Eskilerin çok güzel bir söylemi vardır: “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” yani 'Hafızanın unutmak gibi müzmin bir hastalığı vardır' derler.
Yakında 69 yaşında olacağım. Yaşamımın tam 33 senesi Maksim Gazinoları içinde geçti ve kapandığı 2002 tarihine kadar bu sürenin 17-18 senesini tek karar mercii olarak yaşamış olan ben, yaşadığım sürece söylenen her yanlış veya yalan bilgi karşısında doğruları kronolojik bir sıralama ile şamar gibi yüzünüze çarpacağım...
1.) Ankara Mehmet Kasal’ın sahibi olduğu Başkent Gazinosu'nda başlayan assolistlik(!) serüvenin ki o tarihte merkezi hükümetin olduğu bir başşehirde, emniyetine ibraz edilen kimliklerde rüştünü ispat etmemiş 16 yaşında bir (kadın veya erkek) içkili yerde asla sahneye çıkamaz. Nükhet Duru ve Erol Simavi’nin inadı yüzünden Maksim gibi Türkiye’nin en önemli gazinosu bu sebepten (Sibel Can) 3 gün mühürlendi, Ankara’da benzer bir olay için ruhsatı çoktan iptal edilirdi.
2.) Senin Başkent Gazinosu'ndan sonra sahne aldığın yerler: Stardust, Mersin’de bir otelin roofu, Bursa Kervansaray Oteli ve 1994 yılında yani bundan tam 28 yıl önce Caddebostan Maksim’de Seda Sayan’ın 30 gün sonra bıraktığı İbrahim Tatlıses, Tanyeli ve Gülşah Dilek kadrosuna Gülben Ergen’in katılması ile 40 gün çalıştın ve bu çalışman Maksimlerdeki ilk çalışmandı. Senin assolist olarak çıkmanı istemeyenlerin başında da maalesef Bülent Ersoy geliyordu, Muazzez Abacı değil bunu sakın unutma artık.
3.) İkinci ve son çalışman da 1998 yılında Maksim’in Casino olduğu dönemdir ve kumar müşterileri için “bedava” programların yapıldığı küçük salonda sahneye çıkışındır. Kısacası 1961 senesinden 2002 senesine kadar sahibi olduğumuz tüm Maksim Gazinolarında (B. Maksim, Taşlık Maksim, Bebek Maksim, C.B Maksim, Ankara Köşk, İzmir Dalyan) toplamda sen 2 defa ve Gülben Ergen de 2 defa olmak üzere sahneye çıktınız.
Muhterem okurlar; bu yazdıklarımın dışında söylenenlerin tamamı gerçek dışıdır veya hayalperest hikayelerdir.
Saygılarımla...
Sacit ASLAN