Annenize sorun…
Annenize sorun…
Bunları, soruna dönüşmeden önce bulmak için annenize bazı sorular
yöneltmeye ve yanıtlarını kaydetmeye ne dersiniz?Aytaç Özkardaş
Anneler çocuklarıyla ilgili her şeyi bilmek ister. Özellikle
çocukların bağımsızlıklarını kazanmaya ve bir birey olmaya
çalıştığı ergenlik döneminde annelerin merakları iyice artar. Öyle
ya, ya yanlış bir şey yapar da hayatını karartırsa! O yüzden,
‘kartları açık oyna, benden hiçbir şeyi gizleme, her şeyi senin
iyiliğin için yapıyorum’ derler. Haklıdırlar da…
Artık yeterince büyüdünüz, ergenliğin o tehlikeli sularından
uzaklaştınız. Şimdi masadaki yerleri değiştirmenin ve sizin,
annenizden ‘kartları açık oynamasını’ istemenizin zamanı geldi.
Onun sağlığıyla ilgili alacağınız kimi bilgiler, sizin ileride
yakalanabileceğiniz olası hastalıklarla ilgili ipuçları verebilir.
İşte annenize sormanız gereken kritik sorular…
21 Yaşındayken de boyun bu uzunlukta mıydı?
Eğer anneniz gençlik yıllarından bu yana 1-2 parmak kısaldıysa bu
osteoporozun ya da düşük kemik yoğunluğu sorununun belirtisi
olabilir. Ve eğer annenizde osteoporoz varsa, ileriki yaşlarınızda
sizin de, bu hastalığa yüzde 50 oranında yakalanma riskiniz
bulunuyor. Öte yandan eğer annenizin boyu halen 35 yaşındaki
uzunluğunu koruyorsa, sizin de ileride kambur kalma ya da en ufak
bir darbede kemiklerinizin kırılma riski de bir o kadar
düşüyor.
Genetik yazgıya karşı ne yapmalı?
Annenizde osteoporoz varsa siz de geç kalmadan kemik yoğunluğu
testi yaptırın. Uzmanlar, kemik yapınızı güçlendirmek için günde
1,000 miligram kalsiyuma ihtiyaç duyduğumuzu belirtiyor. Kalsiyumun
en temel kaynağı ise, az yağlı, yağsız süt ve süt ürünleri. Ayrıca,
kalsiyumun vücut tarafından emilimini sağlayan D vitamini içeren
bir multivitamin almanız da tavsiye ediliyor.
Sağlıklı bir kemik yapısına sahip olmak için yapılabilecek en
önemli şeylerden biri de spor yapmak. Egzersizlerle zorlanan,
çalışan kemikler daha da güçleniyor. Atıl durumda kaldığınızda ise
kemik yapısı zayıflıyor. Egzersizin bir diğer faydası da kasları
güçlendirmesi ve omurlara binen yükü hafifletmesi. Böylece
omurların yüksekliğini kaybetmesi sonucu yaşanan boy kısalığı da
engellenebiliyor.
Zor bir hamilelik mi geçirdin?
Sizin hamileliğiniz de tıpkı anneniz gibi zor ya da kolay olacak
diye bir kural yok elbette. Ancak yine de bazı komplikasyonlar
genetik olarak anneden kızına geçebiliyor. Anneniz sezaryen ile
doğum yaptıysa bunun nedenini öğrenin. Sezaryen olmasının sebebi
pelvis darlığıysa ve siz de dar kalça yapısına sahipseniz doğumda
aynı sorunla karşılaşma ihtimaliniz yükseliyor.
Ayrıca, halk arasında ‘gebelik zehirlenmesi’ olarak bilinen, annede
yüksek tansiyon, ödem ve idrarda bir protein artışı ile kendini
gösteren ‘Preeklampsi’ ya da ‘gebelik diyabeti’ni annenizden miras
almış olabilirsiniz.
Anneniz sabah bulantılarından başka bir problem yaşamamış olsa bile
onun yaşadığı tecrübeleri konuşmak şüphelerinizi gidermeye yardım
edecek ve sizi rahatlatacaktır.
Genetik yazgıya karşı ne yapmalı?
Anneniz hamileliği sırasında yukarıda bahsettiğimiz
rahatsızlıklardan herhangi birini yaşamışsa bunu mutlaka kadın
doğum uzmanınızla paylaşın. Özellikle de hamileyseniz ya da hamile
kalmayı planlıyorsanız. Böylelikle doktorunuz komplikasyonların
önüne geçmek için neler yapılabileceğini planlayabilir. Örneğin
Preeklampsi durumunda daha fazla meyve-sebze yemenizi ya da bebeğe
zarar vermeyecek egzersizler yapmanızı önererek riskleri düşürmeye
çalışabilir.