Aşk Çanları Çalmaya Başladı
Aşk Çanları Çalmaya Başladı
Kadın ve erkek birbirinden oldukça farklı iki canlı. Ama ilginç bir
şekilde aşk olgusu devreye girdiği zaman tüm bu farklılıklar çok
daha çekici hale geliyor. Sözler dışında vücut dili de ayrı bir
anlam kazanıyor. Hem erkekte hem de kadında açıkça görülebilen bu
duygusal değişimler, kişiyi daha mutlu ettiği kadar aynı zamanda da
daha şüpheci, daha kolay tepki verebilen, daha kolay kırılabilen
biri haline getiriyor. İşte bu durumda işin içine biyolojik
değişimler giriyor.
Aşk kavramı, kadın ve erkekte ergenlik çağlarında başlıyor. Sevgi
kavramı ise kişinin kendisini kim olduğu, neden dünyaya geldiği
gibi sorularla tanımaya başladığı 5 yaşından itibaren ortaya
çıkıyor. Aşk başlarken dört duyumuz da harekete geçiyor. Başlangıç
için, ilk aşamada karşımızdaki insanın kokusunun beynimizdeki aşk
dürtülerini uyarması gerekiyor. Daha sonra sesini ve görüntüsünü
beğendiğimiz kişiye dokunmak istiyoruz. Kadınlar, koku yoluyla
karşısındaki erkeğin bağışıklık sistemi hakkında bilgi sahibi
oluyor. Bunun sebebi de insanların eş seçimi yaparken kendi
bağışıklık sistemlerinden farklı sisteme sahip kişilere yönelmesi
olarak açıklanıyor. Yani kadının, çocuğunu, daha gelişmiş bir
bağışıklık sistemiyle dünyaya getirmek isteği. Kokuyla başlayan bu
sinyaller, sonraları gözle kurulan iletişime, sese, dokunmaya
dönüşüyor, sonuçta da aşk ortaya çıkıyor. Bu nedenle uzmanlar,
aşkın erkek tarafından değil kadınlar tarafından başlatıldığı
konusunda birleşiyor.
PEKİ YA ERKEKLER?
Kadın tarafından gönderilen ve sonrasında aşka dönüşen bu
sinyaller, erkek tarafında da bir etki yaratıyor. Ama erkekler daha
çok biyolojik olarak güzel olana doğru bir eğilim gösteriyorlar. Bu
yüzden kendilerine özgü eş seçme kriterleri olduğunu söylemek pek
mümkün değil. Erkekler, çocuğunu en sağlıklı şekilde taşıyacak,
besleyecek, doğuracak ve bakacak kadını arıyor. Yine de onları
kendi belirlediği bir sisteme göre ölçüyor, tartıyor ve iyi
partneri seçtiğinden emin olmak istiyor. Kadınlar ise öncelikle
seçtiği erkeğin kokusunun, kendisine uygun olup olmadığına karar
veriyor, daha sonra görüntüsüne dikkat ediyor, erkekte zekâ,
güvenilirlik, iletişim ve kendine güven arıyor. Cinsellik ise son
sırada geliyor.
Erkekler kendilerini, agresif tutum ve davranışlarla göstermeye
çalışıyor, kadınlar ise daha çok vücut dilini kullanıyor.