Yüksel Aksu: "Cem Yılmaz bin yılda bir gelir"

Bir zamanların Yeşilçam yıldızı Hülya Koçyiğit, "Film Gibi Hayatlar" adlı programında bu hafta yönetmen Yüksel Aksu'yu ağırladı.

Türk Sineması’nın 70’li yıllarında yıllarda bir film seyretmenin toplumsal bir ritüel gibi olduğunu ifade eden Aksu, o dönemlerde yoksulluk olsa bile yoksunluk olmadığını söyledi.

Yüksel Aksu, "80 yaşındaki ile sekiz yaşındaki çocukla, genç kızların seyredip hayranlıkla baktığı, yakıştırdığı, yakıştırmaya çalıştığı ve aynı anda da elden ele onlarca çay bardağının hemen akabinde adaçayı bardaklarının elden ele dolaştığı bir karnaval evreni gibiydi. Genel olarak Türkiye'nin her kesiminde yaşadığı bir çocukluk yaşadım o yıllarda. Yoksulluk vardı ama yoksunluk yoktu o zamanlar. Yoksulluğa çare bulunabiliyor ama yoksunluk biten bir şey değil. Daha travmatik bir şey. Özellikle kasabalarda, küçük mahallelerde olan olmayana, bilen bilmeyene, anlayan anlamayana yeterdi. Biri hasta olunca ambulanstan önce mahalle yetişirdi. O zamanlar mahallenin kendi diyalektiği vardı. Konağın yanına küçük müştemilat, onun bir yerine diğeri aynı okula gidip geliyorlar. Efendim aynı yerde top oynuyorlar, aynı sinemaya gidiyorlar. Bu kendiliğinden bir eşitlik... Kendiliğinden bir dayanışmayı da içeriyor. Benim filmlerimdeki kalabalıklık biraz oradan gelir. Bir de bizim ev çok kalabalıktı" dedi.

Cem Yılmaz ile ilgili de övgü dolu sözler söyleyen Aksu, "O özel bir oyuncu. Cem bana göre bin yılda bir gelir. Bin yılda gelen yeteneklerden... Biraz acele edip, dünya starı olması lazım. Bu kumaş bu yetenek fazlasıyla var. Cem’in iki dünya filmi var. Bu potansiyel Cem’de var. Mizah olarak, mimik olarak her türlü var" şeklinde konuştu.

Dijital mecraların bir zenginlik olduğunu belirten Yüksel Aksu, "Anlatacağınız şey olduğu sürece bütün bu mecralar zenginliktir. Dijitalin farklı çalışmalara mecra olacağını düşünüyorum. Ulusal televizyonlarda reyting sultası tırnak içinde hep bir estetiği bir ortalamaya zorluyordu. Şimdi insanlar açıp bakıyor. Yüksel Aksu filmi mi seyretmek istiyor, Spielberg mi izlemek istiyor, Çağan Irmak mı istiyor Hülya Hanım'ı mı istiyor? Dostoyevski uyarlaması mı istiyor? Baksın… Dostoyevski uyarlamasını benim annem beğenmez. Ben şimdi reyting sultasıyla mecburen ona göre estetik kurmak durumundayım. Bu kendiliğinden bir estetik demokratikleştirme yaratacaktır diye düşünenlerdenim" ifadelerini kullandı.

Duvara bantlanmış muz 6,2 milyon dolara satıldı İnşaat devinin veliahtının boşanma sınavı Pelin Akil 'Yalı Çapkını'nından apar topar gönderiliyor 'Gizli Bahçe' dizisi neden erken final yaptı? Murat Yıldırım'dan bomba sözler Doğukan Manço'dan 'Barış Manço' filmi hakkında olay sözler Ebru Baki Sözcü TV’den ayrıldı mı?