük çekme, oyun oynarken başına buyruk davranma, amaca yönelik davranış azlığı gözlenir.
İlkokul dönemi: Hastalığın en fazla sorun yarattığı, çocuğun, ailenin ve sosyal ortamın yakınmaların arttığı dönemdir. Aynı zamanda çocuğun okula başladığı bu dönemde; dikkatsizlik, ödevlere karşı isteksizlik, söz dinlememe, sık eşya kaybetme, uygunsuz ortamlarda aşırı hareketlilik, çok konuşma, söz kesme, sıra bekleyememe, dürtüsel, tehlikeli ve saldırgan davranışlar sergileme, yaralanmalara yatkınlık, öğrenme güçlükleri, sosyal ilişkilerde güçlükler, güvensizlik, özgüven kaybı gibi duygu ile davranışlar ön plana çıkmaktadır.
Ergenlik: Ergenliğe ait birçok yeni sıkıntıların eklendiği bu dönemde çocuk hâlâ bir yardım almamışsa; ders çalışamama, dikkatsizlik, unutkanlık, zamanı organize edememe, gerginlik ve huzursuzluk, tehlikeli aktiviteler (cinsel riskli davranışlar, kavgaya katılma, kötü madde kullanımı, zayıf sosyal ilişkiler, depresif yakınmalar, antisosyal ve saldırgan davranışlar sergileme gibi yakınmalar daha şiddetli olarak yaşanır. Bunların sonucu olarak da akademik performans ve sosyal uyumu ileri derecede bozulabilir.
Yetişkinlik: Dikkatin çabuk dağılması, unutkanlık, işe başlama ve bitirmede güçlük, öfke kontrolünde zorluk, antisosyal davranışlar, uzun süre oturamama, içsel huzursuzluk, evlilik yaşantısında ve sosyal ilişkilerde zorluklar, depresif ve sıkıntılı yakınmalar, alkol-madde kullanımı, uygunsuz cinsel davranışlar, kaza ve yaralanmalar görülür.
YAŞA VE CiNSiYETE GÖRE DAĞILIM
Okul öncesi, ilköğretimin ilk yıllarında hiperaktivite ve dürtüselliğin ön planda olduğu tip, ilköğretimin ortalarında bileşik tip, geç eğitim yıllarındaysa dikkat eksikliğinin ön planda olduğu tip karşımıza çıkmaktadır. Erkek çocuklarda kızlara göre 2-10 kat daha fazla görülmektedir. Erkeklerde hiperaktivite, kızlardaysa dikkat eksikliği ön plandadır.
DEHB çocukluk çağında en sık karşımıza çıkan ruhsal bozukluktur. Çeşitli araştırmacıların yüzde 3-10 arasında bildirdiği yaygınlık oranı ülkemizde yüzde 5 olarak bulunmuştur. Yaşam boyu süren bu tablonun temel özellikleri yaşla uyumlu olarak karakter değiştirerek varlığını korumaktadır. Erişkinlerde yaygınlığı yüzde 4’tür. Üç alt tipinden en sık karşılaşılanı hiperaktivite ve dürtüselliğin ön planda olduğu tiptir, bunu birleşik tip ve dikkat eksikliğinin ön planda olduğu tip izler.
Bebeklik: Yaş dönemlerine göre klinik özellikleri farklılaşan DEBH’in varlığı bebeklik döneminde akla gelmeyebilir. Ancak daha sonraki yıllarda geriye dönüp dünüşüldüğünde bebeklik dönemine ait; az ve düzensiz uyku, kolik tarzında ağrılar, yeme sorunları, huzursuzluk, çok ağlama, kolay yatıştırılamama gibi yakınmaların rahatsızlığa ait öncü belirtileri olduğu görülür. Hatta bazı anneler deneyimlerini aktarırken hiperaktivite sorunu yaşayan çocuklarının gebelik döneminde de anne karnında çok hareketli olduklarını ifade eder.
Erken çocukluk ve okul öncesi: Hastalığını sosyal sorunlar yaratmaya başladığı dönemdir. Bu dönemde, aşırı derecede hareketlilik (koşma ve tırmanma), korku hissetmeme, etkinliklerde dikkatin çabuk dağılması, motor koordinasyon ve dil gelişiminde sorunlar, sık kavga etme, kazalara yatkınlık, söz dinlememe çok konuşma, sabırsızlık, akranlarıyla iletişim kurmada güçlük çekme, oyun oynarken başına buyruk davranma, amaca yönelik davranış azlığı gözlenir.
İlkokul dönemi: Hastalığın en fazla sorun yarattığı, çocuğun, ailenin ve sosyal ortamın yakınmaların arttığı dönemdir. Aynı zamanda çocuğun okula başladığı bu dönemde; dikkatsizlik, ödevlere karşı isteksizlik, söz dinlememe, sık eşya kaybetme, uygunsuz ortamlarda aşırı hareketlilik, çok konuşma, söz kesme, sıra bekleyememe, dürtüsel, tehlikeli ve saldırgan davranışlar sergileme, yaralanmalara yatkınlık, öğrenme güçlükleri, sosyal ilişkilerde güçlükler, güvensizlik, özgüven kaybı gibi duygu ile davranışlar ön plana çıkmaktadır.
Ergenlik: Ergenliğe ait birçok yeni sıkıntıların eklendiği bu dönemde çocuk hâlâ bir yardım almamışsa; ders çalışamama, dikkatsizlik, unutkanlık, zamanı organize edememe, gerginlik ve huzursuzluk, tehlikeli aktiviteler (cinsel riskli davranışlar, kavgaya katılma, kötü madde kullanımı, zayıf sosyal ilişkiler, depresif yakınmalar, antisosyal ve saldırgan davranışlar sergileme gibi yakınmalar daha şiddetli olarak yaşanır. Bunların sonucu olarak da akademik performans ve sosyal uyumu ileri derecede bozulabilir.
Yetişkinlik: Dikkatin çabuk dağılması, unutkanlık, işe başlama ve bitirmede güçlük, öfke kontrolünde zorluk, antisosyal davranışlar, uzun süre oturamama, içsel huzursuzluk, evlilik yaşantısında ve sosyal ilişkilerde zorluklar, depresif ve sıkıntılı yakınmalar, alkol-madde kullanımı, uygunsuz cinsel davranışlar, kaza ve yaralanmalar görülür.
YAŞA VE CiNSiYETE GÖRE DAĞILIM
Okul öncesi, ilköğretimin ilk yıllarında hiperaktivite ve dürtüselliğin ön planda olduğu tip, ilköğretimin ortalarında bileşik tip, geç eğitim yıllarındaysa dikkat eksikliğinin ön planda olduğu tip karşımıza çıkmaktadır. Erkek çocuklarda kızlara göre 2-10 kat daha fazla görülmektedir. Erkeklerde hiperaktivite, kızlardaysa dikkat eksikliği ön plandadır.